Prof. Dr. Cengiz Türe

Eskişehir'i dinliyorum gözlerim kapalı…

Prof. Dr. Cengiz Türe yazdı

4 Eylül 2015 00:03
A
a
Sütiş Eskişehir
İki gün önce (02 Eylül 2015 Çarşamba) Eskişehir’in düşman işgalinden kurtuluş günüydü. Bu nedenle tüm Eskişehirlerin kurtuluş gününü yürekten kutluyorum. Halk diliyle söylemek gerekirse doğma büyüme bir Eskişehirli olarak bu kenti hep sevdim. Şimdiki halinden oldukça kötü durumda olduğu yıllarda bile hep bu kente ait hissetim kendimi. Halada zorunluluklar nedeniyle bile olsa bu kentten ayrılmak zor gelir. Birçok arkadaşım çeşitli nedenlerle bu kentten ayrıldılar. Ve bana hep “ne buluyorsun bu kentte?” diye sordular. Bense hep aynı cevabı verdim. Kendimi buluyorum…

Yaşamımın tüm sevinçlerini ve hüzünlerini bu kentte yaşadım. Bu günkü yazımın başlığını ise ünlü şairlerimizden Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” adlı şiirinden esinlendim. Biraz kıskandım, doğrusu. O halde neden bende gözlerimi kapayıp Eskişehir’i dinlemiyorum? Ve kapadım gözlerimi…

Kulağıma eskisinden daha çok gençlerin sesi gelmeye başladı. Şehir üniversite kenti olmuştu. Porsuğun kokusunu duyamadım. Çukur çarşı ve balık kokusu da yoktu. Sebze-meyve halinin yerinde yeller esiyordu. Oryada bir haller olmuştu. Trafikten kaynaklanan gürültü oldukça artmış, ama adalar ve hamam yolunda hiç araç sesi duyulmuyordu. Porsukta kayıkların sessizliği yerini gondollara bırakmıştı. Ama motorlu kayıklarda devreye girmişti. Sonra bir kalabalığın sesini duydum. Meğer turlarda gelmeye başlamış. Bu arada bir zil sesi çalındı kulağıma. Bunun üzerine gözlerimi açmak zorunda kaldım. Baktım ki bir tramvay geliyor. Buda çok yakışmış benim şehrime. Adalardaki yazlık sinemaları ve lunaparkı duyamaya çalıştım ama hiç ses alamadım. Sonra Kılıçoğlu ve Arı sinemalarının önünde sinemaya girmek için bekleyen kalabalığın seslerini işitmeye çalıştım. Ama bu iki büyük sinemanın yerinde yeller esiyordu. Neyse ki hamamlara girdiğimde duyduğum beyaz sabun kokusu burnuma hala geliyordu. Bunu sade gazoz ve simit kokusuyla tamamlayarak kentimi hissetmeye devam ettim. Seyyar arabalarda satılan tükürük köftesinin kokusunu sokaklarda hissedemedim, ama sıcak salep ve bozanın hala var olduğunu hissediyordum.   Birileri çarşıda, …dünyası diyerek müşterileri çekmek için bağırıyordu. Bir kentte bu kadar dünya nasıl sığdı diye düşünmeden edemedim; simit dünyasından ayakkabı dünyasına, pardösü dünyasından kahve dünyasına daha birçok dünya kurulmuştu şehrimde…

İşte gözlerimi kapayınca bunlar geliverdi aklıma ve çalakalem yazı verdim.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi