Yüksek Öğretim de idari görevler söz konusu olunca nedense söylenti çok oluyor.
Sürekli bir uğultu hali…
Üniversitelerde bilimin unutulduğu anladır, atama dönemleri…
ESOGÜ, epeydir Eskişehir’in gündeminde.
Rektör Kemal Şenocak, çok konuşuldu…
Aday olacak mı?
Atanacak mı?
Başka üniversiteye gitmek istiyor, gibi çeşitli söylentilerin ardından Şenocak, YÖK üyesi olarak atandı…
Kim bilir belki de başkan olacak?
Değerli bir bilim insanıydı.
Eskişehir için kayıptır. Ancak Yüksek Öğretim için kazançtır. Umarım YÖK’te etkin bir şekilde görev yapar…
İşin bir başka garip yanı daha var.
Şenocak, ESOGÜ’de Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ağırlarken, rektörlüğe aday olan bir çok profesör YÖK’te mülakata gitmişti…
Ankara’dan Eskişehir’e döndüler…
Gece 6 YÖK üyesinin görevlerinden alındığı haberi geldi…
Peki yapılan mülakatlar ne olacak?
Kadük mü?
Yeniden mi yapılacak?
Yoksa YÖK üyeleri görevden alındığı için onlar da kaybetmiş mi sayıldılar…
YÖK seçimi kaldırıldı. Bence mülakata da gerek yok. Rektör olmak isteyenlerin sadece başvuru yapmasında yarar var. Z
aten başvurular arasından da “tercih” pek yapılmıyor. Atanacak kişi başvuru yapıyor.
YUNUS EMRE YENİDEN DOĞDU!
İki değerli insan…
Eskişehirlilerin yakından tanıdığı değerli dostumuz Rıdvan Aras, Çağhan Sarı ile birlikte kaleme aldığı “
Gel Gönül dosta gidelim” kitabı çıktığı günden bu yana büyük ilgi görüyor.
Yunus Emre’nin vefatının 700. Yılında kaleme alınan kitap, Eskişehir Sanat Derneği tarafından
2022 Yunus Emre Araştırma Ödülüne layık görüldü. Ödül törenine katılmayı çok istemiştim. Ancak şehir dışında olmam nedeniyle törene ve imza gününe katılamadım…
Yunus Emre ile ilgili çok sayıda kitap yayınlandı.
Ancak Aras ve Sarı’nın kitabı farklı…
Çok kıymetli, çok değerli…
Haliyle soracaksınız neden kıymetli? Nasıl değerli?
Yunus Emre’nin doğduğu, geliştiği ve toprağa verildiği
Mihalıççıklı hemşehrileri tarafından kaleme alındı…
Aynı toprakların insanları 700 yıl sonra Yunus Emre’nin adeta bir kez daha doğmasını sağlıyor…
Ödülü düşünen Sanat Derneği Başkanı
Şahabettin Tosuner ve Yayıncı Ahmet Kaygusuz’a da Eskişehirli olarak teşekkürlerimi iletiyorum.
PAYLAŞILAN EKMEK!
Gıda krizi geliyor…
Kıtlık olacak…
Bu tür haberleri yorumları sıklıkla okuyoruz…
Yüzyılın başında yaşalış olan Fransız yazar, kıtlıkla ilgili şu cümleyi kuruyor:
-Kıtlık ekmeğin paylaşılmasına yol açar, ekmeğin paylaşılması ise ekmekten daha tatlıdır.
Geçen yüzyıl için geçerli bir sözdü…
Artık paylaşmak, büyük bir erdem sayılıyor…
GÜNÜN SÖZÜ!
Kibir ve inat, bir kişinin kendisini önce mükemmel görmesini sağlar,
sonra da sonunu getirir.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ