Pilot, Mehmet Aksoyek…
Diğeri bizden, içimizden biri Soner Yüksel, gazeteci…
Bir pilot ve bir gazeteci birlikte
“Eskişehir’in ilkleri” kitabını hazırlayıp, bizleri geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyorlar…
Kitabı okumaya başladığımda hem heyecanlandım, hem de gurur duydum.
Köklerimiz zengin, çok zengin…
Eskişehir’in “ilkleri” bitmez. Gelecekte yeni ilkler bizleri bekliyor!
Yüksel ve Aksoyek işte bu zenginliği bir kez daha hatırlatıyor ve unutmamızı sağlıyor.
Eskişehir’e bu değerli çalışmayı armağan eden Soner Yüksel ve Mehmet Aksoyek ile “
Eskişehir’in ilkleri” üzerine konuştuk. Ben sordum onlar samimiyetle yanıtladı…
-Mehmet, ilk olarak sana sormak istiyorum,
İlklerin şehri Eskişehir kitabının, fikri nasıl ortaya çıktı? İlk kimin aklına geldi?
- 15-20 yıllık bir geçmişi olan, biraz da şekil değiştirmiş bir proje bu. Soner o dönemler çok tutulan bir radyo programı yapıyor ve ara ara beni de konuk alıyordu. O programlarda ilginç bilgiler olarak Eskişehir’de gerçekleştirilen ilklere dair kısmi bilgilerimizle sohbet ediyorduk ve programlar büyük ilgi görüyordu. O günlerde ki hayalimiz bu konuları bir belgesel olarak çekmek ve yayınlamaktı. Ancak zaman içinde söz uçar, yazı kalır dedik. Bu bilgileri bir kitapta toplayarak başlangıç yapmanın daha sağlıklı olacağını düşündük. İkimiz de yoğun ve önemli işlerde çalışıyoruz, bu sebeple bir türlü başlama fırsatını bulamıyorduk. Fakat pandemi dönemini kendimiz için avantaja çevirdik ve evde geçirdiğimiz bolca zamanı kitabın oluşum ve araştırma süreçleri kullandık.
-İki kişinin birlikte yazdığı kitaplara pek tanık olmuyoruz?
Soner, bu deneyimi anlatır mısınız? İş bölümünü nasıl yaptınız?
- Normalde kolay bir iş değildir herhalde, fakat Mehmet ile bizim 25 yıllık bir dostluğumuz var. Benim nikah şahidim ve yıllarca Radyonet ve Biber FM çatısında birlikte çalışmışlığımız var. O yüzden çok uyumlu, çok rahat bir süreç geçirdik. Mehmet alanı gereği havacılık ve eğitim konularında araştırma ve metinler üretti, bende diğer konularda bildiklerimi kaynaklar eşliğinde derlemeye çalıştım. Sık sık “sen bu konuyu al, ben bu konuda ilerleyeyim” diye birbirimize yoldaşlık yaptık. Profesyonel bir iş bölümünden ziyade amatör ama keyifli bir çalışma süreci ile nihayete erdik.
ŞAŞIRMADIK GURUR DUKDUK!
-Kitabınızda olduğu gibi Eskişehir’in pek çok ilki var!
Araştırma yaparken yeni öğrenip şaşırdığınız bir konu var mı? Mehmet ilk yanıtı senden alayım…
- Aslında pek çoğunu bildiğimiz halde şaşırdığımız detaylar da oldu. Mesela ben olimpiyatlara ilk sporcu seçmelerinin Eskişehir’de yapıldığını kitabın hazırlanma aşamasında öğrendim. Kan satılarak kurulan tiyatronun öyküsünü ve o günlerdeki kültür sanat aşkına bu süreç içinde tanık oldum. Ancak şaşırma duygusundan çok gurur duygusu ağır bastı.
-Soner, senin şaşırdığın ya da
ilginç bulduğun konu nedir?
- Benim en şaşırdığım ve ironik bulduğum şey havacılık ile ilgili ilklerimiz oldu. 1933 yılında bugün ki THY’nin Devlet Hava Yolları adıyla ilk resmi seferini Eskişehir’de yapması ve Eskişehir’in yıllarca bu seferlerin merkezi olması gerçekten şaşırtıcı bir gelişmeydi benim için. Özellikle bugün o merkezde resmi sefer olmamasını düşünürsek çok da ironik bir yanı oldu.
-Kitabın arka kapağında Eskişehirli olmayan
Mustafa Denizli, Selçuk Yöntem, Mehmet Aslantuğ, Oktay Kaynarca’nın Eskişehir ve kitabınızla ilgili görüşlerini okudum. Doğrusunu söylemek gerekirse Eskişehirli olarak gururlandım. Niçin onların da görüşünü aldınız? Sanırım bu soruya Mehmet, yanıt verecek?
- -Kitap arkasında değerli yorumları olan ustalar, ağabeyler başta Selçuk Yöntem ve Mustafa hocam ile çok değerli dostluklarım var. Zaman zaman bir araya geliyor ve çok keyifli sohbetler ediyoruz. Eskişehirli değiller ama hepsinin Eskişehir ile ilgili anıları, yaşanmışlıkları ve büyük bir sevgisi var. Selçuk Yöntem aynı zamanda kitabımızın içinde yer alan Devrim Otomobillerinin filminde de yer alan değerli bir sanatçımız. Kitabın ilerleme sürecinde hem okumaları hem de fikirleri ile bize yol gösterici oldu. Mustafa Denizli hocam Eskişehirspor vesilesi şehrimizi yakından tanıyor. Mehmet Aslantuğ’da sık sık Eskişehir’e uğrayan ve şehrimizi çok seven bir isim. Aynı şekilde Oktay Kaynarca ağabeyim de Eskişehirspor taraftarı ve görüşleri bizim için çok kıymetli. Türkiye’de kalitesi ve objektifliği tartışılmaz bu isimlerin bu kitapla ilgili yorumları bize büyük güç verdi. Sağ olsunlar ricamızı kırmadı ve görüşlerini bizlerle paylaşarak değer kattılar.
ESKİŞEHİR’İN CAZİBESİ VAR
-Kitabınıza baktığımda Osmanlı’nın kuruluşunda başlayan ilkler Türk Dünyası başkentliğine kadar sürüyor.
Bitmeyen bir süreç ilkler bakımından. Sizce bundan sonra Eskişehir hangi ilki ya da ilkleri başarabilir? Ya da başarmalı? Bir gazeteci olarak bu konuda neler söylemek istersin Soner?
- Eskişehir son döneme kadar hızlı bir ilerleme bir kaydetmiş. Ciddi bir özgüveni ve adalet duygusu ve azmi varmış. Ancak geçmişe göre motivasyonu düşmüş, iş bitirme yeteneği sekteye uğramış gibi hissediyorum. Yılmaz Büyükerşen’in 20 yılda şehre kazandırdıkları olmasa ortalamamız epey düşmüş gözüküyor. Ancak bunu bir gerileme değil bir mola olarak değerlendirelim. Şehrimiz ciddi bir potansiyele sahip. Biraz silkinip, inancını tazeler ise harika işlere imza atabilir. Ben havacılık ve turizm konusunda yeni ilklere imza atabiliriz diye düşünüyorum. İlk sanayi kuruluşuna sahip şehrimiz Türkiye’nin ilk milli yangın söndürme uçağını, ilk yerli hızlı treni neden yapamasın? Turizm konusunda ise başta Frig vadisi olmak üzere tarihi, kültürel ve inanç turizmi adına harika fırsatlarımız var, bunları kullanabiliriz.
-Mehmet, THY’nda pilot olarak görev yapıyorsun. Belki de gitmediğin ülke, görmediğin şehir kalmadı.
Eskişehir, gelecekte hangi ilkleri yapabilir ya da yapmalı?
- Ben 15 yıldır THY’de görev yapıyorum. 120’den fazla ülke gördüm. Ancak her ay mutlaka 3-5 günü Eskişehir’de geçirmeye çalışıyorum. Çünkü bu şehirde adını koymakta zorlandığım bir çekim, bir cazibe var. Hemen her alanda üst akla sahip bir tecrübesi var Eskişehir’in. Bu sebeple bu tecrübeye daha yeni vizyonlar katmalı ve potansiyeli değerlendirmemiz lazım. Belki ilk olmayacak ama Eskişehir bir serbest bölgeye ev sahipliği yapabilir. Türkiye’nin en büyük lojistik üssü olabilir. Demiryollarında yeni devrimler, havacılıkta çığır açacak işlere imza atabilir. Bunlar un, yağ, şeker olarak mevcut. Ancak daha güçlü bir birlikteliğe, helva yapmak için biraz cesarete ve sinerjiye ihtiyaç var. Ben inançlıyım şehrin ruhunda saklı ilkler mutlaka farklı şekillerde tekerrür edecektir.
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş da, kitabın geleceğe ışık tuttuğunu belirterek Yüksel ve Aksoyek'i kutladı
-Son olarak kitaba gelen tepkileri nasıl bulduğunuzu soracağım. Bu soruyu Soner, senin yanıtlaman daha doğru olacak gibi
! Sonuçta tepkiler sana daha çabuk ulaşıyor?
-Kitap henüz çok yeni olmasına rağmen çok güzel bir ilgi ile karşılaştık. İnsanların kitaptan önce bize olan ilgisi ve güveni bu şehirde bıraktığımız iz adına çok özel bir geri dönüş oldu.
Ama ilerleyen günlerde kitabı edinenlerin geri dönüşleri bizler için çok daha belirleyici olacak. Biz bu ilk deneyim olduğu için sık sık altını çiziyoruz. Eksiğimiz, tecrübesizlikten kaynaklı hatalarımız mutlaka olmuştur. Ancak bu şehre katkı sunmak ve bir iz bırakalım diye emek verdiğimiz bir eser.
Ticari kaygısı olmayan, güncellenebilir bir başlangıç projesi diyebiliriz. Bu yüzden her türlü eleştiriye açığız.
Henüz birkaç ziyaretimiz oldu. Sonbahar’a kadar tüm şehir yöneticilerimizi ziyaret ederek kitapla ilgili takdimlerimizi yapacağız. Kitaptan edinmek isteyenler internet satışlarından,
ES TV’den, Radyonet hizmet ofisinden ya da Nisan Kitapevi şubelerinden kitabı temin edebilirler.
Soner Yüksel ve Mehmet Aksoyek, kitabı şehrin yöneticilerine kendileri götürerek onların Eskişehir'in ilkleri konusunda görüşlerini de alıyor. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da "Kentimizin kültürel belleğine katkı sağlayacak bu eserden dolayı yazarlarımızı tebrik ediyorum." diyor...