Anadolu’daki formunu arattırıyor
Gözünü şimdide Düzce’ye çevirdi
Berkay 1 yıl sonra ayak basacak
Yiğit Cumalı “Takımıma güveniyorum”
Kayacan antrenör olarak rakip olacak
Kredi notu nasıl yükseltilir? 9 adımda kredi puanı…
Futbol dünyasını şok eden cinayet! Eskişehirspor'd…
Eskişehir'deki yasadışı göçmenlere operasyon: 44 k…
Eskişehir'de mont fiyatları cep yakıyor...
Eskişehir'deki dar sokaklar yayalara zorluk çıkarı…
Afyonkarahisar Valiliği’nden önemli hava durumu uy…
Eskişehir esnafından sokak hayvanları için örnek d…
Antibiyotiklerin yanlış kullanımı felakete yol aça…
Eskişehir'de çaresizlik uzun kuyruk oluşturdu...
Eskişehir'de Kasım indirimleri hız kesmeden devam …
Eskişehir'in merkezindeki o sorun tepki çekti
Eskişehirlinin, kadrini bilmediği değerleri…
3 Haziran 2016
08:34
A
a
Lobisi olmayan kenttir Eskişehir.
Dayanışma ruhunun gereğince yücelmediği, yüceltilmediği kent.
Oysa sevgi bile bir öğreti olduğuna göre, böylesi değerlerin çok daha rahatlıkla öğretilebileceğini düşündüğümüzde; bu ruhu geliştirecek öncülerin (ağabeylerin, bilgelerin, akillerin, toplum önderlerinin) çıkmadığı gerçeğini görebiliriz. Adına ne derseniz deyin, kent belleği, kent kimliği vs! Bu tür iyimser çabaların bile amaca ulaşmak adına yeterli çabalar olmadığını görürüz. Popülist yaklaşımdan ziyade, gerçekten çok samimi biçimde birleştirici, bütünleştirici ve bir ekol oluşturup o ekol etrafında gururlanarak büyümeyi hedefleyici çabalardan yoksun bir kent Eskişehir…
Anadolu’nun incisi tanımlamasını yaparken nasıl onurlanıyor gururlanıyor isek, bu eleştirilerden de pay çıkaracak kadar iyimser miyiz, göreceğiz! Eleştiriyi sevmeyen yanımızı da törpülemediğimiz sürece zaten arzu edilen (hayal edilen) lobiye ve ekole ulaşmamız da asla söz konusu olamaz saygın okurlar…
Haymanalı dediğimizde bir ekol çağrışımı kendiliğinden akla geliyor mu? Ya da Kayserili, İzmirli deyince? İşte kulis dediğimiz o bütünleştirici büyü etrafında çoğalmak adına gerekli olan çabaların hepsidir bu…
Böylesi bir güce erişmenin en önemli ama en önemli konularının başında ise değerlerimize sahip çıkmak gelir. Bu kentin, bu coğrafyanın tüm değerlerine, başarılara imza atmış ve kentine katkıları olmuş tüm çocuklarına sahip çıkmaktan bahsediyorum. Gurbet rüzgârının önüne katarak yaprak misali uzaklara sürüklediği tüm çocuklarını asla unutmamak! Onları senede bir gün de olsa özel toplantılar düzenleyerek onore etmek. Geleneksel hale dönüştürmek bu buluşmaları, senede bir de olsa böylesi buluşmalarda olabilmek adına heyecanlandırmak gurbetteki Eskişehirlileri…
Benim bu tanımlamalara uyan birkaç isim var aklımda.
Mesleğinde başarılara imza atmış “Türkiye’ye mal olmuş Eskişehir Çocukları” projesi adı altında daha nicelerini bir araya getirmek…
Hemen birkaç isim vereyim ister misiniz?
Fahrettin Cüreklibatur (Cüneyt Arkın) mesela.
Bülent Kayabaş, Kadir Çöpdemir mesela.
TRT repertuarında 200’ün üzerinde şarkıya imza atan ve dört şiir kitabı olan Yalçın Benlican mesela (üzüldüğün şeye bak, tek kurşun, kıymetini bilemedik sevginin, Aşk rüyadır çok zaman bunlardan bazıları, söyle bana yağmur gözlüm)…
Şarkı sözleri yine Yalçın Benlican’a ait olan Gılgamış Destanı Müzikali’nin yönetmeni Tarkan Osoy mesela.
Ve Prof. Dr. Azmi Özler mesela. Hani şu Türkiye’nin en önemli Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Eskişehirli…
Neden tanımak istemiyoruz, neden görmek istemiyoruz, neden “onlar Eskişehirli” diye gururlanacağımız platformlar yaratmaktan kaçınıyoruz dostlarım, neden?
Eskişehir’deki Adanalılar Derneği,
Eskişehir’de yaşayan Çorumlular Derneği,
Eskişehir Emirdağlılar Derneği…
Ve daha onlarca örnek verebileceğimiz oluşumlara gerek duyulurken, peki neden Eskişehirlileri tek yürekte birleştirecek bir oluşuma önderlik etmekten imtina ediyoruz?
Prof. Dr. Azmi Özler bu coğrafyanın çocuğu. Ve sırf hatırımı kırmayarak İstanbul’dan ES TV’deki programıma konuk olmak için geldi. Başını kaşıyacak vakti olmayan bu bilim insanın da bir yüreği var dostlarım. Eskişehirli diye kendisi ile gururlandığımız bildiği için olmayan zamanı bizim için yaratabiliyor. O nostaljiyi yaşamak onun ömrüne de ömür katmak değil midir sonuçta?
İşte bu tür çabaları organize edecek bir ağabey gerek bu kente. O ağabey önderliğinde kurumsal bir yapıya dönüşmüş organizasyonlar sayesinde geleneksel hale dönüştürülecek bu emekler. Ve en sonunda da Eskişehir lobisi-Eskişehirli ekolü yaratılacak işte…
Var mı böyle bir kentli ağabey?
SİZİN SESİNİZ
İlk kez!
Gazetemizin saygın okurları bilir.
ES TV’nin saygın izleyenleri de bilir.
Beş yıldır ilk kez kesintisiz biçimde senelik izne çıkacağım. İlk kez iki hafta yazı yazmayacağım gazetemde uzun yıllar sonra. Bugün GÜNDÖNÜMÜ programımın sonunu sunup yaz aralığı vereceğim. Kısmet olursa da Ramazan Bayramı’nın bitimi ile beraber artık sadece Cumartesi-Pazar günleri (sadece hafta sonları) sabah 10.30-12.00 arasında “Sabah Kahvesi” programı ile huzurlarınızda olacağım…
Tatil nasıl yapılır unuttum yemin ederim. Yârimin de zorlaması ile sanırım bunu yeniden öğreneceğim.
Özlemle, saygı ve sevgi ile efendim…
OZANCA
BİR TEK DALIM YOK
Eskişehir ortasından su akar
Su akar da yüreğimde dert açar
Eller bayram eder yariyle gezer
Benim tutunacak bir tek dalım yok...
Umutlarım yeşerecek dal arar
Ağustosta yüreğime kar arar
Beklerim boşuna artık gelmez yar
Benim tutunacak bir tek dalım yok…
Şinasi’m sarardı baharım yazım
Ömrümce kimseler çekmedi nazım
Hüzün makamından çaldı hep sazım
Benim tutunacak bir tek dalım yok…
Şinasi KULA
Dayanışma ruhunun gereğince yücelmediği, yüceltilmediği kent.
Oysa sevgi bile bir öğreti olduğuna göre, böylesi değerlerin çok daha rahatlıkla öğretilebileceğini düşündüğümüzde; bu ruhu geliştirecek öncülerin (ağabeylerin, bilgelerin, akillerin, toplum önderlerinin) çıkmadığı gerçeğini görebiliriz. Adına ne derseniz deyin, kent belleği, kent kimliği vs! Bu tür iyimser çabaların bile amaca ulaşmak adına yeterli çabalar olmadığını görürüz. Popülist yaklaşımdan ziyade, gerçekten çok samimi biçimde birleştirici, bütünleştirici ve bir ekol oluşturup o ekol etrafında gururlanarak büyümeyi hedefleyici çabalardan yoksun bir kent Eskişehir…
Anadolu’nun incisi tanımlamasını yaparken nasıl onurlanıyor gururlanıyor isek, bu eleştirilerden de pay çıkaracak kadar iyimser miyiz, göreceğiz! Eleştiriyi sevmeyen yanımızı da törpülemediğimiz sürece zaten arzu edilen (hayal edilen) lobiye ve ekole ulaşmamız da asla söz konusu olamaz saygın okurlar…
Haymanalı dediğimizde bir ekol çağrışımı kendiliğinden akla geliyor mu? Ya da Kayserili, İzmirli deyince? İşte kulis dediğimiz o bütünleştirici büyü etrafında çoğalmak adına gerekli olan çabaların hepsidir bu…
Böylesi bir güce erişmenin en önemli ama en önemli konularının başında ise değerlerimize sahip çıkmak gelir. Bu kentin, bu coğrafyanın tüm değerlerine, başarılara imza atmış ve kentine katkıları olmuş tüm çocuklarına sahip çıkmaktan bahsediyorum. Gurbet rüzgârının önüne katarak yaprak misali uzaklara sürüklediği tüm çocuklarını asla unutmamak! Onları senede bir gün de olsa özel toplantılar düzenleyerek onore etmek. Geleneksel hale dönüştürmek bu buluşmaları, senede bir de olsa böylesi buluşmalarda olabilmek adına heyecanlandırmak gurbetteki Eskişehirlileri…
Benim bu tanımlamalara uyan birkaç isim var aklımda.
Mesleğinde başarılara imza atmış “Türkiye’ye mal olmuş Eskişehir Çocukları” projesi adı altında daha nicelerini bir araya getirmek…
Hemen birkaç isim vereyim ister misiniz?
Fahrettin Cüreklibatur (Cüneyt Arkın) mesela.
Bülent Kayabaş, Kadir Çöpdemir mesela.
TRT repertuarında 200’ün üzerinde şarkıya imza atan ve dört şiir kitabı olan Yalçın Benlican mesela (üzüldüğün şeye bak, tek kurşun, kıymetini bilemedik sevginin, Aşk rüyadır çok zaman bunlardan bazıları, söyle bana yağmur gözlüm)…
Şarkı sözleri yine Yalçın Benlican’a ait olan Gılgamış Destanı Müzikali’nin yönetmeni Tarkan Osoy mesela.
Ve Prof. Dr. Azmi Özler mesela. Hani şu Türkiye’nin en önemli Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Eskişehirli…
Neden tanımak istemiyoruz, neden görmek istemiyoruz, neden “onlar Eskişehirli” diye gururlanacağımız platformlar yaratmaktan kaçınıyoruz dostlarım, neden?
Eskişehir’deki Adanalılar Derneği,
Eskişehir’de yaşayan Çorumlular Derneği,
Eskişehir Emirdağlılar Derneği…
Ve daha onlarca örnek verebileceğimiz oluşumlara gerek duyulurken, peki neden Eskişehirlileri tek yürekte birleştirecek bir oluşuma önderlik etmekten imtina ediyoruz?
Prof. Dr. Azmi Özler bu coğrafyanın çocuğu. Ve sırf hatırımı kırmayarak İstanbul’dan ES TV’deki programıma konuk olmak için geldi. Başını kaşıyacak vakti olmayan bu bilim insanın da bir yüreği var dostlarım. Eskişehirli diye kendisi ile gururlandığımız bildiği için olmayan zamanı bizim için yaratabiliyor. O nostaljiyi yaşamak onun ömrüne de ömür katmak değil midir sonuçta?
İşte bu tür çabaları organize edecek bir ağabey gerek bu kente. O ağabey önderliğinde kurumsal bir yapıya dönüşmüş organizasyonlar sayesinde geleneksel hale dönüştürülecek bu emekler. Ve en sonunda da Eskişehir lobisi-Eskişehirli ekolü yaratılacak işte…
Var mı böyle bir kentli ağabey?
SİZİN SESİNİZ
İlk kez!
Gazetemizin saygın okurları bilir.
ES TV’nin saygın izleyenleri de bilir.
Beş yıldır ilk kez kesintisiz biçimde senelik izne çıkacağım. İlk kez iki hafta yazı yazmayacağım gazetemde uzun yıllar sonra. Bugün GÜNDÖNÜMÜ programımın sonunu sunup yaz aralığı vereceğim. Kısmet olursa da Ramazan Bayramı’nın bitimi ile beraber artık sadece Cumartesi-Pazar günleri (sadece hafta sonları) sabah 10.30-12.00 arasında “Sabah Kahvesi” programı ile huzurlarınızda olacağım…
Tatil nasıl yapılır unuttum yemin ederim. Yârimin de zorlaması ile sanırım bunu yeniden öğreneceğim.
Özlemle, saygı ve sevgi ile efendim…
OZANCA
BİR TEK DALIM YOK
Eskişehir ortasından su akar
Su akar da yüreğimde dert açar
Eller bayram eder yariyle gezer
Benim tutunacak bir tek dalım yok...
Umutlarım yeşerecek dal arar
Ağustosta yüreğime kar arar
Beklerim boşuna artık gelmez yar
Benim tutunacak bir tek dalım yok…
Şinasi’m sarardı baharım yazım
Ömrümce kimseler çekmedi nazım
Hüzün makamından çaldı hep sazım
Benim tutunacak bir tek dalım yok…
Şinasi KULA
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...
YAZARLAR
-
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Ali Baş
-
Asgari ücret 25 bin’e doğru
Kerem Akyıl
-
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Tarkan Demir
-
Çocuklarımızı koruyalım!
Seval Erci
-
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Ahmet D. Canoruç
-
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
Kaan Özcan
-
At hırsızı
Rifat V. Halas
-
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
Funda Morgül
-
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç
-
Kazım Kurt’un koltuğu
Arif Anbar
-
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
Hilal Köver
-
Sürdürülebilir kulüp kültürü
Konuk Kalem
-
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Tülin Karagöz
-
Düşükler neden tekrarlar?
Op. Dr. Alper Turgut
-
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Soner Yüksel
Erken seçimi CHP mi istiyor vatandaş mı?
Asgari ücret 25 bin’e doğru
Anadolu Üniversitesi’nde dananın kuyruğu kopuyor!
Çocuklarımızı koruyalım!
İlk yarıda fişi çekmek gerekiyor
Hedef göstermek bu kadar kolay olmamalı!
At hırsızı
Buluşur, yer - içer ve dağılırlar
2023 giderken bir iki konuda hal ve gidişimiz…
Kazım Kurt’un koltuğu
Ya Cumhuriyet olmasaydı...
2023 yılında bizi neler bekliyor?
Düşükler neden tekrarlar?
Eskişehir ve Alkol Ruhsatları
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! 
