Fair-play her yerde olmalı…

 Rakibi oyunun bir parçası olarak görmek, oyunun koşullarında  eşitliği gözetmek,  kazanınca zaferi kötüye kullanmamak, yenilince sonuca ve kazanana saygı göstermek,  kazananı tebrik etmek fair-playin en önde gelen kurallarındandır…

Son yıllarda ulus olarak hasret kaldığımız bir erdemlilik ve asalet gösterisidir fair-play…

Tek bir sözcükle ifade etmek gerekirse “centilmenlik” demektir…

Yalnızca sporda değil,  bilimde, sanatta, siyasette, yaşamın hemen her alanında esmelidir fair-play rüzgârları…

 *  

Bunları neden hatırlatma ihtiyacı duyduk…

Bilindiği gibi son yönetim kurulu toplantısından çıkan Başkan “Mesut Hoşcan”  sıcağı sıcağına, olağanüstü kongre kararını ESTV ekranlarından açıklamış ve şöyle demişti: “Bu kararın camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah Eskişehirspor’u daha iyi yerlere taşıyacak kadrolar oluşur ve adaylar çıkar. Medyada çeşitli şekilde konuşanlar, eleştirenler vardı.  Bunlara haksızlık etmemek ve onlara fırsat vermek gerekirdi…”

Bu sözler gerçekten sonuna kadar fair-play yansıtan, alkışlanacak türden ifadelerdi…

Ancak hafta başında şok bir gelişme yaşandı.  Genel kurula katılabilecek üye listeleri açıklandığında eski başkan “Halil Ünal”ın bu listelerde yer almadığı görüldü…

*

Kimdi “Halil Ünal?”

En küçük deyimle yarım asırlık Eskişehirspor tarihinin en uzun süre görev yapan başkanıydı…

2007-2008 Sezonunda takımı Süper Lig’e çıkaran “Nebi Hatipoğlu”nun yeniden aday olmaması üzerine, kulübe başkan arandığı günlerde ateşten gömleği hiç tereddüt etmeden giymişti…

Onu, başkanlık yaptığı dönemde bir eğlence mekânında, ünlü bayan sanatçıya attığı fındık fıstıktan tutun da protokolde keyifle tüttürdüğü puroya kadar eleştiren ferd-i vahit olarak bu gün için, iyi ya da kötü başarılı ya da başarısız gibi sıfatları kullanmak istemiyorum…

Bunun cevabını en iyi,  zaman verecektir…      

*

Benim asıl vurgulamak istediğim “Başkan Hoşcan”ın, bir dönem birlikte görev yaptığı eski çalışma arkadaşına kulüp disiplin kurulunun vermiş olduğu ihraç kararını veto etmesidir…

Böyle bir hamle “Hoşcan”ı hem yüceltecek, hem de fair-play ruhuna uygun hareket etmiş olacaktır…

Şu an için Eskişehirspor’un atî si pek aydınlık gözükmüyor. Oldukça önemli sayılabilecek bir borcu var…

Böyle zorlu bir süreçte bu taşın altına elini değil gövdesini koyacak herkes,  yani “ben adayım” deme yürekliliğini gösteren her isim bu yarışın içinde olmalıdır…

Yani fair-play dediğimiz olgu yalnız sahanın içinde değil, “her yerde olmalıdır…”