Eskişehirspor'a nasihat değil para lazım

Eskişehirspor'un ciddi mali sıkıntılar içinde olduğunu biliyoruz. Derdimiz büyük. Bu yüzden de sadece kendi dertlerimize yoğunlaşmış durumdayız. Ancak Türkiye genelinde spor kulüplerimiz ciddi sıkıntılar içerisinde. Hatta içlerinde Eskişehirspor'dan daha büyük sorunları olan takımlar da var.
Mesela Bursaspor...
Kulüplerimizin bir şekilde ayakta durması, kurtarılması gerekiyor. Eğer ülkenin ekonomik durumu iyi olsaydı – muhtemelen – hükumetimiz bir dizi mali yardımda bulunur, futbol takımlarının kurtulmasını sağlardı. Ancak böyle bir şansımız bulunmuyor. Dolayısıyla hükumete, belediyelere ve hatta işadamlarına gidip de, "Para ver" deme lüksümüz yok. Böyle desek bile para yerine nasihat alıp geri döneriz.
Ancak yine de hükümete mali yük getirmeyen bir takım projelerle Eskişehirspor'a yardımcı olabiliriz. Eskişehirspor'un müşterek bahis ve yayın gelirlerine alacaklılar el koyuyor. Halbu ki bu gelirlerin bir kısmını kulüplerin kullanmasına izin verilebilir. Nitekim CHP Milletvekili Utku Çakırözer de bu konuyu Meclis gündemine getirerek, hükumete önemli bir hatırlatmada bulunmuş.
Çakırözer ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın "LED reklam panoları Eskişehirspor'a verilecek" sözünü de hatırlatmış. Umarız Sayın Cumhurbaşkanı'nın Eskişehirspor'a yıllık 500 bin lira getirecek bu sözü, 'Bedava üzümlü kek' projesinin akıbetine uğramaz. İşin doğrusu hükumetimizden tavşan kanı bir çay ve üzümlü kek istemiyoruz. Eskişehirspor olarak, zaten hakkımız olan para üzerinde tasarrufta bulunmak istiyoruz. Çakırözer ayrıca Eskişehirspor'un borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğine de vurgu yapmış. Bütün bu öneriler hükumetimize mali bir yük getirmez. Dolayısıyla yapılmaları hiç de zor olmayan öneriler. Umarız Sayın Çakırözer'in önerileri kulak arkası edilmez. Zira Eskişehirspor'un nasihate değil, paraya ihtiyacı var...

Kurt iyi niyete bel bağlamıyor

Odunpazarı Belediyesi 2020 ve 24 yılları arasında yapacağı yatırımları masaya yatırıyor. Stratejik Plan çalışmalarına devam eden Kazım Kurt ve mesai arkadaşlarının işi zor. Çünkü siz neyi planlarsanız planlayın, karşı tarafın kuracağı tuzakları hesaplayamazsınız. Geçmiş yıllarda sadece Odunpazarı İlçesinde pek çok yatırım planlandı. Bu yatırımların yapılmasının önünde ekonomik ve hukuki engeller olmamasına karşın, bazılarının hayata geçirilemediğini görüyoruz.
Anlaşıldığı kadarıyla Ankara'da oturan birileri, "Bu Ce Ha Pe'lilere iş yaptırmayalım. Eskişehir halkı nasıl olsa saftır. Bizim engellediğimizi fark etmez. Fatura Ce Ha Pe'ye çıkar" diye düşünüyor. Bu düşüncelerinin doğru olup olmadığını 31 Mart'ta test ettiler. Ancak yine de Odunpazarı Belediye yetkililerinin uyanık olması gerekir. Hükumet yetkililerinin hatalarından ders aldığına bel bağlamamak lazım... Öte yandan Kazım Kurt'un "Birçok şeyi kolaylıkla yapamayacağız. Bugünki yasa ile ne büyükşehir ne il ne de ilçe belediyeleri yönetilebilir. Mantıklı ve uygulanabilir işler yapmamız lazım" sözleri içimizi rahatlatıyor. Demek Sayın Kurt da hükumetin 'İyi niyetli' olmama ihtimalini göz önünde bulundurmuş.

Yılanı öldürmeseler

Tepebaşı Belediyesi yetkilileri, son dönemlerde artan yılan görülme vakalarına dikkat çekerek, tabiatın dengesi için bu hayvanların öldürülmemesi gerektiğini bildirdi. Duyduğumuz kadarıyla son olarak Aşağısöğütönü Mahallesi'nde bir yılan görülmüş ve vatandaşlar paniğe kapılmışlar. Öncelikle hemşerilerimiz müsterih olsunlar; Türkiye'deki yılanlar zehirli ve tehlikeli değildir. Aslında bu dünyadaki en tehlikeli mahlukların biz insanlar olduğunu da unutmamak lazım. Nihayetinde o yılanlar bizim yerleşim bölgelerimize gelmiyor, biz onların yaşam alanlarını işgal ediyoruz. Ayrıca yılanlar – sevimsiz olduklarını kabul ediyorum – son derece faydalı hayvanlar. En azından fareleri avlayarak, bizim de işimize yaramış oluyorlar. Tepebaşı Belediyesi'ni doğal dengeye verdiği önemden ötürü tebrik ederim. Vatandaşlarımızın da tıpkı seçtikleri belediye yönetimi gibi duyarlı olacağına eminim.

Ertan Baba

Anadolu Üniversitesi Rektörü Profesör Şafak Ertan Çomaklı, görev başına geldiği günden beri sempatik ve içten tavırlarıyla dikkat çekiyor. Sayın Çomaklı son olarak tercih yapacak üniversite öğrencilerine ilişkin çekilen bir tanıtım filminde oynadı. Evet... Yanlış okumadınız; Ertan Çomaklı resmen 'rol kesti'... Francis Coppola'nın yönettiği meşhur 'Baba – The Godfather' filmine gönderme yapan Çomaklı, filmin unutulmaz açılış sahnesini de yeniden canlandırmış. Çenesini, parmaklarının tersiyle kaşıyan Çomaklı, karşısındaki rol yapan delikanlıya "Benim kadar iyi rol yapamıyorsun" diyor... Marlon Brando'yu nazire yapan Şafak Ertan Çomaklı'ya öğrencileri, "Baba" der mi orasını bilemeyeceğim. Ancak kendisini bir ağbi, hatta bir arkadaş gibi gördüklerine eminim.