Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Eskişehirlilere müjdeyi verdi…
-
Hızlı tren seferlerine Eskişehir İstanbul seferi konuldu…
Müjdeyi AK Parti il başkanı müjdeledi:
-Gözün aydın Eskişehir İstanbul’a hızlı gideceğiz.
Küçümsemiyorum. Önemli bir hizmet! Eskişehirliler bilet bulamıyordu. En azından bilet bulma çilesi artık olmuyor…
Demiryollarının merkezindeki Eskişehir böylece bir ayıptan kurtulmuş oldu…
Ancak Eskişehirlilerin Ulaştırma Bakanından yıllardır istediği bir başka hizmet vardı…
Uçak…
Evet uçak seferlerini unuttuk…
Eskişehirli uçak istiyor!
Emirdağlı gurbetçilerimiz sayesinde yurt dışına uçuşlarımız var.
Ancak yurt içine uçamıyoruz…
Eskişehirliler Akdeniz’e, Ege’ye, Karadeniz’e Doğu Anadolu’ya gitmek için uçak
seferleri konulmasını istiyor…
Eskişehir’e doğrudan sefer konulmasa bile, Eskişehir’de aktarma yapılabilir…
Örnek veriyorum. İstanbul-Marmaris uçak seferlerinin bazıları neden Eskişehir aktarmalı yapılmasın…
Van-İzmir, Ordu-İstanbul seferlerinde bazı uçaklar niçin Eskişehir’e uğramasın…
İstenilirse çözüm vardır.
Eskişehirliler uçak seferi istiyor…
Seçimler yaklaşıyor. Bakarsınız Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Eskişehir’e uçak seferlerinin konulduğunu da müjdeler…
YANANI GÖRÜN!
Güney Amerikalı gazeteci-yazar Eduardo Galeano bir yazısında, karınca yuvasının başına toplanan çocukları anlatıyor.
Son derece dikkatimi çeken bir yazıydı...
Çocukken hepimizin yaramazlıkları, olmuştur...
Meraktan hayvanları inciten çocuklara da hepimiz rastlarız.
***
Yuvanın içine kibrit atan çocuklar karıncaları yakıyor.
Bu çocuklar için bir oyun.
Çünkü daha ölümle yaşamın ne olduğunu bilmiyorlar.
Bir canlıya zarar verdiklerinin farkında bile değiller.
***
İşte insanların arasındaki farklılık da orada ortaya çıkıyor.
Onca çocuğun arasından sadece biri yanan karınca yuvasına dikkatlice bakıyor.
O an karıncaların ikişer ikişer birbirlerine sokulduklarını ve ölüme öyle gittiklerini görüyor.
Yazar "İşte diğer çocuklarla o çocuk arasındaki fark budur…" diyor...
ardından da ekliyor "Yananı görebilmek…"
...
Yananı görebilmek, önemli bir farktır.
Şöyle etrafınıza bir bakın. Yananı görebilen az kişinin olduğunu göreceksiniz!
POŞET YASAKLANMALI!
2019 yılında bir karar alındı…
Marketlerdeki poşet parayla satılmaya başlandı.
Mazeretini şöyle açıkladılar:
-
Üretim ve kullanım süresi dakikalar, doğada yok olması 500 yıl süren naylon kullanımını azaltmak için poşetler bugünden itibaren 25 kuruşa satılacak.
…/…
Marketlerden aldığımız poşetleri genelde “çöp poşeti” olarak kullanıyoruz. Çevrecilik adı altında marketlerin biraz daha gelir elde etmesi amaçlanıyor…
Amaç gerçekten doğayı korumaksa, poşet parayla satılmaz. Yapılacak uygulama çok basit, “naylon poşeti” yasaklarsınız.
Hatırlayan olacaktır, eskiden pazarlarda poşet yoktu, kese kağıdı vardı. Atık kağıtlardan yapılırdı…
Eğer, gerçek anlamda çevreyi korumak istiyorsak naylon poşet üretimi yasaklayın. Vatandaş bez torbasıyla markete gitsin!
AKIŞA BIRAK!
Tolstoy diyor ki:
-
Belki de her şeyi kabullenip hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir.
Devamı da var:
-Zorla olan hiçbir şey güzel değildir.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ