Bertolt Brecht,’in meşhur sözüdür:
-Banka kurmaya kıyasla, banka soymak nedir ki!
Aslında prensip olarak birbirine benzer! Farkı hedeflere giden yoldur.
Tahmin ettiğiniz gibi sözü çalıştığı bankayı soyan banka müdürü Ayşe Pelin Ü’ye getireceğim…
Uzun yıllar çalıştığı bankasından tam 9 milyon lirayı kendi hesabına aktarmış…
Eskişehirli esnaf ve tüccar da zaten kendisini yakından tanıyor. Sonuçta kredi için çeşitli protokoller yapıldı…
Çalışma prensibi son derece basit…
3 yıl boyunca yaşlı ve hesap hareketliliği az olan uyuyan hesapları” kendi hesabına aktarmış…
Toplam 9 milyon lira…
Ve işin ilginç yanı bu paraların büyük çoğunluğunun kendi hesabında ve bir kısmının da nakit olarak evinde olduğu ortaya çakmış. Anlaşılan banka müdürü sistemin açığını çok iyi bildiğini sanmış ve kendinden emin ki paraları kaçırmaya bile kalkmamış…
Belki de belirli bir kazanç elde ettikten sonra uyuyan hesaplara para aktaracaktı. Sonuçta “paradan para” kazanılıyor. Ve bunu en iyi bankalar yapıyor.
Bankaların işleyişini en iyi bankacılar biliyor.
Adam Smith kapitalizmi tarif ederken şöyle diyor:
‘Görünmeyen El…
Soyguncular ve korsanlar için ise “görünen el ” deniliyor…
Eskişehir’in görünen elleri yakalıyoruz. Görünmeyen ellere teslim oluyoruz!
Eskişehir Türk Ocağı tarafından düzenlenen Perşembe Sohbetleri’nin bu haftaki konusu “16’ncı Yüzyıla Kadar Avrupalıların Türkleri Keşfi ve Türk İmajı” şeklindeydi…
Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan’ın sunumu oldukça beğenilmiş…
Özcan’ın konuşmasını bende haberlerden takip ettim.
Avrupa’nın Selçuklulardan itibaren Türkleri tanımalarının altında yatan gerçeklerden birisi yeni Haçlı seferleri düzenlemek için bilgiyi elde etmeyi hedefliyor.
Türkleri tanımak istiyorlar, çünkü yenmek istiyorlar…
Günümüzde de Avrupa’nın gericeleri Türkleri bu nedenle yakından takip ediyor.
Düşük Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle bir açıklama yapıyor:
-Önce benim mal varlığım, hemen arkasından Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ın ve Berat Albayrak’ın ve diğer bütün bakanların mal varlığı araştırılsın. Siyasi olarak arınma vakti. Hadi arınalım.
…/…
Aman hocam yapmayın!
Malum “arınma gecesi” filmi yapıldı. Öyle kolay olmuyor…
Keşke bunları düşmeden önce söyleseydiniz, o zaman ciddiye alınırdınız!
1909'lu yıllarda Taşbaşı Çarşısı’nda yapılan Osmanlı Bankası! Banka uzun yıllar Osmanlı Bankası Şubesi olarak Eskişehirlilere hizmet verdi. Banka 2001 yılında bir başka bankaya devredilince kapatıldı. Tarihi bina bugün de banka olarak hizmet vermektedir.
Amerikalı siyaset bilimci John schaar, gelecekle ilgili şu tanımı yapıyor:
-Gelecek, gideceğimiz bir yer değil, yarattığımız bir yer.
…/…
Hepimizin gelecek hayalleri var ve bu hayaller farklı! Geleceğimiz kaçınılmazdır ancak onun nasıl şekillendireceğimiz bizim kendi ellerimizde…
John schaar, şöyle devam ediyor:
-Yollar bulunamaz, yapılır ve bunları yapma faaliyeti hem yapıcıyı hem de varış noktasını değiştirir.
Eğri ağaç ömrünü yaşar, doğru ağaç ise tahtaya dönüşür.
Çin Atasözü
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...