Aylardan beri Yılmaz Büyükerşen’in 2014’de yapılacak olan yerel seçimlerde büyük ihtimalle yeniden aday olacağı konuşuluyordu. Bu sadece Eskişehir’in değil ülkenin gündemi olmuştu. Gittiğimiz her yerde, her ilde ‘Yılmaz Hoca yeniden aday olacak değil mi?’ diye soruluyordu.
HEPAR İl Yönetimin kendisini ziyaretinde Yılmaz Hoca söylediklerinle, biz gazetecileri ters köşeye yatırdı!
Sadece biz gazetecileri mi? CHP’lileri de.
Hatta tüm Eskişehir halkını demek daha doğru olur.
Ziyarette HEPAR İl Yöneticileri, kamuoyunun merakla beklediği soruyu sormuş Yılmaz Hoca’ya.
‘Yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?’
Bu soruya Yılmaz Büyükerşen şöyle cevap vermiş:
“Bunu defalarca söyledim. Şuan bunu açıklamak için çok erken. Benim adaylığımın kesinleştiği yönünde kentte bir takım yorumlarda yapılmaktadır. Gittiğim her yerde adayım demiyorum. Şartlar ne getirecek bakacağız. Hiç beklemediğimiz şeyler olabilir. Beklemediğimiz gelişmeler yaşanabilir. Ya ‘yeter artık bu kadar’ dersiniz ya da memleket vazifesi kaçınılmaz derseniz. Onun için şuan bunun kararını vermek çok erken diye düşünüyorum.”
YA ‘YETER ARTIK’ DERSE
Aslına bakarsanız Yılmaz Hoca doğrusunu söylemiş. Daha seçimlere en az 14 ay var. Yılmaz Hoca’nın yukarıdaki sözleri bana Süleyman Demirel’in çok meşhur olan bir sözünü hatırlattı.
‘Her iki gündüzün arasında bir gece var. Siyasette o gece bile çok uzun bir zaman.’
Doğru değil mi?
Gece ‘belediye başkanı adayı’ olarak yatanların, sabah kalktıklarında yerine başka birisinin listeye girdiğini yaşamadık mı?
O nedenle, yarının ne olacağını bilmeden, bugünden ‘adayım’ demek doğru değil. Bu bir.
İkincisi. Eğer gerçekten Yılmaz Büyükerşen;
‘Yeter artık, yoruldum. Yapacağım hizmetleri yaptım. Yarım kalmışlar tamamlanıyor. Söz verdiğim ilave tramvay hattı da ihale edildi. Benden bu kadar’ derse CHP ne yapar?
Yıllardır Yılmaz Büyükerşen’in bir dönem daha aday olacağı rehavetine kapılmışlardı.
‘Yılmaz Hoca aday olduğu sürece başka bir isim aranmaz. Yaptığı hizmetlere baktığımızda hoca sayesinde bizimde sırtımız yere gelmez’ diye düşünüyorlardı.
Yılmaz Büyükerşen ‘aday değilim’ dediği an CHP’nin gardı düşer. Çünkü her şey Yılmaz Büyükerşen’in adaylığına endekslenmiş gibi görüntü var.
CHP’liler Yılmaz Büyükerşen’in aday olması için gece gündüz dua etmeli. Aksi durumda Selami Vardar’dan sonra kendi adayını oturtamadığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu; ‘Yılmaz Hoca ile yıllar sonra kazanır’ diye hayal kurarlarken, AK Parti’ye kaptırırlar. Hayaller de suya düşmüş olur.
100. PROGRAM
Milli İrade gazetesinde yönetici olarak görev yaparken, diğer yerel TV’de de program yapıyordum. ES TV ve Anadolu Gazetesinin Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş telefon etti.
Televizyon Programlarına bundan sonra ES TV Stüdyolarında devam etmem teklifinde bulundu.
O günlerde inanın benimde aklımdan geçmiyor değildi.
‘Özgür Bey ile gidip konuşayım. Kabul ederlerse ES TV’de program yapayım’ diye.
Hatta bunu eşimle de paylaşmıştım.
Hani derler ya ‘kalp kalbe karşıdır’ diye. Ben bunu yaşadım.
Aklımdan geçeni herhalde Özgür Bey okumuş! Olacak ki, telefon ederek bana kucak açtı.
Daha sonra önceki çalıştığım gazeteden ayrılmış olduğumdan dolayı, bende Anadolu Gazetesi bünyesine kabul etmesi teklifinde bulundum kendisine.
‘Bir teklif senden, bir teklif benden’ esprisi ile yaklaşık 2 yıl önce ES TV-Anadolu Gazetesi bünyesine girdim. İki yıldan beri de bu çatı altındayım.
Bu çatı altındaki birlik, beraberlik, arkadaşlık, kardeşlik, dostluk, paylaşım bir başka.
Gerçekten bütün samimiyetimle belirtiyorum. ES Group’daki mutlu olduğum kadar son yıllarda çalıştığım diğer müesseslerde mutlu değildim. Bu nedenle ES Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’a teşekkür ediyorum.
Yıllar ne çabuk geçiyor. Sanki dün bir, bugün iki. Bir bakmışım 100. TV Programın olmuş. 100. Programa konuk olan Esnaf Kefalet ve Şoförler Odası Başkanı Suat Er, jest yapmış pasta göndermiş. Programın sonunda pastayı canlı yayında birlikte kestik. Kendisine teşekkür ediyorum.
İnşallah 200. Programı da yine bir canlı yayında kutlarız.