Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi ve rektör adayı olan Prof. Dr. Hasan Tosun hocamı 20 yıla yakın süredir tanıyorum desem yalan olmaz.
Tosun, ESOGÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Başkanlığı ile Rektörlük Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevlerini sürdürdü.
Kendisiyle gerek Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü döneminde gerekse daha sonra 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri ile TV programları ve gazete için haberler yapmıştım.
Prof. Dr. Hasan Tosun 18 yıldır görev yaptığı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne rektör adayı oldu. Ağustos ayında yapılacak olan seçimlerden sonra YÖK tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilecek ilk üç isim içerisinde yer alıp atanırsa aynı fakültenin öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Gönen’den sonra ikinci öğretim üyesi olarak rektörlük koltuğa oturacak.
Hasan Hocam, üç gün önce mail göndererek kendisinin yazmış olduğu “Devlet Üniversiteleri: Performans Değerlendirme Finansman Modeli ve Yeniden Yapılanma isimli kitabının” tanıtımı için düzenleyeceği basın toplantısına davet etmişti. Dün Anemon Otel’de düzenlenen basın toplantısına katıldım.
Prof. Dr. Hasan Tosun, kitabını; “Gelişmiş dünyanın üniversiteleri ile Türkiye üniversitelerini nasıl yarıştırırız” sorusuna yanıt aramak amacı ile hazırlandığını ifade ederek; “Kaynakların nasıl kullanılması gerektiğini” de bu kitabında ayrıntılı olarak anlatmış.
ESOGÜ VE ANADOLU ARASINDAKİ FARK
Prof. Dr. Hasan Tosun’un kitabını incelediğimde Türkiye’deki tüm üniversitelere devletin ayırdığı kaynakları ele almış. ESOGÜ ve Anadolu Üniversitelerine devletten gelen kaynakları araştırdım. Devlet, Anadolu Üniversitesi’ne, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne göre daha fazla kaynak aktarımı yaptığını gördüm.
Son 4 yılda devlet tarafından Anadolu Üniversitesine öğrenci başı 7 bin lira aktarılırken, Anadolu Üniversitesi’ne ise aktarılan rakam 12 bin lira. Öğrenci başına değerlendirme yapıldığında ESOGÜ 25’inci sırada yer alırken Anadolu üniversitesi ise daha üst sıralarda.
“ESOGÜ ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ OLMALI’
ESOGÜ’nün mutlak suretle araştırma üniversitesi hüviyetine kavuşturulması gereğine vurgu yapan Prof. Dr. Tosun,“Ziraat Fakültesi dekanlığım döneminde bütçe kaynakları olmadan çalışmalarımızla dışarıdan 5,5 milyon liralık işi üniversitemize aktarmıştık. Gelirimizi arttırmayı çok önemsiyoruz, üniversitemiz içinde bütçe kaynakları dışında iş yaptırma oranı çok düşük, örneğin Kayseri Üniversitesi’nde İnönü Üniversitesi’nde çok önemli işadamları öğretim binaları yaptırdı. Üniversitemizin temel ihtiyaçlarından biri de budur; toplumla işbirliği yapmak ve toplumun desteğini alabilmektir” dedi.
“ESOGÜ İLE İLİGİLİ FARKLI PROJELERİMİZ VAR”
Prof. Dr. Hasan Tosun’a rektör adaylığı konusunda da soru yönelttik:
Cevap: “ESOGÜ yeni bir doğuma gebe, 3 ay sonra bir rektörlük seçimimiz olacak, bu çerçevede rektör adaylığımı açıkladım, konuyla ilgili ciddi çalışmalarım var, ESOGÜ ile ilgili özgün ve farklı projelerimiz var, bunlarla üniversite kaynaklarını daha etkili kullanarak üniversiteyi daha iyi noktalara taşımayı amaçlıyoruz. Değerlerimizden biri üniversitenin öğrenci odaklı olması, üniversiteyi yalnızca eğitim ve öğretim alanı olarak görmüyoruz, bunun farklı fonksiyonları olmalıdır. Bilim alnındaki tüm uygulamaların takipçisiyiz. Üniversitemizin özellikle bilimsel ve proje bazında yapacağı çalışmaların çok daha üst seviyelerde olması gerektiğini düşünüyorum.”
PROF. DR. HASAN TOSUN’UN ÖNERİLERİ
Prof. Dr. Hasan Tosun’un 373 sayfalık kalınca kitabının sonuç ve öneriler bölümünü okuduğumda şu öneriler daha çok dikkatimi çekti.
*Üniversiteler kendi performansını ölçmelidir.
*Üniversitelerde personel giderleri makul bir seviyeye çekilmelidir.
*Devlet desteği tüm üniversitelere yaygınlaştırılmalıdır.
*Üniversitelerin öğretim üyesine ihtiyacı vardır.
*Bilim insanı yetiştirme programları her üniversitede açılmamalıdır.
*Üniversitelerin öğretin alanları düzenlenmelidir.
*Mesleki teknik eğitim güçlendirilmelidir.
*İkinci öğretim kaldırılmamalıdır.
*Üniversiteye aktarılan ödenekler öğrenci başına destek olarak yapılmalıdır.
*Üniversitelere katma bütçeden sağlanan ödenek kaldırılmalıdır.
*Üniversiteler idari özerkliğe sahip olmalıdır.
*Üniversiteler yeni bir sevk-idare sistemi ile yönetilmelidir.
*üniversitelerin performansları sürekli kontrol edilmelidir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin rektör adayları projelerini kamuoyu ile paylaşmaya başladılar. Mevcut rektör Prof. Dr. Hasan Gönen’in de ikinci dönem için aday olacağını tahmin ediyorum. Ancak kendisi bugüne kadar henüz ‘adayım’ diye bir açıklama yapmadı.
Sessiz kalması ‘ikinci dönem için de kendisini garanti mi görüyor?’ şeklinde yorumlanıyor. Sanıyorum ilerleyen günlerde Prof. Dr. Hasan Gönen’de aday olduğunu kamuoyu ile paylaşacaktır.
Hangisi gerçek sayfa?
Facebook’ta bir fotoğraf ararken MHP’nin İl Başkanlığına ait iki ayrı sayfa dikkatimi çekti. Birisi MHP’nin eski İl Başkanı Ayhan Sezer tarafından açılmış. Diğerini ise bugünkü il yönetimi açmış.
Her iki sayfayı da inceledim. Ayhan Sezer tarafından açılan sayfada en son 24 Şubat’ta bir paylaşım olmuş. O tarihten düne kadar başka bir paylaşım gerçekleşmemiş. Yani bu sayfa 2,5 aydan beri aktif değil.
Sayfayı incelediğimde MHP’nin değil eski İl Başkanı Ayhan Sezer’in şahsi sayfası görüntüsünde. MHP ile çok yakın bir ilgisi yok. Şu anda da Ayhan Sezer il başkanı olmadığına göre hâlâ bu sayfayı neden açık tutuyor?
Dün MHP İl Başkanı Oğuz Sever’e telefon ettim.
‘Facebookta MHP’nin iki ayrı sayfası var. İkisini de inceledim. Birisi aktif diğeri ise pasif, neden iki ayrı sayfa var?’ diye sordum.
Oğuz Sever kibar bir insan. Birilerini incitmekten, kırmaktan çekinen bir yapısı var.
Hele hele bu insan birde kendisi partisinden, il başkanlığı yapmış kişi ise onun yanlışını, tatlı sözlerle kapatmaya çalışan bir il başkanı.
‘Sadi Bey ben kendilerine pasif durumda olan sayfayı kapatmaları konusunda ricada bulundum. Herhalde bugün yarın kapatırlar’ dedi.
Ne zaman ikaz ettiğini sormadım.
Aktif olmayan sayfayı incelediğimde zamanı belli oluyor.
MHP il başkanlığının iki ayrı facebook sayfası olması kafa karışıklığına neden oluyor.
24 Şubat’tan bu yana herhangi bir paylaşım yapılmayan Ayhan Sezer’in il başkanlığı döneminde açıldığı vurgulanan MHP’nin aktif olmayan facebook sayfası neden hala açık tutuluyor?