------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Fareler bir araya gelip, başlarına musallat olan kediden kurtulmayı tartışmaya başlamışlar.
Herkes bir şey söylemiş.
Sonunda genç farelerden biri demiş ki:
“Kedinin boynuna bir çan takalım. Kedi gelirken haberimiz olur.”
Bütün fareler bu fikri olumlu bulmuşlar.
Bu arada duvarın dibinde uyuklayan yaşlı bir fare sormuş:
“Söyledikleriniz iyi güzel de. Kafamı bir soru kurcalıyor. Kedinin boynuna çanı kim takacak acaba?”
--//--
ESO Başkanlığı için iki, Nebi Hatipoğlu ve Savaş Özaydemir, ETO Başkanlığı içinse tek aday, Harun Karacan, var.
Nebi Hatipoğlu aylar önce adaylığını açıkladı.
Hatta ilkelerini de ortaya koydu.
Yargı kararından sonra Savaş Özydemir de çıktı ortaya.
İçinde bulunduğumuz günlerde, çalışmalar sürüyor.
Bana kalırsa, ibre sağa sola gidip gidip geliyor.
Netleşmiş bir durum yok.
Fakat gene bana göre, yarış son ana kadar aynı bilinmezlik içinde devam edecek.
ESO’da durum değişik çünkü.
Dar politika değil, sermaye ağırlıklı geniş politika konuşacak burada.
---//--
ETO’da Harun Karacan’ın işi kolay.
Karşısına rakip çıksa bile fark etmeyecek.
ESO’da değil, ama ETO’da seçim sonrası için farklı yorumlar gündeme geleceğe benziyor.
Daha şimdiden Karacan adı, AKP’de konuşuluyor.
Büyükşehir diyenler de var, Odunpazarı da.
Karacan’dan bu konuda hiçbir yorum duyulmadı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e karşı tavırlarına göre yorum yapılıyor sadece.
İleride Karacan’ın karşısına böyle bir fırsat geçer mi?
Cenazelerin, düğün ve nikahların olmazsa olmazı Harun Karacan, ETO’dan AKP’ye atlar mı?
Bunu da zaman gösterecek?
--//--
ESO ve ETO dışı gelişen politikalara gelince.
“Kedinin boynuna çan takacak fareyi arıyor herkes. ”
Kazananlarla kazanmış olacaklar.
Kaybedenlerle de “Ben demiştim” yorumuna yatacaklar.
16 Şubat 2013
Yaşamın İçinden: Ömer Duru
--Havacılık Müzesi—
Geçtiğimiz yıl Tepebaşı Belediye Meclisi kararı ile Anadolu Üniversitesi’ne verilen Havacılık Müzesi için başlatılan çalışmalar durdu mu nedir? Devir işleminden sonra yazdığım bir yorumdan sonra sevgili Prof. Dr. Ufuk Aydın arayıp ”Çalışmalar başladı. Çok yakında burası Eskişehir’de en çok gezilen bilim parkı durumuna gelecek. Bu konuda uzman arkadaşlarımızın çalışmaları var. Deneyimli bizler de yardım ediyoruz” demişti. Aradan uzun bir süre geçtiği halde, Anadolu Üniversitesi tabelasından başka bir değişiklik göremediğimiz için hatırlatalım dedik. Havacılık Müzesi’nde çalışmalar kış nedeniyle mi durdu, yoksa hazırlanan projeden mi vazgeçildi? Baştan beri söylüyoruz. Havacılık Müzesi Anadolu Üniversitesi için yapılan çalışmaları sergilenmesi adına bulunmaz bir fırsattır. Değerlendirilmeli, hem Anadolu Üniversitesi, hem de Eskişehir bir eser kazanmalı.
-Tut elimden canım babam—
Ahmet Sezer 1948 yılında doğmuş. 2012 yılında vefat etmiş iş adamlarından biri. Aslen Emirdağlı olan Ahmet Sezer’in genç sayılacak yaşta vefatına üzülmeyen olmamıştı. Antalya’da kaldırılan cenazesine ise, çevre il ve ilçelerden binlerce kişi katılmıştı. Ahmet Sezer’i yakından tanıyanlardan biriyim. En son gördüğümde rahatsızdı. Buna karşın Eskişehirspor maçı için Antalya’dan gelmişti. Bir düğünde Ali İhsan Sarıçoban ile çektirdiğimiz resmini hep saklarım. Çok zengindi Ahmet Sezer. Akla gelen her şeyi vardı. Eskişehirspor ikinci sevgilisiydi. Birinci, sevgilisi ise ailesiydi. Eşi ve çocukları kaç kez davet ettiyse, gidememiştim Antalya’ya. Sitem eder “ Yapma be hemşehrim” derdi. Yılmaz Sezer de öyle. Ahmet Sezer’in Emirdağ- Eskişehir- Antalya Manavgat’a yaptığı hayır işlerini saymakla bitiremezsiniz. Sezer yakın dostlarını unutmazdı. Onun için para önemli değildi. Okullar yaptırmıştı “Ben okuyamadım. Bütün çocuklar okusun” derdi. Eskişehir’deki okulunu Süleyman Demirel açarken, Ahmet Sezer’in ağladığını bilirim. Ahmet Sezer’in doğumundan ölümüne kadar yaşamını anlatan Özlem Hale Okay’a teşekkür ediyorum. Doğumu anlatmak neyse de , yaşamla vedalaşma anlamına gelen ölümü anlatmak kolay değildir. Bunu ancak babasının başı ucunda oturup, elinden tutan yavrusu yapabilir.
Yavrusu Özlem, babasını“Tut Elimden” diyerek ölümsüzleştirmiş. Ne mutlu çocuklarına ki, Ahmet Sezer gibi bir insanı seviyor ve seviliyorlar. Ne mutlu eşine ki, bire hazine taşıyor yüreğinde. Kabrin cennet olsun sevgili dostum. Seni unutmak kolay değil. Özlem’in gönlündeki Ahmet Baba’ya da ne mutlu ki bu dünyada kendisini çok seven insanlar bırakmış.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...