Eskişehirli Milli yüzücümüz Sümeyye Boyacı kısıtlamalar içinde geçen hafta sonumuza anlam kattı. Sümeyye 2021 World Para Swimming Series yarışlarında Olimpiyat ve Avrupa birincisi olarak bizleri bir kez daha gururlandırdı.
Tabi Sümeyye hem önündeki duvarları kırmak isteyen engelli bireyler hem de başta kız çocukları olmak üzere tüm sporcular için harika bir rol model.
Başarısının altında büyük bir azim, sabır ve çok çalışmak yatıyor. Bu sayede başarıdan başarıyla koşuyor ve hem Eskişehir hem de Türkiye adına harikulade işlere imza atıyor.
Peki, yüzme alanında tüm Türkiye’ye gurur yaşatan Sümeyye’nin şehrinde sporcuların antrenman yapması, müsabakalara hazırlanması, kendini yetiştirmesi için kullanabilecekleri havuzun yıllardır faaliyete geçmemesi büyük bir ayıp değil mi?
Ne düşünürsünüz bilmem ama Eskişehir’in bir taraftan yüzme dalında madalyalar toplarken bir taraftan havuz problemi yaşaması çok trajik bir konudur.
Millet Bahçesi’nin yapılacağı alanda yıllar önce yıkılan havuzun yerine aslında en geç 2017 yılında hizmete girecek bir havuz yapılacaktı.
Yenikent mahallesinde hızla başlayan ve kabası kısa sürede tamamlanan inşaat bir türlü bitirilemedi.
2018 dendi, 2019 dendi, müteahhit dendi, tefrişat dendi olmadı.
2020’de tamamlıyoruz dendi o da olmadı. Pandemi, son detaylar, ıvır zıvır diye diye 2021’in yarısına geldik.
Eskişehir’de yüzme alanında faaliyet gösteren sporcular tam 5 yıldır çalışacakları bir havuza sahip değiller.
Allahtan bir kısmı Tepebaşı Belediyesi Behiç Erkin Kompleksinde yer alan Su Sporları Merkezinden bir kısmı da Büyükşehir Belediyesi hizmetinde olan havuzlardan istifade ederek kendini geliştirmeye çalışıyor.
Ancak kendilerine ait, her şeyin 4/4’lük olduğu bir havuza sahip değiller.
Ak Parti temsilcilerinden özellikle kongreden sonra çok umutlanmış ve Ankara’ya söz geçirme konusunda daha etkili olacaklarını ummuştuk. Ancak onlarda kısa sürede Pandemi sessizliğine bürünmeyi tercih etti.
Neyse biz bardağın dolu tarafına bakalım. Tebrikler Sümeyye, nice zaferlere
Şehrin gündemine Covid değdi
Eskişehir dar bir gündeme hapsolmuş, hedefi olan insan sayısının bir elin parmaklarını geçmediği bir şehir. O yüzden dönüp durup aynı şeylerden bahsediyor ve çok zaman da çalı dibi eşeliyoruz.
Bu dar gündem Pandemi döneminde hepten daraldı ve sürekli haberlere, köşe yazılarına, tartışmalara konu olan insan sayısı daha da azalmıştı.
URAYSİM konusu tadını kaçırsa bile ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş ve Sağlık alanında Sağlık Sen Başkanı Hasan Hüseyin Köksal son günlere kadar şehrin gündeminde belirleyici faktörlerdi.
Ancak şehir gündemine nazar Başkanlara Covid 19 değdi. Dikkatinizi çekti mi bilmem Başkanlar tedavi süreci nedeniyle biraz geri çekilince gündem bir an da sessiz, sakin, heyecansız bir hale büründü.
Aman dikkat edin kendinize, hem çevrenizin hem de Eskişehir’in belli ki size ihtiyacı varç
Neden bu okul ısrarı?
Covid 19 vakaları arttıkça yeni yaptırımlar ve yasaklar ile karşı karşıya kalıyoruz. Lakin bazı yasakların dünya ile kıyaslanınca biraz garip ve düşündürücü olduğu aşikar.
Sık sık dile getiriyoruz bulaşı riskinin daha az olduğu açık alanlar, parklar, mesire yerleri yasaklanırken Kapalı alanların yani AVM’lerin yasaktan muaf olması çok garip.
Üstelik bilim insanları kapalı ortamlarda birçok insanın aynı havayı teneffüs etmesi ve bir arada bulunması bulaşı riskini artırır tespitinden sadece Lokanta – Cafe- Kahvehane gibi bir anlam çıkartmak. Buna karşın okulları ısrarlı bir şekilde açmaya çalışmak nedendir çözemedim.
Hele ki tam kapanma diye konuştuğumuz, vaka sayılarının 60 binden fazla olduğu günlerde bile 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitim alacak diye zorlama bir kararı anlamakta çok zorlanıyorum.
Hele ki çoğu sendika ve bilim insanı itiraz ederken ve Milli Eğitim Bakanı özel okullar sahibi iken bu konuda ısrar edilmesi inanın çok düşündürücü…