Yeni normal hayatımız orta ile yüksek risk sınırının tam ortasında başladı.
Yeni normal hayatımız orta ile yüksek risk sınırının tam ortasında başladı.
Aylar sonra evden çıkabilme, bir lokantada sabah çorbası, bir kafede çay içebilmenin heyecanı ile bu kararı çoluk, çocuk, genç yaşlı diye ayırmadan şehrin her noktasında coşku ile kutladık.
Ve hepimizin emeği ile orta riskli il grubundan yüksek risk taşıyan il olmayı başardık.
Sarı ile başlayan yolculuğumuz artık turuncu ile devam edecek. Ancak bu durumda uzun sürmeyecek. Kısa süre sonra kırmızı renk ile tanışmamız ve çok yüksek riskli bir şehir olarak yeniden birçok yaptırım ile karşılaşmamız sürpriz olmaz.
Yanlış anlamayın şimdi kalkıp niye dışarı çıkıyorsunuz demiyorum. Elbette çıkacaksınız.
Niye herhangi bir mekana kendinizi koşarak attınız demiyorum. Elbette özledik ve gitmemiz çok normal.
Benim itirazım elde ettiğimiz bazı hakları diğer insan ve esnafı düşünmeden hunharca harcayanlara olacak.
Yasak değil Covid bitti gibi sorumsuz davrananlara sitem edeceğim.
Nasıl olsa haftaya yeniden yasak gelecek diye tedbiri elden bırakıp ne yapsam kar diyenlere sitemim.
Dışarıda geçirdiğim her dakika kar diye düşünen ve yasak psikolojisi ile hareket ederek normalde gitmediği yerleri bile turist gibi keşfe gidenlere sitemim.
Tabi işin esnaf ayağını da bu sitemlerin başına koymazsam olmaz.
Çünkü mekan işletenler restoran, kafe ve kahveler ile ilgili aylardır onlar kadar mücadele ediyor ve çektikleri sıkıntıyı hemen her gün kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Bir hak tanınmış ve kurallar konmuş.
HES kodu ile sorgu yapacak ve müsteriyi öyle içeri alacaksın.
Kapasitenin yarısı kadar müşteri alacaksın.
İnsanlar mekanlarda da sosyal mesafe kurallarına uyarak zaman geçirebilecek.
Ama gelin görün ki bu kurala uyanlar, bu sorumluluk hepimizin diye hassasiyetle hareket edenler olduğu gibi maalesef kimseyi düşünmeden ne koparsam kar diye hareket eden esnaf da var.
Bizzat gözlerimle gördüm ki HES kodu sorgusu yapan çok az.
Ne yazık ki yüzde 50 kapasiteye riayet edenler de parmakla gösterilir.
Ayrıca mekanların çoğunda görüyoruz ki masalar birleştirilip sosyal mesafeye bakmadan büyük gruplar halinde oturanlara da fazlasıyla tanık olduk.
Bu duruma art niyet değil sorumsuzluk demek daha doğru olur.
Aylardır evine ekmek götürmediği için hazır müşteri var çevirmeyim mantığı ile hareket edilebilir. İtiraz etsem bile anlayabilirim.
Ama, fakat, lakin
Böyle hareket edenler nedeniyle insanlar hem sağlığından olabilir hem de yeniden eve kapanabilir.
Esnaf ise bazı sorumsuzluklar nedeniyle yeniden kepenk kapatarak yüzde 50 kapasiteye bile hasret kalabilir.
Gidişat bunu gösteriyor.
Düne kadar denetimleri sık yapalım, HES kodu ile müşteri alalım, en azından belli kapasite açılsın diye hak arayanlar lütfen kendilerine özeleştiri yapsın ve vehameti fark etsinler.
Sadece resmi makamlar değil odalar da denetim mekanizmasını devreye soksun ve sert yaptırımlar uygulasın.
Çok sevdiğim bir söz vardır. "Gözü namazda olanın kulağı ezanda olur" derler.
O yüzden biz önce gözümüz nerede onun adını koyalım. Hedefimiz kırmızı mı yoksa mavi mi ?
Şayet bunda samimi olursak gerisi zaten gelecektir.