Torunum Ada Çınar’ın 25 Mayıs tarihinde yapılacak olan sünnet düğünü davetiyelerini dağıtmak için iki gündür şehri karış karış adımlıyorum.
Bu vesile ile siyasetçilerle, bürokratlarla, sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıyla, sokaktaki vatandaşlarla da konuşuyorum.
Hepsinin ortak yakındığı konu: “Eskişehir’in ağabeyinin olmaması…”
Eskişehir’deki bütün kesimleri toplayacak, bir araya getirecek, onlara öncülük edecek ağabey yok.
Ağabeylik yapacak birkaç isimden bahsedildi.
Birincisi Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ikinci isim ise Eskişehir Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı. Üçüncü isim yaşı itibariyle Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir.
Bu üç isminde ağabeylik yapmak gibi bir gayretlerinin olmadığından yakınıyorlar.
ESKİŞEHİR SAHİPSİZ ŞEHİR
Üç günde gezdiğim ve çaldığım kapı sayısı 50’yi geçti. Bu kapılar sade vatandaş kapısı değil. Eskişehir’de söz sahibi olan sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderi dediğimiz kimseler.
Hepsi de Eskişehir’in sahipsizliğinden yakındılar.
Bunun zararlarını Eskişehirlilerin çektiğinden dert yandılar.
Sahipsiz olduğumuz için hükümet yeni bir uygulama başlatacak. Ankara’ya en yakın ulaşım, otel ve yemek sorunu yaşanmayacak il Eskişehir. Hemen pilot il oluruz. Eskişehirli esnaf, tüccar, vatandaş sanki kobay… Eskişehir’de uygulanır. Artıları-eksileri denendikçe görünür. Sonra Türkiye’de uygulanmaya başlar. Buna kimse karşı çıkmaz. “Biz deneme yanılma yapılacak il değiliz” diyemiyor kimse.
Doğru. Sonuna kadarda haklılar.
Eskişehir deneme tahtası değil. Aslında Eskişehir değil veya Eskişehirliler değil. Tüm insanlar, iller de öyle. İnsanları kobay olarak kullanmak son derece yakışıksız bir durum.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ağabeylik yapmaya kalksa birileri çıkıp, ’senin fikrin zikrin belli. Bu nedenle ağabey olamazsın’ diye karşı çıkarlar.
Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı yapmaya kalksa, ‘sen hükümetin adamısın. Taraflı olursun. Herkese eşit olamazsın’ derler.
Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir yapmaya kalksa ona da, ‘sen sanayicisin. Sade vatandaşın, esnafın, çiftçinin halinden anlamazsın’ diye kabullenmezler.
İşte o zamanda şehre ağabeylik yapacak bir isim bulunmaz.
O nedenle de şehir bugüne kadar sahipsiz kalmıştır. Bu zihniyet devam ettiği sürece de bir ağabey de bulunamaz.
‘ESKİŞEHİR’DE BİRLİK YOK’
Eskişehir’in en büyük sivil toplum örgütlerinden birisinin başkanı ile sohbet ederken anlattığı bir anı Eskişehir’in ne kadar sahipsiz olduğunu açıkça belgeliyor.
‘Ankara’da Bilim Sanayi Bakanlığı tarafından Türkiye’de 6 sivil toplum örgütüne bir ödül verilecek. Ankara’nın en büyük salonlarından birisinde düzenlenen törene biz meclis başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz ile katıldık. Törende Gaziantep’in bir odasına da ödül verildi. Bir baktım ki bu büyük ödül törenine Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, merkez ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, milletvekilleri ve bakanları da gelmişler. Ödül töreninden sonra bu saydığım isimler birlikte fotoğraf çektirdiler. Bu fotoğrafı gözünüzün önüne getirin. Bu fotoğraf gazetelerde çıktığında şehir halkının ne diyeceğini düşünün. Eskişehir’den ise sadece iki vekilimiz vardı. Gaziantepliler’in bu fotoğrafına bakıldığında bu şehre olumsuz bir şey yapmaya kalksa kimin gücü yeter.’
Haklı. Hem de bin defa. Bakanı, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri kol kola girmişler fotoğraf çektirmişler. Bu fotoğraf birlik beraberliğin göstergesi.. Oluşturulan güce bakın. Bu fotoğrafı gören hangi bakan, üst düzey bürokrat isteğe karşı çıkabilir.
Eskişehirliler olarak yıllardır bizde bu fotoğrafın özlemini çekiyoruz. Eskişehir bu nedenle sahipsiz kalmış. Ağabeylik yapacak bir isim yok. Böyle olunca da hizmette de, yatırımda da hep geri kalıyoruz. Bu gidişle de kalmaya da devam edeceğiz gibi görülüyor.
7 Haziran’dan sonra seçilen 6 milletvekili, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının başkanları, şehrin ileri gelenleri mutlaka ama mutlaka bir araya gelerek aralarından bir ağabey seçmeliler. O ağabeyin etrafında kenetlenmeliler. Güçlü bir Eskişehir lobisi oluşturulmalı.
Ruhsar Demirel çok değişmiş
Çarşamba akşamı TÜMSİAD Başkanı Ali Engiz’in daveti üzerine derneğe gittim. Dernek üyesi arkadaşlarla bir süre sohbet ettik.
İzin istedim kalkacağım, Ali Engiz saatine baktı.
‘Abi vaktin varsa biraz daha otur. 15 dakika sonra MHP milletvekili adayları ziyaretimize gelecek’ dedi.
Saat 21.30. Bu saatte milletvekili adaylarının hala sivil toplum kuruluşlarını ziyaretlerine şaşırdım.
‘Tamam, bekleyeyim’ diyerek tekrar oturdum.
Saat: 21.45’de geldiler. Bu arada Ruhsar Demirel telefon etti. 15 dakika gecikecekleri konusunda bilgi verdi.
Söz verdikleri saatte geldiler. TÜMSİAD Başkanı Ali Engiz yönetim kurulu üyelerini de davet etmiş. Ziyarette önce Ali Engiz konuştu. Kısaca dernek ve çalışmalar ile şehir olarak beklentiler konusunda bilgi verdi.
Ruhsar Demirel’in geçen seçimlerde 5-6 ziyaretine katılmıştım. Arkadaşım Mehmet Emin Yeşil’in de milletvekili adayı olması nedeniyle davetini kırmamıştım. O ziyaretlerde Ruhsar Hanım çok konuşmaz, insanları dinlemeyi tercih ederdi.
Birde gittiği yerde en fazla 20 ile 30 dakika otururdu. TÜMSİAD ziyareti beni şaşırttı. Dernekten ayrılış saatleri 23.50 idi. Yaklaşık bir saat 15 dakika dernekte kaldı. Gerek başkan Ali Engiz’in gerekse yönetim kurulu üyelerinin tek tek sorularını yanıtladı. Kendi görüşlerini anlattı. Kimi zaman güldük, kimi zaman da Eskişehir adına üzüntü duyduk şehre getirilemeyen yatırımlardan dolayı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan çok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi.
“Ben seçimle gelen cumhurbaşkanıyım diyor. Doğru, ancak anayasa değişmedi. Kendisinin geçmişte siyasi parti genel başkanıyken cumhurbaşkanı seçilenlerden tek farkı halkın oyu ile seçilmesi. Meydan meydan dolaşıp iktidar partisinin genel başkanı gibi muhalefeti eleştiriyor. Başbakanlığı döneminde yaptıklarını övüyor. Bugünkü anayasa kendisine böyle bir hak vermiyor. Yüksek Seçim Kurulu da, yapılan şikâyetlere ‘dur demek benim yetkim dâhilimde değil’ diyerek Recep Tayyip Erdoğan’ın hala AK Parti Genel Başkanı gibi meydanlarda muhalefeti eleştirmesine, geçmişte genel başkanlık yaptığı partiye oy istemesine sessiz kalıyor. Recep Tayyip Erdoğan tarafsızlığını yitirdi.”
Ruhsar Hanım bir önceki seçimlere göre çok ama çok değişmiş. Espri yapıyor, insanları dinliyor, katıldığı görüşe ‘doğru’ diyor. Katılmadığında da neden katılmadığını anlatıyor. Eleştirilere de açık olduğunu, yapıcı eleştirilere her zaman açık olduğunu söylüyor.
‘Geçen 4 yıllık süreç içerisinde derneğe bir defa geldiniz. Birde seçim var diye şimdi. Seçildikten sonra bir sonraki seçimlere kadar bir daha artık gelmezsiniz’ eleştirisine şu yanıtı verdi:
‘Siz çağırdınız da ben gelmedim mi. Bir defa davet ettiniz. Ona da katıldım. 10 defa davet edin. 10’unu da gelirim’.
Bu eleştiriden de rahatsız olmadı gerçekten. Sizin anlayacağınız Ruhsar Hanım çok değişmiş çooook.