Eskişehir düşmanı?

"Nabi Avcı", Milli Eğitim Bakanı iken ve de “4+4+4”ü bitirdikten sonra...
"20+20+20 "lere gelmişti...
Üç yıl önce aynen şunları söyledi:
"Eskişehir'de iki müteşebbis grup vakıf üniversitesi kurmak istiyor. Onlarla da birlikte Eskişehir'de 3'ü devlet 2’si vakıf olmak üzere 5 üniversite ile en kapsamlı üniversite kentlerinden biri olmayı sürdüreceğiz..."
……..
Ne de meraklıymışız 3., 4. hatta 5. üniversiteye. ..
Dile kolay...
"Tam 5 üniversiteli kent..."
Sağdan say üniversite...
Soldan say üniversite...
"Darphanede karşllığı olmayan parayı basmaktan farkı ne?"
Ve de o müteşebbis gruplar...
"Kimlerdi acaba?"
Eskişehir'e ne gibi bir yükleme düşünülmüştü?
"Yayılmak istenen, üniversite kurmak değil bu kavramı çürütmek, anlamsız ve düzeysiz bir hale getirmek miydi?"
Yoksa...
“Bilinmeyen başka nedenler mi vardı?”
……..
Bu açıdan bakmıştık olaya...
Öyle ya...
"Bu devirde okumak artık enayilik" diyor eskiler...
Okuyup ne olacaksınız?
Binlerce öğretmen adayı yıllardır atama beklemiyor mu?
Çaresizlikten “uzman çavuş” ya da "polis" olup şehit olan yok mu?
5 üniversite müjdesi vermek yerine, şöyle diyemez miydi Nabi Bey:
"Eskişehir'de iki üniversiteden mezun olacak her 10 kişiden birine iş bulacağız..."
……..
Neydi onlar?
"İki müteşebbis grup vakıf!"
Kim önledi bu üniversiteleri?
"Kimdir o Eskişehir düşmanı?"
 
---------------------------------------------------------
Günün Şiiri
Sizin olsun
Küçük gördüğünüz insanlar bile
Bu şehir sizin için şehir değildi
Bu bahar, bu hayat da öyle
Sanırdınız kanatlanacak günlerimiz
Saadet inecek rüya rüya
Şu taşı toprağı iş bileyen dünya
Ben kaskatı gördüm
Çevremde buldum ne buldumsa
Daha beter şeyler düşündüm hep
Daha beter
Karımı süsledi, çocuklarımı büyüttü
Masalları sizin olsun hayatın
Bana gerçekleri yeter...
                                                           Kazım Atok (Varlık-1955)
 -------------------------------------
Foto : Mesut Dere ve Burcu   (ekte-Sonhaber'den)
Bu mutluluğu da çizer Yaşar
 
Yaşamının karikatürünü de kendi çizmiştir mutlaka!
Kader çizgisi bu kadar dans etmez ki!
"Japon haritası gibi..."
Yıllarını bir Maliye çalışanı olarak geçirirken, sendikası ile de, topu asla taca atmayan bir oyuncu...
Her türlü karanlık tünelden, yine de "aydınlık" çıkmasını başarabilen bir insan...
Sağa bak "Yaşar..."
Sola bak "Arda..."
Ve de yaşam meyvesi veren...
"Kızı Burcu..."
Hafta sonunda "Amigo Orhan"la ve "Bahar Bilen"in otosuyla çıktık yola...
Şahintepe'sinde "Yurtseven Düğün Salonu..."
Eskişehir'i ilk kez kuşbakışı gördük o gece...
Orhan abi atıldı:
"Bu da bir Yaşar Arda karikatürü!"
Anadolu, Sonhaber, Yenigün ve ES TV çalışanları gelmeye başlayınca daha da duygulandık...
Burcu'yu yakından tanımadık ama babasından farkı yoktur herhalde...
“Güler yüzü yeter...”
Damat Bey de "Mesut" olduğuna göre, bu güzel yuva bir ömür boyu sürer...
Kutluyoruz "Dere" çiftini...
Eşinin adı da "Saadet" olduğuna göre...
"Bu mutluluğu çizer Yaşar..."
-----------------------------------------
Uçan Kuş'tan
Kolsuz Yaşar'ı amma yağlamışsın be abi!
"Sanki uçmasını biliyo!"
 
--------------------------------------------------
Günün Sorusu
Darbe girişiminin üstünden iki ay geçti. O gün bugündür Gülen’in sade suya tirit bazı açıklamalarını bir yana koyarsak, "Cemaat sus pus!"
"Sükût ikrardan gelir" mi diyorlar?
                                                                Aydın Engin
--------------------------------------------------
Günün Balı
Cüdamların birbirini "adamın dibisin" diye güzellediği yerde, "Tarık Akan" adamın zirvesi, insanlık bilincinin iyilikle bütünleşen yücelik örneği, gibisi olmayan bir vicdandı...
                                                                                                         Mine G. Kırıkkanat
-----------------------------------------
Kıssa-dan
Dünyada gelir dağılımında büyük bir uçurum var. Giderek derinleşen bir uçurum.
Gelecek bilimciler diyor ki:
"Robotlar da işimizi elimizden alacak!"
                                                        Hakan Kara
-------------------------------
Gerilim
Tarık Akan gibi her vakitsiz ölüm, benim aklıma yitirdiğimiz başka can dostları getiriyor.
Sanki hep birlikte bir güzel ülkede yaşadık, güzel işler yaptık, acılar çektik, neşenin dibine vurduk ve o günler birden bitti...
                                                                           Işıl Özgentürk
---------------------------------
Günün Sözü
Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir:
"Ümit, uyku ve gülmek..."
                                                                                Emmanuel Kant
----------------------------------
Özdeyiş
Çok konuşan, arasına mutlaka yalan katar...
                                                            Hanri Benazus
 --------------------------
Kadın terörü
Beş yıl önce şort dayağı "yumruk"ta kalmıştı. Bugün çıta "ölümcül tekme"ye yükseltildi.
Dün "terbiyesiz" çıkışmasıyla yetinilirken, bugün "şeytan" diye saldırıyor.
Kadına karşı şiddete bu "kültürel dokunulmazlığı" sağladığınızda, sonuç daima "görüyorum ve arttırıyorum" şeklinde tırmanıyor.
Onun için siz de evinizin sıcak koltuğunda otururken sakın ola, "Canım efendim hemşire hanım da bayram günü otobüse şortla binmeyiverseymiş. Burası Türkiye. Şortla otobüste ne işi var" demeyin.
Ok yaydan bir kez böyle çıktı mı, nerede duracağı belli olmuyor.
Bugün şorta yumruk-tekme sallayan zihniyetin, yarın kısa kollu giyene de "şeytan" diye saldırması işten değildir.
                                                                                                 Nilgün Cerrahoğlu
 -------------------
Hizmet olarak dönenler
Bizim Temel, bir Amerikalı ve bir Avrupalı uluslararası ekonomi toplantısında devletin
topladığı vergilerin dağılımını tartışırlar.
Amerikalı der ki:
"Bizim orada önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız. Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devletin olur..."
Daha sonra Avrupalı söz alır ve benzer bir hikaye anlatır.
Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya: "Bizde daha kısa olur. Bir kere öyle yere çizmeyiz. Hükümet halktan toplar vergileri. Atar havaya. Yere düşenleri kamuya harcarlar. Havada kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."
----------------------------------
 
İşler nasıl gidiyor?
Şaşı mı şaşı bir genç, bir bacağı ötekinden daha kısa olan topal arkadaşıyla karşılaşmış:
"Nasılsın, işler nasıl gidiyor?"
Topaldan yanıt:
Gördüğün gibi..."
 ----------------
Günün Olayı
Tarihin, "Tarık Akan"ın yaşam süreciyle kesişen zaman diliminde, beraberce, nice karanlık günler yaşadık. Yıprandık, toplumca yıprandık.
Karanlık günlerde kimi yaşananlardan, hep birlikte utandık.
                                                                                               Ali Sirmen
--------------------------
Günün Biberi
Acaba sol omuzdaki meleğin, kadına dehşet yaşatan adamın kulağına "Bak karşında şimdi bir şeytan oturuyor!" diye işaret verdiği mi varsayılıyor?
“Kadın şeytan, çünkü şort giymiş...”
                                                               Nilgün Cerrahoğlu