ESOGÜ HASTANESİ VE ÖZEL HASTANELER

Birkaç günden beri göğsümde bir ağrı vardı. Bu ağrı daha çok akciğerimin üzerinde olduğu için ‘kötü bir hastalığa mı yakalandım’ diye korkuya kapıldım. Pazartesi günü ESOGÜ Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı eski Başkanı çok eski tanıdığım Prof. Dr. Sinan Erginel’e telefon ettim. Sıkıntılarımı anlattım. Salı günü için randevu verdi.

Sabah 09.30’da poliklinikteki odasında buluştuk. Önce muayene etti. Ardından da kan, röntgen için gereken evrakları elime sıkıştırdı. Saat: 10.00 gibi Biyokimya Laboratuarı’na gittiğimde içerisi çok kalabalıktı. Görevliden numara aldım. Yaklaşık 5 dakika sonra sıra gelince şaşırdım. Ardından Radyoloji Bölümüne giderek röntgen için de sıra numarası aldım. Burada da sıra bekleyenler vardı. Öğleye kadar ancak sıra gelir diye düşünürken 10 dakika sonra çağırdılar. 10.30’da işim bitti.

Sinan Hoca, tahlil sonuçları ile röntgen filminin kendisinin bilgisayarına geleceğini, bu nedenle sonuçları almak için saat: 14.30’da gelmemi istedi.

HASTANENİN İÇİNDE İNSAN KAYNIYOR

İşim bitince halk dilinde TIP Fakültesi olan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ni gezdim.

Sabah adeta insan kaynıyordu hastanede. İçimden, “Kaç tane özel hastane açıldı. İki tane Devlet Hastanesi, Askeri Hastane, sayıları kaç tane bilmiyorum Fizik Tedavi Poliklinikleri, Aile Hekimlikleri varken hala ESOGÜ Hastanesi rağbet görüyorsa, demek ki gerek Eskişehir de gerekse çevre illerde yaşayan insanların memnuniyeti devam ediyor” dedim.

Tahlil sonuçlarını almak için öğleden sonra Prof. Dr. Sinan Erginel’in kapısını tekrar çaldım. Sinan Hocam ‘Sadi Bey Akciğerinde sorun yok. İyi ki sigarayı iki yıl önce bırakmışsın. Geçen yılda akciğer filmi çektirmişsin. Bugün çektirmiş olduğun filmine baktığımda geçen yıldan daha temiz gördüm. Tahlillerinde temiz çıkmış. Şeker sınırda. Bir tek şekere dikkat et” dedi.

HASTA MEMNUNİYETİ ARTMIŞ

Sinan Hoca’nın odasından çıktım. Öğleden sonra da hastaneyi bir kez daha gezdim. Şaşırdım. Sabahki kalabalıktan eser yok. Biyokimya Laboratuarı içerisinde kan vermek için bekleyen sabahki kalabalık kalmamış. Bekleyen bir tek kişi bile yoktu. Birde röntgene bakayım dedim. Orada da iki kişiyi gördüm. Polikliniklerin önündeki bekleyenler de yoktu. Hekim ve personel sayısı artırılmış olacak ki, hastalar artık saatlerce sıra gelecek diye beklemiyor.

Hastanenin Koridorları, Poliklinikler ve tuvaletler tertemiz. Polikliniklerde görev yapan sekreterler gelenleri güler yüzle karşılıyor. Adeta Özel Hastane gibi hizmet vermeye başlamış.

Hastaneyi dolaşırken 10 tanıdık ile karşılaştım. Onlarda benim gibi muayene için gelmişler. İçlerinden 6’si ayda veya iki ayda mutlaka geliyormuş. Özel Hastaneler açılınca, buralara giden hekimlerden dolayı bir boşluk yaşanmış, aksamalar olmuş. Ancak son bir yıldan beri hizmetin kalitesinin giderek arttığını, bu nedenle özel hastaneler yerine ESOGÜ Hastanesini tercih ettikleri söylediler.

Osmangazi Eğitim ve Uygulama Hastanesi ile ilgili bu övgüleri bilhassa hastaların ağzından duymak bir Eskişehirli olarak beni gururlandırdı.

Bu değişim ve gelişimde emeği geçenleri kutluyorum.

 

 

‘ÜÇÜMÜZDE YENİDEN ADAYIZ’ MESAJI MI VERDİLER

 

Geçtiğimiz Pazar günü ETO Başkanı ve tekrar aday olan Harun Karacan’ın seçim bürosunun açılışı yapıldı.

Özellikle açılışa giderek, ‘geçen dört yıl önceki kadar ilgi görecek mi? Yoksa usulen mi açtı?’ diye izledim.

Pazar günkü seçim bürosu açılışına katılanların sayısı, 4 yıl önceki seçim bürosunun açılışına gelenlerden daha fazla idi.

Harun Karacan, katılımcı sayısından hoşnuttu. Konuşmasını bitirdikten sonra davetlilerin arasına girdi. Bu davetlilerin arasında ESO Başkanı Savaş Özaydemir ile Ticaret Borsası Başkanı Selim Öğütür’ü görünce yanlarına gitti. Her ikisinin elinden tutarak havaya kaldırdı.

Yargı kararıyla seçilmelerinin önündeki engel kalkınca Savaş Özaydemir de Selim Öğütür’de eğer isterlerse tekrar aday olabilecekler.

Kendileri bugüne kadar adaylıkları konusunda bir açıklama yapmasalar da, Harun Karacan’ın Özaydemir ve Öğütür’ün ellerini tutarak havaya kaldırması, ‘Biz üçlüyüz, biz güçlüyüz. Üçümüzde yeniden adayız’ mesajı verildiği şeklinde yorumlandı.