Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Ankara’da yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Genel İdare Kurulu Toplantısı’nın ayrıntıları yoğun gündemin hengamesinde gözlerden kaçtı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Ankara’da yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Genel İdare Kurulu Toplantısı’nın ayrıntıları yoğun gündemin hengamesinde gözlerden kaçtı.
Yılmaz, tüccar ve sanayicinin taleplerini ve önerilerini dinlem üzere toplantıya katıldığını belirtirken, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da ekonomi programının verimli olabilmesi için istişarenin ve bilgi paylaşımının gerekliliğine vurgu yaptı.
Toplantıda söz alanlardan Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler de Eskişehirli tüccar ve sanayicinin sorunlarını dile getirdi.
Güler, taslak halindeki e-ticaret yapan firmalardan alınması planlanan gelir ve kurumlar vergisinin zaten az karla iş yapmaya çalışan firmalara ek yük getireceğini, ticareti zorlaştıracağını belirterek, taslağın yeniden değerlendirilmesini beklediklerini söyledi.
Bankaların ticareti kartlara uyguladığı taksit sınırlaması ve yüksek komisyon oranlarının da tüccar ve sanayiciyi zor durumda bıraktığını aktaran Güler, bu uygulamalara son verilmesinin önemine işaret etti.
Ayrıca, ihraç ürünlere karşı dünyanın bir çok ülkesinde kota uygulanmaya başlanmasının sıkıntılarını anlatan Güler, işletme giderlerini artıracak 2025’teki yeni doğalgaz ve elektrik tarifelerinin yeniden değerlendirilmesi beklediklerini söyledi.
Başkan Güler’in dile getirdiği Eskişehir tüccar ve sanayicisinin öne çıkan bu sorunlarının çözümü, zor geçmesi beklenen 2025 yılında belki bir nefes olur.
Ya tek ya hiç!
Birleşmiş Milletler’in (BM) Türkiye nüfus projeksiyonlarına göre, 2050 itibarıyla Türiye nüfusunun 96 milyona yaklaşması, sonrasında azalarak 2100'de 82 milyona düşmesi öngörülüyor.
TÜİK’in 2023 yılı doğum istatistik verilerine İstanbul sokaklarında röportaj yaparak vatandaş görüşlerini okuyucuların aktaran meslektaşım Mine Şenocaklı, böylesine önemli bir soruna parmak bastı.
Türkiye’de doğurganlık hızı en düşük seviyeye gerilediğine işaret eden verilere göre 2001 yılında bir kadının ortalama doğurduğu çocuk sayısı 2,38 iken 2023’te 1,51’e geriledi.
Ülkemizde doğurganlık hızının 2016’dan beri 2,1 olan doğurganlık hızının altında kalınca bunun nedenlerinin belirlenmesi için Demografik Nüfus Yüksek Kurulu oluşturulmasına karar verildi.
Halk röportajlardan da anladığımız kadarıyla aslında sorun sosyolojik.
Şiddet olaylarının artmasından geçim sıkıntısına, göçmen sayılarının artmasıyla değişmeye başlayan demografik yapının yarattığ endişeden bireysel tercihlere kadar pek çok faktör buna etken olarak sayılabiliyor.
“Ya tek çocuk ya da hiç” olarak özetlenen bu yaklaşım Avrupa’dan sonra Türkiye’ye de sirayet etmiş durumda.
En yetkili ağızlardan Türkiye'de son dönemde demografik dönüşüm yaşandığı dillendiriliyor.
İnsanların eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı düşüyor. Kadınların iş gücüne girişi de bunu etkiliyor.
İktidar bu konuyla ilgili eylem planı hazırlığına girişti girişmesine ancak ne kadar çözüm olur bekleyip göreceğiz.