Prof.Dr. Alper Çabuk

Etik - devamı

Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi Elazığ depreminin ardından geçen iki hafta da deprem gündemimizden hızla çıktı

10 Şubat 2020 08:16
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi Elazığ depreminin ardından geçen iki hafta da deprem gündemimizden hızla çıktı. Oysa ki deprem ve diğer afetler ülkemiz gündeminde risklerin azaltılması ve afet yönetimi anlamında yapmamız gereken hazırlıklar açısından öncelikli gündem maddemiz olmalı. Geçen haftaki yazımda yazdığım gibi “Elazığ depremiyle ilgili olarak hasarın düşük olmasının temel sebebi, bölgenin Deprem Yönetmeliği’nin ön gördüğü yapıların inşa edilmesine esas teşkil etmesi zorunlu kabul edilen depremle karşılaşmamış olmasıdır. Buna karşın Deprem Yönetmeliği’ne esas teşkil eden depreminin öngördüğü yer ivmesinin yarısı kadar bir sarsıntıyla bu derece bir hasarın ve yıkımın bu bölgede oluşması, esas tartışma konusu olmalıdır. Bu tartışma neticesinde ortaya çıkan hasar değerlendirildiğinde sonuç boşvermişlik çıkar, bananecilik çıkar, bencillik çıkar, adam kayırmacılık çıkar, bilinçsiz, bilgisizlik çıkar, duyarsızlık çıkar, cehalet çıkar, mesleki yetersizlik ve yetkinsizlik çıkar, etik değerlerden ve meslek etiğinden yoksunluk çıkar”. 
Geçen hafta belirttiğim bu konuyu doğrular nitelikte bir değerlendirme gözüme çarptı, bu hafta bu değerlendirmeleri sizlerle paylaşacağım. IHA Haber Portalinde yer alan habere göre, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, Elazığ ve Malatya’da meydana gelen depremler ile ilgili 29-31 Ocak 2020 tarihlerinde Elazığ ilinde, Mustafapaşa, Sürsürü ve Abdullahpaşa mahalleleri ile depremin merkez üssü olan Sivrice ilçesinde betonarme ve yığma yapılarda incelemeler yapmış ve hasar ön değerlendirme raporuyla ilgili açıklamalarda bulunmuş. SAÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Erkan Çelebi, Dr. Öğretim Üyesi Zeki Özcan, Dr. Öğretim Üyesi Necati Mert, Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Yaman, Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz ve Doç. Dr. Ertan Bol tarafından, 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve Malatya’da meydana gelen depremlerde oluşan yapısal hasarlarla ile ilgili hazırlanan bu rapora ilişkin açıklamalar, tam olarak deprem öldürmez, yapı ve yanlış seçimler öldürür gerçeğini ve benim geçen haftaki yazımda işaret ettiğim hususları doğrular nitelikte. İncelenen binalarda sıklıkla yapısal hasarlar gözlemleyen ekip, inceleme sonrasında yaptıkları açıklamada, “Abdullahpaşa Mahallesinde incelenen kooperatif blokları bodrum +5 kat olarak inşa edilmiştir. Birbirilerinden dilatasyon derzi ile ayrılan ikiz bloklar olarak düzenlenmiştir. İncelenen kooperatif blokları, mimari ve kullanılan yapı malzemeleri açısından bölgedeki yapı stokunu tam olarak yansıtmaktadır. Bloklar betonarme kolon-kiriş-döşemelerle oluşturulan taşıyıcı sistem ve yatay delikli tuğla ile bölme duvarları inşa edilmiştir. Betonarme kirişlerde eğilme çatlakları yaygın olarak gözlenmektedir. Bodrum katlarda özellikle sıvasız olan taşıyıcı elemanlardaki fazla miktardaki boşluklar, beton yerleştirme ve bakımlarının özensiz yapıldığını açıkça göstermektedir. Yatay delikli tuğla ile inşa edilen bölme duvarların ise 45 derece açı ile betonarme yapılarda uygulanan kapalı çıkmalar ve kirişlerin kolonlara dışmerkez bağlanması sonucu yapısal hasarların arttığı, yapısal olmayan duvar hasarlarının da ileri seviyelere ulaştığı ve kısmi yıkılmaların olduğu yaygın olarak görülmektedir” ifadelerini kullanmış. Ayrıca yine SAÜ ekibi tarafından yapılan açıklamada deprem sonrası hasar yoğunluğu gözlediğini belirtilerek, “Betonarme yapılarda tuğla bölme duvarlarında görülen yaygın kesme çatlaklarının nedeni olarak betonarme elemanların boyutlarına ve malzeme kalitesine bağlı olarak aşırı yer değiştirme yapmış olması olarak değerlendirilmiştir. Betonarme binaların çoğunun, taş duvarlı ve betonarme çevre perdeli bodrumlu olarak inşa edilmesi yapının deprem davranışına olumlu yönde katkı sağlamıştır. Ortaya çıkan kayma çatlakları ve duvar düzlemi dışına hareket eden ve kısmen göçen duvar hasarları yoğun olarak gözlenmiştir. Betonarme elemanlarda kullanılan, betonun hazırlanmasında uygun olmayan iri agregalı dere çakıllarının kullanıldığı, betonun yerleştirilmesinde de problemler görüldüğü, buna bağlı olarak aderansın sağlanamadığı ve korozyonun ileri seviyelere ulaştığı belirlenmiştir. Donatı işçiliğinde de zayıflıklar göze çarpmaktadır. Etriye aralıklarının 25-30 cm olarak düzenlendiği, etriye kancalarının 90 derece yapıldığı ve boyuna donatıları tam sarmayan etriyelerin kullanıldığı görülmüştür. Betonarme kolon ve kirişlerin elektrik, su ve kalorifer tesisatçıları tarafından tesisat yerleştirmek amacı ile tahrip edildiği yaygın olarak gözlenmişti. Dolu harman tuğlası ile yığma tarzda inşa edilen 3-4 katlı yapıların betonarme yapılara göre daha az hasar görerek depremi başarı ile atlattığı gözlenmiştir. 50-60 yıllık yığma yapılardaki yapım tekniği ve işçilik kalitesi dikkat çekicidir. Bu bölgenin en büyük talihi ‘deprem yönetmeliğinin’ ön gördüğü ‘tasarım depremiyle’ karşılaşmamış olmasıdır. Ancak, tasarım depreminin öngördüğü yer ivmesinin yarısı kadar bir sarsıntıyla bu derece bir hasarın ve yıkımın bu bölgede oluşmaması beklenirdi” şeklinde ifade edilmiş. Geçen haftaki yazımda üzerinde önemle durduğum konu, aslında tüm bu yapıların inşaat sürecinde tasarımında, inşaatında, kontrolünde ve diğer süreçlerinde yer alan kişilerin göz ardı etmeleri, önemsememeleri, yeterince bilgili olmamaları, karlılıkları artırma istekleri vb sebeplerle ortaya çıkan bu çarpık yapı stoğu af etmiyor; olan o yapılarda oturan insanlara oluyor. Üstelik bu herkesin sorunu, zira sizin yapınız çok sağlam olsa bile, depremin sizi veya yakınlarını nerede yakalayacağı hiç belli olmaz. Dolayısıyla inşaat süreçlerinde yer alan tüm meslek disiplinlerinin eğitimine önem vermeli, bu süreçte gerekli bilgiler kadar mesleki anlamda etik değerleri de kazandırdığımızdan emin olmalıyız. Ayrıca  toplum olarak afetlerle ilgili çok daha fazla bilinç kazanmalı, elimizden geliyorsa kazandırılması süreçlerinde aktif olarak yer almalıyız. Yoksa bu ve benzeri afetlerde daha nice canlar yitecek. Herkese iyi haftalar diliyorum.

 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi