Son bir aydır...
Yalnız "Fethullah"la yatıp…
"Gülen"le kalkmıyoruz!
Bir yandan "Avrupa…"
Öte yandan "ABD" ile paslaşıyoruz...
Ama saha dışında...
"Kimse taç atışını yapmıyor!"
Ne diyor "James Jeffery?"
"Erdoğan Washington’da sevilmiyor..."
Neden?
"Çünkü çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor..."
Hayret!
Hiç duydunuz mu?
"Eyy ABD!" dediğini?
……..
ABD'nin Türkiye'ye bakış açısı 1950'lilere dayanır...
Amerikan Kongresi'nde bazı üyeler, komünizme karşı direnen Türkiye’ye "Marshall" isteyince, Dışişleri Bakanı "John Eoster Dulles" şu sözleriyle seslenmiş:
-Bir kişi balık avlamaya giderken, oltasına takılan balığa yeniden yem vermenin anlamı yoktur.
"Eğer balık oltadan kurtulmak isterse, çubuğu sallayarak balığın hem kurtulmasını önlersiniz, hem de boğazının parçalanmasına yardımcı olursunuz."
Yok, eğer balık uslu durup size problem yaratmıyorsa, siz de yaşaması için arada bir yem verebilirsiniz.
"İşte Türkiye, bizim için oltaya takılan balıktır..."
Sürekli yem vermeye gerek yoktur.
“Türkiye, bizden kurtulmak isterse olta ile boğazının parçalanmasını sağlarız.”
Yok, eğer uslu durursa, biz de ona yaşaması için gerekli olduğu ölçüde ve bizim çıkarlarımıza hizmet edecek şekilde yardımcı oluruz...
……..
Ara sıra "çuvallaşsak" da, ABD ile dostluğumuz 1950’den beri böyle sürüp gidiyor...
Binlerce kilometre uzağımızdaki "Kore Savaşı"na katılmamız bu dostluğun milâdıdır...
Ağzında olta olan balık...
"Eyyy ABD diyebilir mi!.."
------------------------------------------
Günün Şiiri
Sinmez içime
Ben bu dağların, bu denizlerin
Türküsünü söylerim
Bir acı ürperir sesimde
Sinmez içime gök
Sinmez içime dağ
İşte bir ana yarı aç
Bir beli bükük yoksul nine
İşte bir ihtiyar balıkçı
Elleri lime lime, sarılır elime
Yıldızlar o zaman gözyaşı döker
Susar rüzgarın türküsü
Ne kumsalı görür gözüm ne denizi
Bir acı ürperir sesimde
Sinmez içine dağ, sinmez içime gökyüzü
Selahattin Batu (Varlık-1968)
----------------------------------------
Foto : Koramiral Beyyaz Öğütçü (ekte)
Foto: Erdinç Düzarat (ekte)
Eskişehirli balyoz kurbanı Amiral
-Sabah kahvaltı ederken eve gelen polisler tarafından götürülüp 3.5 yıl suçsuz yere hapis yatan bir komutanın neler çektiğini yaşayan bilir... Bu komutan benim halamın oğlu idi. Aynı yaştayız, Odunpazarı'nda bahçeli bir evde dünyaya geldi. Babası DDY çalışanı, dedesi zamanın ünlü Müftüsü "Hacı Asım" dı... Köyde güzel günlerimiz oldu. Çocuk yaşlarda hep "Denizci olacağım" derdi...
Oldu da...
"Koramiral rütbesine bile erişti..."
Yukarıdaki satırları işadamı dostumuz "Endinç Düzarat" dile getirdi...
Sözünü ettiği komutan da...
"Koramiral A. Feyyaz Öğütçü..."
Eskişehirli bir ailenin çocuğu...
2010 yılında sözde "Balyoz Kumpası"na karıştırılarak 3.5 yıl özgürlüğü alındı...
Yüklenen suçlardan da 2015 yılında beraat etti...
Komutanın Bahriye yaşamının 18 yılı deniz görevlerinde geçmiş.
Deniz Kuvvetleri'nin tüm firkateynlerine komutanlık yapmış ve "Amiral" rütbesi ile en uzun deniz görevi yapan komutan olmuş...
Kısacası...
"Deniz Kuvvetleri Komutanlığı" yolunda yürürken, FETÖ'nün kurbanı bir Koramiral...
Şimdi emekli ve İstanbul'da yaşıyor...
Hasta annesi için Eskişehir'e gelip gidiyor...
Erdinç Düzarat diyor ki:
"Halamın oğlu ve onun gibilerinin hakkını kim ödeyecek?"
----------------
Uçan Kuş'tan
İyi ki kuş olmuşum abi...
Yoksa bu kargaşada beni de götürürlerdi valla!..
--------------------------
Kıssa-dan
Liberal demokrasi, serbest piyasa küreselleşme dünyasına gözünü açan 1980 sonrası kuşakların genel eğilimi "Demokrasi mi dediniz? Teşekkür ederim istemem" yönünde şekilleniyor...
Ergin Yıldızoğlu
----------------------------------
Günün Sorusu
Masumların kurban gittiği ve yaralandığı bir darbe girişiminin ardından, hava doğal olarak sorularla dolu... En çarpıcı olanı da şu:
"Biz nasıl bu kadar cahil kalabildik?"
Ahmet Cemal
-------------------
Günün Balı
TRT cemaatçilere teslim edildi.
"Her kanalda ayrı yobazlık!"
Balthör
İlk yayın tarihi:
"3 Mart 2010"
-------------------------
Özdeyiş
Karanlığa küfredeceğine, sen de bir mum yak...
-------------------
Günün Sözü
Duymak istemeyen kadar, kötü sağır yoktur...
İtalyan Atasözü
-------------------
Gerilim
Bugün aldatıldığını söyleyenler, yıllardır aldanmayanlara inanmadı, uyarılarına kulak asmadı ve ülkeyi, halkı, devleti belki de geri dönüşü olmayan tehlikelere sürüklediler...
Mine G. Kırıkkanat
----------------------------------
Cuk
Şunu kalbine yaz ki, her gün yılın en iyi günüdür...
Emerson
---------------------------
Kız arkadaşla tamir
Delikanlı ile kız arkadaşı gidecek yer bulamayınca bir kamyonun altına girmişler...
Birkaç dakika gibi geçen birkaç saatten sonra delikanlı bekçinin dürtmesiyle toparlanmış...
Bekçi, sert bir ses tonuyla sormuş:
"Ne yapıyorsunuz burada?"
O şaşkınlıkla, "Kamyonu tamir ediyorum" demiş.
"Bak delikanlı" diye karşılık vermiş bekçi:
"Bu cevabın üç nedenle doğru değil..."
"Birincisi":
Kamyon tamir edilirken sırtüstü yatılır.
Sen yüzüstü uzanmışsın...
"İkincisi" :
Kamyon tamir edilirken, pantolon çıkarılmaz...
"Üçüncüsüne gelince":
Kamyon gideli tam bir saat oldu...
------------------------
Çek Trabzon'a
Temel taksiye binmiş ve "Çek Trabzon'a kardeşim" demiş.
Şoför şaşırmış, "Beyim burası Trabzon..."
Temel, bir torba para atmış şoföre ve "Al şu parayı da" demiş:
"Bir daha bu kadar hızlı sürme!.."
--------------------------
Emile Dürkheim'den
19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başları arasında yaptığı çalışmalarla toplum bilimine büyük katkılar sağlayan "Emile Durkheim" pek çok yerde anılır...
Bir saptaması şöyleydi:
"Sağlam toplumlar politik sorunlarla hiç meşgul olmaz..."
Ve de şöyle devam etmiş:
- Olmazlar, çünkü bu sorunları halletmişlerdir. Bunun aksine, şayet hükümetin şekliyle, onun yetkileriyle ilgili tartışmalar akılları meşgul edip onları bölmek üzere kurcalıyorsa, hiç yorulmadan o toplumun hasta olduğu tanısını koyabiliriz...
---------------------------
Günün Olayı
15 Temmuz'un galibi RTE iktidarında bir değişiklik olabilir mi, aynı tas aynı hamam gibi...
Ama 15 Temmuz sonrası "Gülen " iktidarında tepeden tırnağa değişik bir ülke içinde yaşıyor olacaktık...
Orhan Bursalı
----------------------
Günün Biberi
15 Temmuz gecesi ayılanlar arasında "Elif Şafak" da var. Hiç böyle bir şey düşünmezmiş... Bilseymiş, falan filan...
Romanlarının çatısını başkaları kuruyor olsa gerek!