Hayatın acımasızlığı duyarlı yürekleri ziyadesi ile yaralamaya, yakmaya devam ediyor. Vicdan yoksunu insan görünümündeki yığınların zerre kadar etkilenmediği nice olay, insan kokan insanları gerçekten de kimi zaman hayattan soğutacak boyutlara gelip yaşanmaz kılıyor. Ülkemizin kanadığı bu günlerde sosyal sıkıntıların yanı sıra bir de doğaya karşı savaş açmış bencil insancıkların zalimlikleri damgasını vuruyor. Erkek çocuklarına tecavüzün affına kılıf arayan güruhlar, şimdilerde sokak hayvanlarına tecavüzleri ile yazılı ve görsel medyada haber olup hayattan soğutuyorlar bizleri…
Eskişehir…
Sanatın ve hoşgörünün başkenti diye kendi kendimize şişindiğimiz kent! Burada da insanı insanlığından utandıran nice kötü haberler içimizi sızlatmaya devam ediyor maalesef. Hayatı insana dar eden zihniyet sokak hayvanlarına acır mı kardeşim, elbette acımaz! Buna da alışkın ve hazırlıklıyız, yıkılmamak adına. Lakin okumuş yazmış insanların, aydın akademisyen insanların da bu acımasızlığı yapanlara sessiz ve seyirci kaldığını görmek işin berbat tarafı.
İnsanlığımızdan utandığımız anların başlangıcı…
Kimi zaman sosyal medya aracılığı ile onlarca kötü haberi paylaşır beni sevenler, bana güvenenler. Dün de öyle oldu. Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan olayı belgelerle tarafıma ilettiler. Fakülte Sekreterliği adına imzalanmış ve kampusun içerisine asılmış duyuruların fotoğrafında şunları okuyorsunuz;
DUYURU -ÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! Üniversitemiz 14.11.2016 tarihli yazısı ile kampüs içerisinde hayvan beslenmesi yasaklanmıştır. Öğrencilerin hayvanlara yiyecek vermemeleri önemle rica olunur. Fakülte Sekreterliği…
Olur canım sekreterim, emrin başım gözüm üstüne! Başka bir emrin daha varsa çekinme lütfen. Biz kimin için varız ki? Öl de ölelim…
Ne diyor Cumhurbaşkanı canım sekreterim? “Sen kimsin ya” diyor değil mi kafası attığı zaman. Aha aynısını ben sana soruyorum şimdi; sen kimsin ya? Hangi hakla, hangi kanun hükmüyle yasayla böyle bir duyuruyu kampüse asıp ferman verirsin? Ha diyeceksin ki bana bunu yapanlar faili meçhul kişiler, belki de muzip öğrencilerimizdir. Bana ne kardeşim, kampusun içerisinde babalar gibi asılmış duyurulardan öncelikle sizlerin haberdar olması gerekmez mi?
Bu konunun bu boyuta gelmesi nasıl başlamış onu da yazayım durun! Üniversite yetkililerinden Odunpazarı Belediyesine bir şikâyet dilekçesi yollanıyor. Dilekçede kampüste giderek çoğalan sokak köpeklerini ivedilikle toplanması ve uzaklaştırılması isteniyor.
Odunpazarı Belediyesi de karşılık olarak (12.10.2016 tarih-6781 yazılarına karşılık) bir yazı yolluyor. 02.11.2016 tarih ve E 27153 nolu gönderilerinde ilginç bir tespit yaparak yol gösteriyor! Özeti şu;
Üniversiteniz kampüsü içerisindeki yol kenarlarında ve yeşil alanlarda besleme noktaları olduğu görülmüştür. Söz konusu besleme noktalarının kampüs içerisindeki köpek popülasyonun artmasına neden olduğu düşünülmektedir. Besleme noktalarının kampüs dışına çıkarılarak, çalışan personelin konu hakkında ikaz edilerek uyarılması…
Bundan ilham alan(!) Üniversite yetkilisi de rektör adına; Sanat Tasarım Fakültesi Dekanlığına bir yazı göndererek, popülasyonun artmaması adına besleme noktalarının kaldırılmasını ve besleme yapanların da bu uygulamaya (yasağa) uymasını istiyor…
Arkadaşlar, ey arkadaşlar!
Yahu ben Sayın Rektör Hasan Gönen’i de, Sayın Başkan Kazım Kurt’u da tanırım. İkisinin de Allah’ın mazlumu köpeklerle kedilerle derdinin olmadığını bilirim. İkisinin de bu konularla ilgili iyimser olduğunu, içlerinde doğa sevgilerinin olduğunu bilirim. Yahu bu sıradan konuya da mı onları karıştıralım? Eğer buna ve buna benzer sorunlara da onlar çözüm bulacaklarsa-kafa yoracaklarsa, kendi asal işlerine nasıl ve ne zaman yoğunlaşabilirler söyler misiniz? Bir kere kurum yetkilileri olarak birbirlerinizi yanlış yönlendirmişsiniz baksanıza! Esas konuyu elbette ki gözden kaçırmışsınız baksanıza! Esas konu şudur; bu kentin ilçe belediyelerinden (ve hatta başka illerin bize yakın olan ilçelerinden) arabaların kasalarına çuvallara doldurulup üniversiteye yakın ormanlık alanlara boşaltıldığını sizler bilmiyor musunuz? Kulaklarında küpe olan bazı masumların küpelerinin sahte olduğunu geçersiz olduğunu bilmiyor musunuz? Geçmiş tarihlerde bunlar ortaya çıktı unuttunuz mu? Siz öncelikle kasalarla bu kentin alanlarına bırakılan yüzlerce köpeği hangi insanlıktan nasibini alamamış ucubeler olduğunu bir belirleyin önce. Birlikte iş yaparken emniyeti de aranıza alarak hangi belediyelerin bu işi organize ettiğini tespit edin önce. Bu masumların kulaklarına geçerliliği olmayan ve sadece kandırmaca olarak küpe takan yeteneklileri bulun bir! Hayatı dar etmeyin şu Allah’ın masumlarına daha sonrada. Kısırlaştırın, aşılarını yapın ve aldığınız noktalara geri bırakın yasada belirtildiği üzere. Kraldan çok kralcı da olmayın diğer bir önerim…
Yok bayan akademisyenler köpekten korkuyormuş, yok kimilerine saldırı olmuş. İyi de kardeşim ben de insan denen bu mahlûkatın nankörlüğünden, sapıklıklarından, komplekslerinden korkuyorum! Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e üç öğün küfür edenlerden ve bu ahlak yoksunlarını sadece seyrederek prim verenlerden ikrah getirmişim ne olacak şimdi? Kız çocuklarını geçtim, erkek çocuklarına tecavüz eden şeref yoksunu sapıklardan ve bunların paçaları kurtarmak üzere yola çıkmışlardan yoruldum. Bunları da kısırlaştırın, ıslah edin, benden uzaklaştırın bu da benim hakkım değil mi?
18 Aralık 2007 günü ESOGÜ Rektörlüğü’nde, Odunpazarı Belediyesi arasında yapılan bir anlaşmadan bu yöneticilerimiz önce haberdar olsunlar tamam mı? ESOGÜ sınırları içinde yaşayan sahipsiz hayvanların beslenmesi, aşılanması ve kontrol altına alınması hususunda Odunpazarı Belediyesi, Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği ile ESOGÜ arasında yapılacak işbirliğine ilişkin protokol imzalandı bu tarihte…
Protokol yükümlülüklerini de anımsatayım haydi sizlere:
1- Odunpazarı Belediyesi Hayvan Sağlık İstasyonu tarafından ESOGÜ bölgesindeki köpekler en geç iki haftada bir toplanarak kısırlaştırılacak, aşılanacak ve saldırgan karakterde olmayan köpekler microçip ile kimliklendirilecek, kulaklarına küpe takılacak ve bölgeye geri bırakılacaktır.
2- Rutin sağlık kontrolleri en geç iki haftada bir yapılacak ve aşıları belediye tarafından takip edilecektir.
3- ESOGÜ besleme ünitesi oluşturacak düzenli yiyecek ve su bulunduracaktır. Sağlık giderleri dışındaki diğer giderlerini ESOGÜ karşılayacaktır.
4- ESOGÜ personeline ve buraya gelen vatandaşlarımıza bilgilendirme yapacak besleme ünitesi dışında yiyecek verilmemesi konusunda broşür ve tabelalar yaptıracaktır.
5- Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği kamuoyunu bilgilendirecek, beslemek isteyen gönüllüleri besleme ünitelerine yönlendirecektir…
Demem şu arkadaşlar!
Ülkenin bu kadar sorunu varken bunlarla uğraşmayın diye söze başlayan bazı göbeğini düşünenler! Uğraşmayın bu mazlum hayvanlarla. Anadolu Üniversitesi’ndeki köpeklere saygılı ve sevgili akademisyenlere sorun. Birlikte nasıl yaşanıldığını hele bi sorun!
NOT: Köşe yazımı bitirmeden, hayvanların bademlik kampüsünde olmamaları için köpekleri rahatsız eden frekans yayımına başlandı diye bir ihbar daha geldi. Siz bilirsiniz, biz de bu ayıbınızı kamuoyu ile paylaşırız!