URAYSİM ve ESO tarafından gündeme getirilen Raylı Sistemler İhtisas Bölgesi Eskişehir’de ciddi bir kesim tarafından tartışılıyor
URAYSİM ve ESO tarafından gündeme getirilen Raylı Sistemler İhtisas Bölgesi Eskişehir’de ciddi bir kesim tarafından tartışılıyor.
Ancak bu konuların önemini kavramamış, süregelen tartışmayı sadece CHP ile Ak Parti arasındaki bir çekişme zannedenler de ne yazık ki epeyce fazla…
Müsaadenizle bu iki konunun neden bu kadar önemli olduğunu bir parça anlatmaya çalışayım.
Malumunuz Raylı Sistemler sadece dünyada değil ülkemizde de giderek önem kazanan bir ivme yakaladı.
Hız, güvenlik, çevre, maliyet gibi etkenler göz önüne alındığında bu ivmenin daha da artacağı mutlak bir hayat gerçeği. Hatta bunu biraz rakamlara döküp bakalım.
Öncelikle şu listeyi yavaş yavaş bir okuyalım ve bir hesap etmeye çalışalım.
190 Yüksek Hızlı Tren
1.400 Elektrikli Lokomotif
100 Dizel Elektrikli Lokomotif
155 Manevra Lokomotifi
116 Elektrikli Tren Seti
75 Dizel Tren Seti
33.000 Yük Vagonu
3.300 Metro Aracı
650 Tramvay
Bu liste Türkiye’nin 2035 yılına kadar alması öngörülen raylı sistem araçlarından oluşuyor.
Ve bu listede yer alan raylı sistem araçlarının maliyeti tam 19 Milyar EURO …
Araçların 30 yıllık bakım, onarım ve yedek parça maliyetleri ile bu rakamın toplamı 38 Milyar EURO…
Merkez Bankasının döviz rezervinde olması halinde ekonomiye yön verecek kadar büyük bir ekonomik değerden bahsediyoruz.
Ayrıca bu üretimlerin gerçekleşmesi için 8.000 nitelikli personele ihtiyaç duyulacağını da listeye ekleyelim.
Ve Türkiye’de tüm bu satın alımları tek başına Kamuya ait TÜLOMSAŞ, TÜVASAŞ ve TÜDEMSAŞ’ın karşılamasının güç olduğunun altını çizelim.
Yani 30 yıl boyunca yıllık 2 Milyar EURO değerinde bir pazar var. Bu pazarın Türkiye’de kamu ve özel Türk şirketleri tarafından mevcut koşullarda karşılanması çok da mümkün değil.
Çünkü özel sektör Mevcut Kamu İhale Kanunu ile ihalelere katılamıyor.
Özel sektörün bu tür ihalelere girmesi için bu denli büyük maliyetli alımların ve arge, mühendislik başta olmak üzere konsorsiyum gibi işleyecek yapılara ve yan sanayiye ihtiyacı var.
İşte bu yaklaşık 40 milyar EURO değerindeki Pazar özel sektörün raylı sistem hedefleri için önemli bir milat diyebiliriz.
Bu sebeple hiç olmadığı kadar bu konuları tartışmaya, konuşmaya başladık. Cer atölyesi ile Cumhuriyet dönemindeki ilk sanayi tesisinin açıldığı Eskişehir bu büyük pazardan aslan payını almak istiyor.
Bu payı almak ve özel sektörü iştahlandırmak içinde Eskişehir’in Raylı Sistemler İhtisas Bölgesine ihtiyaç var.
Peki, ihtisas bölgesi neden önemli, neden bu kadar üstünde duruluyor.
Sanayici adına bunun da haklı gerekçeleri var. İhtisas OSB’lerde yatırım yapan işletmeler
Gümrük vergisinden muaf tutuluyor.
Teşvik kapsamında makine ve teçhizatların yerli teslimlere KDV ödenmiyor.
Çektikleri kredinin faizleri 500-600 bin TL’ye kadar bütçeden karşılanıyor.
İşverenlere sigorta prim desteği veriliyor.
Kurumlar vergisinde %55 ile %90 arasında indirim sağlanıyor.
Yatırım yapacaklara sembolik ücretlerle yer tahsisi yapılıyor.
Şimdi yatırım yapmayı düşünen bu şartlar altında mı yatırım yapar? Yoksa bu teşvik ve avantajlardan mahrum bir başka alana mı gider?
Tüm bunların üstüne URAYSİM gibi raylı sistem araçlarını test eden bir tesisi de düşünürsek Eskişehir’de neden bu raylı sistemler tartışmasının önemli olduğunu sanırım anlayabiliriz.
Boşuna demiyoruz bu tartışma siyaset üstüdür. Klasik bir Ak Parti, CHP çekişmesi değildir. Bu mesele Eskişehir’in kırılma noktasıdır.