Seçim taktikleri, karşı mahalleye yakın partilerden aday çıkarma teşvikleri, eski ittifak partilerinin aday çıkarması, adaylar üzerinden propaganda…

Eskişehir de dahil pek çok ilde buna benzer çabalara tanık oluyoruz.
Yeniden Refah Partisi’nin büyükşehir adayı olarak eski efsane vali Kadir Çalışıcı’yı, Tepebaşı’nda ise AK Parti mağduru eski Tepebaşı Belediye Başkanı Tacettin Sarıoğlu’nu aday göstermesi AK Parti’nin hoşuna gitmezken…
CHP’nin, Cumhur İttifakı’nda yer alan DSP’den büyükşehir belediye başkan adayı gösterilmesi durumunda oy kaptırma potansiyeli yüksek Dilara Tambova’ya partiye üye yapması ise önemli bir hamleydi.
Şunu not etmekte fayda var…
Seçimin kaderini belirleyecek partilerden en öne çıkanı İYİ Parti.
Nebi Hatipoğlu’nun milletvekili seçildiği İYİ Parti’den istifa edip AK Parti’ye geçmesine İYİ Parti tabanının nasıl refleks göstereceği seçim sonuçlarına direkt etki edecek.
Çünkü ortada milletvekilliği genel seçiminde İYİ Parti için kullanılan 87 bin civarında bir oy var.
İYİ Parti’li seçmenlerin nabzını yokladığımızda…
Bulunduğu ilçede kazanma potansiyeli görebiliyorsa kendi adayına, büyükşehirde ise CHP’nin avukat Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ayşe Ünlüce’ye oy verme eğilimi ağır basıyor.
Bu tercih tabii ki tüm partililer için geçerli değil ancak genelleme yaptığımızda İYİ Parti’liler büyükşehirde kazanma şansı yüksek olan avukat Ayşe Ünlüce’ye yeşil ışık yakıyor…
Avukat Ayşe Ünlüce, sempatik tavırları, alçakgönüllü yaklaşımı, belediye tecrübesiyle temas ettiği kesimlerin ve yurttaşın gönlünü kazanıyor.
Siciline baktığımızda…
30 yıllık hukukçu kimliğinde hakimlik ve avukatlık geçmişi bulunan Ayşe Ünlüce’nin Eskişehir’de adaletli yönetim tarzının kapısını aralayacağı öngörülebilir.
Biliyorum lafı biraz uzattım.
Hasılı…
Bu seçimde pek çok algoritma söz konusu.
Ancak hepsinden önemlisi İYİ Parti tabanının sandıktaki refleksi, hangi adaya eğilim göstereceği belirleyici olacak.
Benden söylemesi…

 

Halk Ekmek Fabrikası ve yoksulluğun tescili

 
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi önemli bir tesisi hizmete açtı.
Günlük 300 bin ekmek üretme kapasitesine sahip, 17 bin 700 metrekare açık alanda yaklaşık 6 bin metrekare kapalı alanda üretim yapacak Halk Ekmek Unlu Mamuller Fabrikası Eskişehirlilerin hizmetine sunuldu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından sosyal hizmet projelerinden biri olarak kurulan Halk Ekmek, sağlıklı ve ucuz ekmek üretiminin yanı sıra Halk Süt ve Halk Yumurta projeleri ile de üreticiyi doğrudan tüketici ile buluşturuyor.
Fırıncılardan hemen sonra Büyükşehir Belediyesi de ekmeğe zam yaptı.
Daha önce 4 liradan satılan 200 gram halk ekmek 1 Şubat’tan itibaren 5,5 liraya yükseltildi.
Fırın ve marketlerde satılan 200 gram ekmek ise 8 lira oldu.
Bu ve benzeri hizmetler son derece kıymetli olmakla birlikte, ülkedeki yoksulluğun ve ekonomide gelinen durumun da adeta bir özeti.
Halk Ekmek büfelerinin önünde oluşan kuyruklar, yurttaşın yoksulluğu, 2,5 lira ucuza ekmek yiyebilmek için soğukta beklemenin çaresizliğidir maalesef.
Halk Ekmek büfeleri vatandaş odaklı belediyeciliğin en önemli örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Tesisin açılışında konuşan Yılmaz Büyükerşen, çok önemli mesajlar verdi.
Sözü, Büyükerşen’e bırakıp yazımızı noktalayalım izninizle:
“Son döneminde Yılmaz Büyükerşen ne yaptı?” diyenlere anlatacak birçok hizmetimiz var ama benim için en değerli olanlarından birisi işte bu yanımda görmüş olduğunuz devasa unlu gıdalar fabrikasıdır.
Bu fabrikanın bacası tüttükçe ben kafamı yastığa rahatça koyacağım. Çünkü biliyorum ki ekonomik anlamda zorlanan hemşehrim Halk Ekmek’i tercih ederek, bir aile bütçesine sağladığı destekle o ayki elektrik faturasını ödüyor, çocuğunun bir ihtiyacını karşılamaya çalışıyor.
Çünkü biliyorum ki yalnızca ekmek değil tüm ürünlerimizi çocuklarına güvenle yedirebiliyor. Gönül ister ki ülkemizin refah düzeyi çok yüksek olsun, biz de bu yatırımlarımızı başka alanlara yönlendirelim ama maalesef bu fabrikayı açmak zorundayız, maalesef çiftçimizi desteklemek de biz Büyükşehir Belediyelerine kaldı.
Maalesef her türlü şiddete maruz bırakılan kadınlarımıza haklarını öğretmek için merkezler açmak zorundayız. Çünkü ne yazık ki bunları yapması gerekenler, ülkenin sorunlarından bihaber şekilde bambaşka konularla sizleri meşgul ediyorlar.
Üzülüyoruz, ama sadece üzülüp kenara çekilmiyoruz, bu bizi yılgınlığa değil daha fazla çalışmaya yöneltiyor. 25 yıllık görev sürem boyunca kendimi Aziz Atatürk’e, silah arkadaşlarına, aziz vatanımız için şehit olan kahramanlarımıza kendimi hep borçlu hissettim. Bu borcu ödemek için de var gücümle çalıştım.
Görüyorum ki sizlerin de destekleri ile bu şehirde bir şeyleri başardık. Yeter mi? Elbette yetmez.
31 Mart’tan sonra sevgili yol arkadaşım avukat Ayşe Ünlüce’nin öncülüğünde bu şehirde bambaşka yatırımlar, hikayeler yaratılacak, örnek hizmetler üretilecek ve Eskişehir’in bugünkü ünü artacak.
Sayın Ayşe Ünlüce ile daha da ünü yükselen bir şehir olacak. Kendisine ve bu güzel ekibe yürekten inanıyorum. Siz de inanın, siz de güvenin.”