Eskişehir'in kulağı çekildi

Kütahya merkezli ve Richter ölçeğine göre 5.0 şiddetinde gerçekleşen deprem korkmamıza neden oldu. Yaşı 30'un altında olanlar 1999 depremini ya hiç hatırlamaz, ya da hayal – meyal hatırlar. Geri kalanımız için ise 99 depremini unutmak mümkün değildir. Türkiye olarak 1999'dan sonra depreme hazırlık için ne yaptık? İnanın çok az şey yaptık. Depreme hazır olmadığımız ortada. Hatta 2001 ekonomik krizinin de nedenlerinden biri olan, dişimizden tırnağımızdan artırdığımız paralarla kamulaştırdığımız deprem toplanma alanlarını bile imara açtık. Şimdi bu alanlarda AK müteahhitlerin göğe yükselttikleri AVM'ler bulunuyor. Bir deprem olsa toplanacak yerimiz bile yok.

Eskişehir'de durum böyle değil. Parklarımız, geniş alanlarımız var. Yine de büyük bir depremle karşılaşırsak ne olacağından şüpheliyiz. Yaşadığımız 5.0 şiddetindeki deprem tabiatın bizlere bir uyarısıdır. Doğa bir anlamda Eskişehir'in ve Eskişehirlilerin kulağını çekiyor. "Ben buradayım" diyor tabiat bize, "Ben tabiat olarak çok güçlüyüm ve büyük depremleri her an başlatabilirim. Ey küçücük insanoğulları, tedbirinizi alın" diyor. Yani felaket "Geliyorum" diyor. Ancak biz dinlemiyoruz.

Eskişehir'i büyük tehlike bekliyor

İklim değişikliğinin etkilerini iliklerimize kadar hissetmeye başladık. Dün orman yangınları sona ersin diye yağmur duasına çıkıyorduk. Bugün yağışların sele dönüşmesinden endişe ediyoruz. Eskişehir Valiliği son olarak Alpu, Çifteler, Beylikova, Sivrihisar, Günyüzü, Mahmudiye, Mihalıççık, Han ve Seyitgazi ilçelerinde sel uyarısı yaptı. Valilik tarafından yapılan açıklamada, "Yerel kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış beklendiğinden ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı, yağış anında kuvvetli rüzgar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" ifadeleri yer aldı. Kovid 19 virüsü de dâhil, yaşadığımız sorunların tamamı insan kaynaklı. Yıllardır bilimadamları konuştular ve bizleri uyardılar. Onların sözleri bir kulağımızdan girdi, bir diğerinden çıktı. Şimdi bilimadamları sustular. Artık doğa konuşuyor. Hem de biz insanların anlayacağı dilden konuşuyor...

TÜİK'e göre 24 evladım

Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı veriler, sosyal medyada günün şakası olarak yorumlanıyor. Maalesef bir devlet kurumumuzun daha itibarının yerlerde olduğunu görüyoruz. Son olarak TÜİk ülkemizin ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüdüğünü açıklayınca beni aldı bir gülme. Tabii biraz sinirden, biraz da "Güleriz ağlanacak hâlimize" durumundan dolayı. Meşhur bir karikatür durumu özetliyor sanırım, ihtiyar bir amca bastonuyla zor ayakta duruyor. Karşısındaki meraklı delikanlı ihtiyar amcaya, "Kaç yaşındasın sen dede?" diyor. İhtiyar ise, "TÜİK'e göre 24 evladım" diyor...

Türkiye yüzde 21,7 büyümüşmüş... Ona bakarsanız benim de saçlarım rahmetli Barış Manço'dan daha uzun...