Biz çocukken Polatlı’da simit satanlar avazının çıktığı kadar bağırırlardı. Bizim Çiftlikten rahmetli babamın çalışma arkadaşı Mustafa Dayı da bana bu simit satma işini şöyle öğretmişti.
Eskişehir’in suyundan Polatlı’nın unundan yeni çıktı fırından haydi beyler bayanlar simidiii yeee!
Biz büyüdük ve küçüldü dünya derken gel zaman git zaman kadere bak biz Eskişehir’de iş ekmek bulduk. Bir yanda çocukluğunuzu bulduğunuz ilçe bir yanda ekmek kazandığınız kent.
Benzerlikleri var mı? Evet var!
Epeyce farklılıkları var mı? Eh oldukça…
Şöyle ya da böyle bu iki yerleşim merkezinin benim yaşamımda çok büyük yerleri var. Üstüne üstlük 13 Eylül Polatlı’nın kurtuluş günü olunca yazımızı Eskişehir Polatlı kurtuluş ve eğitim üzerine kurgulamaya çalıştık.
Önce şöyle başlayayım dedim.
Bir kere bu simit satma işi o gün bugün beni hep etkilemiştir. Anladım ki Polatlı’nın unu; Eskişehir’in de suyu iyi. Yaşadıkça bu iki yöre arasında bir bağ oluşageldi yüreğimde… Unutmuyoruz Polatlı’nın unu Eskişehir’in suyu…
İkincisi şu bizim Eskişehirspor! Biz çocukken bizim ilçede bizlerin üç takımı vardı sanki! Birincisi üç büyüklerden biri; ikincisi Polatlısporun yeni kurulduğu yıllar... Üçüncüsü es es es ki ki ki eski eski es… O sevgi bizi aldı getirdi bugünlere. Malum bu kentte Eskişehirspor milli takım gibi bir şey…
Üçüncüsü Eskişehir Akademisi’nin ilçeye etkisi. Biz ilkokul, ortaokul ve liseye devam ederken onlarca büyüğümüz Akademi’ye gelirlerdi buraya. Polatlı’dan gençler üniversite girişte tercihlerini ağırlıklı olarak Ankara ve Eskişehir’deki yükseköğretim kurumlarından yaparlardı hala öyle gibi…
Dördüncüsü Çiftliğe Günyüzü köylerinden çalışmaya gelenler. Biz çocukken Polatlı Devlet Üretme Çiftliği’nde Günyüzü köylüklerinden yüzlerce işçi çalışırdı. O zamanlar bizim babanın ekmek teknesi Polatlı Tarım İşletmesi Günyüzü köylüklerinden emekçiler için Alamanya (Almanya) gibiydi. Hatta bir espri vardı Polatlı Zirai Kombinası’nda çalışmayana Günyüzü’nde kız vermezler diye. O kim ki Polatlı Zirai Kombina’da bile çalışmamış diyerek…
Beşincisi akrabalık ilişkileri çoktur bu iki yerleşim merkezinin. Başta göçmen ve tatar köylükleri olmak üzere çoğu Polatlılıların bir kapısı da Eskişehir’dedir velhasıl. Hızlı trene Polatlı’dan binenlerin çoğu Eskişehir’de iner. Eskiden maça gelirlerdi topluca sporseverler… Eskiden daha benzerdi bu iki kent Polatlı için Porsuk’suz küçük Eskişehir derdim. Sokakta çekirdek çitlemek iki kentte de vardı eskilerde…
Bugün 13 Eylül Polatlı’nın kurtuluşu. Yıllar önce işgale karşı verilmiş ulusal bağımsızlık savaşının bir başka dönüm noktası Sakarya Savaşı. Türkiye Büyük Millet Meclis’inde top seslerinin duyulduğu anın direnen milli kuvvetler yurdudur Polatlı…
Polatlı naçardır ama çaresiz değildir umuttur gururludur
Polatlı kavruktur ama yüreği sevgi doludur
Polatlı küçük bir istasyondur ama dik durur vakurdur
Polatlı’da dökülen kandır ama Polatlı candır milli kuvvettir bağımsızlık onurudur
Polatlı başaktır emektir yazın kavuran sıcağı ile…
Polatlı hep ziraattır uçsuz bucaksız tarlaları ile
Polatlı tarım kenttir bazı yıl kimyon bazı yıl soğanı ile
Polatlı tarım işletmesi örnektir arpası ve buğdayı ile
Polatlı topçuların başkentidir uygar örnek güzellikleri ile
* * *
Polatlı, ulusal kurtuluşa Sakarya savaşı ile el veren o zamanların küçük istasyonuydu. Bugünlerde artık kendi kendine çok işini gören başkalarına el avuç açmayan bir büyük ilçe ve uygar bir kenttir. Böyle olsa da yeni atılımlar bir gereksinim. Artık Polatlı, Orta Anadolu’nun tarımla öne çıkmış; göreceli sanayileşmesi ile kıpırdaşan ilçesi olsa da daha iyiyi başarmak zorunda olan bir toprağımız…
Mansur Başkanın tarım bölgelerinde yerel ve ulusal güçleri ayağa kaldırma çalışmalarının ilçeye getirilerini beklemektedir kent…
Mansur Başkan kırsalda üretici köylü kooperatifleri geliştirilmesini tartışmalı ve planlamalıdır. Mansur Başkan, Büyükerşen’in Eskişehir kırsal alanında yapmaya çalıştığı küçük örnekleri Polatlı’da geliştirebilir. Kırsal alan çalışmaları daha genişletilerek Polatlı, Şereflikoçhisar, Bala, Haymana, Beypazarı ve diğer ilçelerle birlikte Orta Anadolu’da dev üretici köylü birlikleri oluşturulması masaya yatırmalıdır bence…
Polatlı, Orta Anadolu’nun karakteristik özelliği ile bozkırdır. Yeşil alanlar geliştirilmelidir. Merkezi hükümet, Büyükşehir ve Polatlı Belediyesi el ele verip uzun süreli ve yaygın bir ağaçlandırma projesi uygulamaya koymalıdır.
Polatlı ziraat eğitiminde öncü olmalıdır. Güzelim topraklara tarım meslek lisesi, önlisans, lisans ve lisansüstü eğitim kurumlarını içeren uygulamalı ziraat okulu kompleksi neden olmasın! Bu tür bir projenin planlarını gündeme taşımaya, tartışmaya şimdiden başlanmalıdır bence…
Peki bu bağlamda neler önerilebilir?
Polatlı Devlet Üretme Çiftliği’nden (Polatlı Tarım İşletmesi) uygulamalı ziraat eğitimi noktasında son derece iyi örnek olabilecek bir geçmiş ve birikime sahip olduğunu vurgulamadan geçemeyiz. Polatlı bu çalışmalar için öncelikle tutarlı uygulanabilir ve pragmatik planlarla öncü olmalıdır. Polatlı şimdiden eğitim konusunda Eskişehir Akademi ve Anadolu Üniversitesi’nin 1970’lerden 1990’ların sonuna değin uygulamaya koyduğu örnek çalışmalarından yararlanmalıdır. Anılan yıllarda uygulamalı basın yayın okulları, havacılık, güzel sanatlar ile açıköğretimin örgün bölüm örneklerini örnek almalıdır bence… Uygulamalı, pragmatik ve iş içinde üretim için eğitim… Konu uzun; detaylar kuşkusuz tartışıldıkça çıkacaktır. Ateşlemek bizden geliştirme Polatlı kamuoyundan…
* * *
Bugünlük bu kadar…
13 Eylül’de ulusal bağımsızlık, demokrasi, toplumsal ve ekonomik gelişimimize alın teri dökenleri saygıyla anıyoruz!
Mustafa Kemal ve tüm şehitlerimizle birlikte tüm yitirdiklerimizi rahmetle, hayattaki büyüklerimizi saygıyla, küçüklerimizi sevgiyle anıyoruz…
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.
…
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Ceyhun Atıf KANSU