Kendi evimizde bol keseden dağıttığımız puanlara mı, Antalya’da usta golcü Semih’in, Uğur’un ve Kamil Ahmet’in kaçırdıkları penaltılara mı yanarsın…
Süper Lig adeta gözümüzün içine baka baka avucumuzun içinden kayıp gitti…
Süper Lig’e çıkan Sivas, Malatya ve Göztepe’ye baktığımda içim sızlıyor…
Hani Eskişehirspor’dan daha üstün, daha kuvvetli takım olsalar,”Arkadaş onlara gücümüz yetmedi. Bizden daha iyi idiler. Helal olsun” diyeceğim…
Geçtiğimiz Pazar gecesinden beri, kaçırdığımız Süper Lig hiç ama hiç aklımdan çıkmıyor…
Gece rüyalarıma giriyor, uykularım kaçıyor…
Eşim,”yeter artık Sadi üzme kendini bu kadar. Sonra hasta olacaksın. Bu kez olmadı. Sağlık olsun. Ne kadar üzülürsen üzül. Sen üzüldün diye Eskişehirspor’u Süper Lig’e mi çıkaracaklar?” diyor…
Eskişehirsporluluk ruhu içime işlemiş…
Kendi kendime,”üzülme” desem de elimde değil…
Neyse alışacağız, başka çaresi yok…
***
Salı günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Eskişehir Valiliği’nin öncülüğünde Şehit ve Gazi Ailelerine verdiği iftar yemeğine Kültür ve Turizm Bakanı Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’da katılacak diye gittik…
Bakan Avcı’nın en azından Eskişehirspor hakkında ne düşündüğünü öğrenebilirdik...
İftardan sonra çıkışta kendisine sorularımızı sorduk…
Turizm Bakanı olduğu için, TRT Muhabiri bu yıl ülkemize gelen turistlerle geçmiş yıllardaki rakamları sorarak, artış olup olmadığını öğrenmek istedi…
Biz ise, Eskişehirspor’un içinde bulunduğu durum hakkında sorularımızı hazırladık…
Eskişehirspor ile ilgili her sorumuza açık yüreklikle cevap verdi…
Bu nedenle kendisine teşekkür ediyorum…
“ÖNEMLİ OLAN
CENTİLMENLİK”
Önce Göztepe ile oynadığımız Play-Off final maçını değerlendirmesini rica ettik. Açık yüreklilikle başladı anlatmaya; “Ben, maçtan önce de hatırlarsanız verdiğim demeçte de söylemiştim. Bu tür maçların iki neticesi var. İki neticeden biri, önemli olan kazanmadıktan sonra da kaybettikten sonra da centilmenliğini muhafaza edebilmek. Bu bir spor yarışmasıdır, dünyanın sonu değildir. Tabii üzüldük, tabii biz de kendi takımımızın Süper Lig’e çıkmasını isterdik. Bunun için bütün bir sezon boyunca sporcularımız, yöneticilerimiz, çalıştırıcılarımız, taraftarlarımız hepimiz bir şekilde gayret ettik, çalıştık. Sporcularımız bu kadar ter döktüler. Yöneticilerimiz bu kadar emek sarf ettiler. Nasip bu kadarmış. Neticede işte bir penaltıyla kaybediyorsunuz bazen ama önemli olan centilmenliği kaybetmemektir. Bu vesileyle şunu da söyleyeyim, Pazar gününü hani unutalım derken, unutmamamız gereken bazı sahneler de yok değildi. Şimdi Antalya stadında her iki takım için de söylüyorum. Hem Göztepe hem bizimkiler, stadı doğrusu sportmenliğe ve centilmenliğe yakışmayacak görüntülere bürünmesine neden olan bir takım şeyler gelişti. O torpiller vesaire, ne Göztepe’ye yakıştı ne Eskişehirspor’a yakıştı. Üstelik maçın uzun bir süre duraksamasına da neden oldular” dedi.
“ESKİŞEHİR’E YAKIŞMAYACAK
TEZAHÜRATLAR YAPMAMALIYIZ”
Bakan Avcı’ya, “uzatma dakikalarında yediğimiz beraberlik golü yüzünden Süper Lig biletini elimizden kaçırdık. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz” diye sordum.
Cevabı şöyle oldu:
“Kendi taraftarımızın sahaya attıkları yabancı maddeler yüzünden maç uzadı ve o uzatma dakikalarında o beraberlik golünü yedik. Netice şöyledir, böyledir ayrı bir mesele ama biz kendi taraftarımızın sahaya attıkları cisimler yüzünden maç uzadı ve o uzatma dakikalarında o beraberlik golünü yedik. Şimdi o olsaydı böyle olurdu, şöyle olurdu demek istemiyorum ama centilmenlikten şaşmamak gerekir. Bundan sonra bu ve benzer bütün müsabakalarda buna çok dikkat etmek gerekir. Ben Eskişehirspor taraftarına buradan Eskişehirliye yakışmayacak, Eskişehirsporluya yakışmayacak hiçbir tezahüratın ve böyle sahayı dumana boğmak vesaire gibi yakışıksız şeylerin içinde olmamaları gerektiğini bir kere daha hatırlatıyorum. Zaten 1-0 öndesin ne oluyor yani, neyi kutluyorsun. Bir bekle, 10 dakika sonra hep beraber bayram edeceğiz. Neyse geçti artık ama inşallah bundan sonra Eskişehirspor, dediğim gibi dünyanın sonu değil bunları da aşarız. Yine inşallah Süper Lig’de tekrar hak ettiğimiz yeri önümüzdeki sezon alırız...”
“TOPYEKÜN SEFERBER OLMALIYIZ”
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, geçtiğimiz sezon siyah-kırmızılı kulübe önemli maddi ve manevi katkılar sağladı…
Reklamını hiçbir zaman yapmadı…
Önceki gün akşam sorduğumuzda da söylemedi…
“Neler yaptığımı Sayın Valimiz ve Halil Başkan ile Yönetim Kurulu üyeleri biliyor” dedi…
“Sayın Bakanım. Bu sezon işimiz daha zor. Transfer yasağı var. Para pul yok. Transfer yapamazsak 2.Lige düşeriz. Sizden destek bekliyoruz” dediğimde şu cevabı verdi:“Yönetim de, bizler de, şehrin belli başlı aktörleri de elinden geleni yaparak kulübü buraya kadar getirdik. O penaltı kaçmasaydı şimdi başka şekilde konuşuyor olacaktık. Dolayısıyla Eskişehir halkı, Eskişehir’in tüccarı, Eskişehir’in sanayicisi, Eskişehir’den para kazananlar ellerini taşın altına koymalılar. Bu iş 3-5 yöneticinin halledeceği bir mesele değildir. Hiç moral bozmadan Eskişehirspor'u layık olduğu yere taşıyacağız. Şehir takımına sahip çıkacak. Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı Belediyeleri takıma sahip çıkacak. Başka şehirler, belediyeler, kamu kuruluşları, sanayicileri tüccarlarıyla el birliği ile yukarı taşıyorlarsa Eskişehir'de de aynı birlik ve beraberlik havasını mutlaka görülmeli. Taraftar maça gelerek üzerine düşen görevi yapıyor."
***
Sayın Bakan yerden göğe kadar haklı…
Biz şehir olarak Eskişehirspor’a destek için elimizi cebimize sokmak yerine hep bir yerlerden destek gelsin diye bekledik…
Taşıma su ile değirmen dönmez…
Bu değirmeni döndürecek su Eskişehir de mevcut…
Yeter ki, biz değirmeni döndürmeyi kafamıza koyalım…
Dün akşamdan beri taraftarlar, yeni sezonda da kulübe destek olmak için alternatifler üretmeye çalışıyorlar…
Kimisi kombinelerin 500 TL’ye satışa çıkarılmasını, kimisi ise 100 TL değerinde 26 bin bilet bastırılarak bunun satışa çıkarılmasını istiyor…
Ama şehrin ağabeylerinden geçmişte olduğu gibi yine TIK yok…
Eğer bu şehirden para kazananlar yine elini cebine atmaz, bir yerlerden gelsin diye beklerlerse, üzülerek yazıyorum, Eskişehirspor önümüzdeki sezon 2. Lige doğru yol alır…