Eyfel Kulesi

Arif Anbar yazdı

3 Ağustos 2017 09:10
A
a
Sütiş Eskişehir
Kulenin yapımı, 26 Ocak 1887 tarihinde başladı ve tamamlanması 2 yıl, 2 ay, 5 gün sürdü.
*

300 metrelik kulenin yapımında, 7.300 ton çelik ve 18.038 ton metal parça kullanıldı.

*

Kule, her 7 yılda bir 60 ton boya kullanılarak yeniden boyanır.

*

Eyfel adını, mühendisliğini yapan Gustave Eiffel'den aldı.

*

Kulenin yapımı 8 milyon Frank’a mal oldu ve paranın büyük bir bölümü Gustave Eiffel ve Fransa hükümeti tarafından karşılandı.

*

Birçok sanatçı ve mimar, kulenin mimarisinin berbat olduğu gerekçesiyle yapımını protesto etti. Hatta imza kampanyaları bile başlatıldı.

*

Eyfel Kulesi'nin Paris'te kalışı ilk etapta 20 yıl olarak düşünüldü.

*

Kule'nin Paris'te kalması ilk radyofonik deneyler açısından önem taşıyordu ve sahip olduğu anten sistemiyle Fransız televizyonunun gelişiminde büyük rol oynadı. Mükemmel bir iletişim aracı haline gelmesiyle Eyfel Kulesi’nin Paris’te kalması gerekliliği ortaya çıktı ve kule kaldırılmadı. Öyle ki, Birinci Dünya Savaşı’nda Alman ordusunun ilerleyişi, radyo dalgaları engellenerek başarıldı ve Fransız ordusu büyük bir zafer kazandı.

*

Eyfel Kulesi geceleri 20.000 farklı ampulle ışıklandırılıyor.

*

Kule'nin yıllık elektrik kullanımı küçük bir köyle eşit miktarda.

*

Eyfel Kulesi'nde, toplam uzunluğu yaklaşık 80 kilometreyi bulan elektrik kabloları kullanıldı.

*

Önceki satırlarımızda; “Birçok sanatçı ve mimar, kulenin mimarisinin berbat olduğu gerekçesiyle yapımını protesto etti. Hatta imza kampanyaları bile başlatıldı” demiştik.

Buna ek olarak, halk bu kuleyi Paris’in utanç kulesi olarak görürken, şehrin ileri gelenleri ise devasa bir sokak lambasına ve fabrika bacasına benzetmiş, Paris’in görsel itibarını zedeleyeceğini her platformda dile getirmişti.

*

Hatta yaygın olan bir rivayete göre, Eyfel Kulesi’ni sürekli eleştiren bir şair vardır. Bir sohbet sırasında demiştir ki, “Paris çok güzel bir kadınsa, Eyfel Kulesi o kadının yüzünde çıkmış bir sivilcedir.”

*

Bu yoğun eleştiri bombardımanı altında Eyfel Kulesi sonunda tamamlanmış ve hizmete açılmış. O çok eleştiren şair de kulede bulunan bir kafede sıklıkla oturuyor, şarabını yudumlayıp keyif yapıyormuş.

*

 
Şairin kule yapılmadan önceki tavrıyla şimdi gösterdiği tavır görenlerin dikkatini çekmiş. Biri dayanamayıp sormuş, “Yahu kule yapılmadan önce demediğini bırakmadın, şimdi de burada oturmuş keyif yapıyorsun, ne demek bu şimdi?”
 
Şair bu soru üzerine şu yanıtı vermiş: “Nereye gitsem bu kule karşımda. Paris’te Eyfel’in görünmediği tek yer burası!”

*
Eskişehir’de de şu an buna benzer bir durum yaşanıyor. Ancak inşa edilen yapı Eskişehir’in simgeleri arasına gireceğe hiç benzemiyor. Adını, mimarı olan “Kerem”den de almamış. Hatta bu yapının bütçesi, mimar ve kamu kurumunun bütçesinden ortak karşılanmıyor. Dahası, o inşaatın yapıldığı ilçeye aday olmak isteyenlerin seçim vaadi artık, “Biz gelirsek o yapıyı kaldıracağız” şeklinde oluyor. Öyle ordular yıkacak, ciddi turist çekip gelir getirecek bir hali de yok. Buna karşın harcanan para çok.
 
*
 
Altındaki kafelerde şarap içemesek de çay içeriz belki.
Ne dersiniz?

 
  
Oğuz Beki çağrımızı kabul etti
 
Dünkü yazımda, 5 Ağustos’ta gerçekleştirilecek ESGİAD genel kurulunu değerlendirmiş, adayların anlattıklarını aktarmıştım. Yazımın sonunda da iki adaya bir çağrı yapmış, ES TV’de karşılıklı programa davet etmiştim. Adaylardan Oğuz Beki çağrımı kabul etti. Acaba bir diğer aday Ulaş Entok’ta kabul edip Oğuz Beki’yle canlı yayınımıza katılacak mı?
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi