Esnaf ve tüccarın derdi  ortak: Alım gücü düştü! 

EESOB’a bağlı 34 odaya üye 21 bini aşkın üyenin sahip olduğu 23 bin iş yerinde 100 binden fazla kişinin istihdam edildiğini ifade eden Birsen, sanayiciden tüccara, esnaftan sanatkara iş yapan herkesin sitem ettiği kalifiye eleman sıkıntısını dile getirdi.
İş o noktaya varmış ki sığınmacı veya göçmenlerin yasal olarak çalışma izni alabilmeleri konusunda gerekli düzenlemenin şart olduğuna vurgu yaptı.
Bununla da yetinmedi.
Meclis toplantılarında ve başkanlarla yaptıkları toplantılarda her daim işçi krizinin had safhaya ulaştığını konuştuklarını belirtti.

EKONOMİDEKİ DARALMA ESNAFI DA VURDU

Başkan Birsen, 18 yıldır EESOB Başkanlığı koltuğunda oturan deneyimli bir esnaf. 
Bu sürede pek çok badire atlatan, ekonomik krizler yaşayan Birsen, ekonomideki daralmanın esnaf ve sanatkarı fazlasıyla vurduğuna dikkati çekti.
Birsen, Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan kredilerin faiz oranlarının bir dönem yüzde 4 seviyesinde bulunduğunu hatırlatarak, şu anda faiz oranlarının yüzde 29’lara çıktığını kaydetti.
Piyasaya göre düşük görünse de bu oranların bile yüksek olduğunu belirten Birsen, “Emekli, asgari ücretli, çalışanların maaşları ortada. Özellikle son birkaç yıldır alım gücü çok düştü. Yüksek enflasyon da cabası… Alım gücü yükselmediği sürece esnaf ve sanatkarın işleri istediği seviyeye çıkamaz” dedi.
Birsen, son 10 yılda Eskişehir’e gelen yerli turist sayısındaki artışın esnafın yüzünü güldürdüğünü, hatta yaz aylarında memleketlerine giden 100 binden fazla üniversite öğrencisinin boşluğunu turistlerin doldurduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.

ÇALIŞANLAR MUTSUZ

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler de odanın mayıs ayı meclis toplantısında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sadece maaş ve asgari ücret artışlarının yeterli olamayacağını belirten Güler, maaşlar yerine çalışanların alım gücünün artırılması gerektiğine işaret etti. 
Güler, çalışanların mutlu olmaması ve geçim zorluğu yaşaması halinde üretimin ve ekonominin bir ayağının eksik olduğunu dile getirirken, çalışanlar üzerindeki vergi diliminin azaltılmasının alım gücünün artırılmasına katkı sağlayabileceğini kaydetti.

CHP’nin doğru adımları

CHP’liler birer hafta arayla mitingler serisi gerçekleştiriyor. 
İstanbul’da 18 Mayıs’ta eğitim mitingi, 26 Mayıs’ta Ankara’da emekli mitingi düzenleyen CHP, 2 Haziran’da da çay üreticileri için Rize’de alanlara iniyor.
“Mağdur edilen, hakkı yenilen çay üreticileri ve emekçileriyle Rize'de buluşuyoruz” sloganıyla üreticilerle bir araya gelecek CHP, artık sokaklarda…
Belirlenen program dahilinde mitingler düzenleyerek sorunları dile getirmeye çabalayan CHP’nin dışında şu anda doğru düzgün muhalefet yapan tek bir parti yok.
CHP’nin “değişim” modellemesinin dışa vurumu olarak gerçekleşen bu eylemler, öze dönüş olarak da algılanıyor.
Neden mi?
Çünkü CHP sol, sosyalist düşünce pratiklerini kaybedip, liberal hatta sağ muhafazakar politikaların esiri olmaya yeltenirken gerçekleşen büyük kurultay ve sonrasındaki gelişmeler…
Yurttaş ile sokaklarda kurulacak bağa anlam kazandırdı.
Sol söylem ve jargonun yeniden hatırlanması, yurttaş için siyasetteki örgütlü mücadeleyi kutsayan eylemler…
Günümüz gençlerinin tabiriyle…
“Fabrika ayarlarına dönmüş” CHP, eylem profiline uyan, sokakta yurttaşa dokunan, onunla dertlenen, çözüm önerilerini hayata geçirmek için iktidara baskı yapan politikalarla varlığını göstermeye meylediyor.
Uzlaşmacı, sağ ve muhafazakar kesimlerin dümen suyunda yol alan CHP’nin yaşadığı hezimetler, sokak siyasetini, yurttaşa dokunmayı, kitlesel mitingleri zorunlu kılmıştı…
En nihayetinde CHP doğru yolda.
Halktaki karşılığı giderek artıyor.
En azından buradan öyle görünüyor.