Eskişehir'de Neler Oluyor? 

Eskişehir Emniyeti 1 haftada 2 kez hem de geniş kapsamlı operasyonlar yapınca, ister istemez herkes bu soruyu sordu birbirine

“Eskişehir’de

Neler Oluyor?”

Öyle ya her sokakta, cadde de polis arabaları, polisler, çevik kuvvet falan derken Eskişehir ahalisinin pek alışık olmadığı bu tablo bir hayli ilgi çekti, merak uyandırdı.

Aslında yerel gazete okuma alışkanlığımız olsaydı ya da bu alışkanlık 20,30 bin okurdan öteye gitmiş olsaydı bunun “Huzur Operasyonu”

adı altında yapılan bir operasyon olduğunu ve belli mahallelerde yapıldığını herkes öğrenecekti.

Peki bu huzur operasyonu’nun amacı neydi derseniz, yetkililer dillendirmese de biliyoruz ki asıl amaç “Bonzai” denen illetin özellikle

Eskişehir’de aylardır yaşattığı kabus ve ulaşımındaki kolaylıklara bir dur diyerek, bu işi organize edenlerinde rahat rahat dolaşımını engellemek. Başarılı olunur mu göreceğiz. Ama bir yerden ciddi anlamda başlaması da farz olmuştu. Umarım devamı da gelir.

 

“Aylar önce

başlayan

mücadele”

Aslında bu Bonzai meselesi basında yaklaşık 1 aydır gündeme geldi. Oysa Anadolu Gazetesi olarak biz aylardan beri bu illetle

mücadele halindeyiz. İlk zamanlarda “amma taktınız bu meseleye” diyenler, sonradan işin ciddiyetini anlayarak manşetlerine taşısalar bile biz istifimizi bozmadan bu illetle savaşmaya devam ettik. Sevgili Şinasi Kula’nın bu konuda hakkını teslim etmek lazım.

Konuyu en çok irdeleyen ve ulaşımın bu kadar kolay olmaması gerektiğini en çok savunan o oldu. TV programı, Köşe yazıları ve gazetemizin ortak manşetlerinde aslan payı ona ait. Muhabirlerimiz de bu konuyu ciddiye alınca olumlu işler ürettiler.

Sevgili Gökhan Koçal’ın ve Şafak Rüzgar’ın konu hakkında uzman isimlerle yaptığı ve önemli hususların altını çizdikleri söyleşi ve haberler. Konu Uyuşturucu olunca her akşam manşet toplantımızda bu uyarılara pozitif ayrımcılık yaparak destek veren Sadi Seda Bülent Özyazıcı, Ömer Duru, Osman Cemoğlu’nun da hakkını yememek lazım.

Velhasıl kelam, bugün olup bitenler aslında 2 gün önce yazılanların değil, aylardır gündem de tuttuğumuz bir sorunun operasyonu.

Hemen her gün birileri komaya girmeden, birileri ölmeden öngördüğümüz bir durumun tezahürü. Birileri işin suyu çıktıktan sonra

Emniyeti uyardık, Valiyi uyardık, yetkililer göreve dedik, pat operasyon yapıldı diyerek hala bu işin rantını kar görmeseydi, belki bu satırların hiç biri buraya not olarak düşmeyecekti. Malum adetimiz değil ama yaşananları görünce bu işe gönül verenlerin hakkını teslim edelim dedik. Bu yüzden Anadolu Gazetesi’nin bu olayda gösterdiği öngörü ve tavra öncelik edenlere teşekkürler.

 

“Asıl amaç

bataklık

olmalı”

Tekrar yapılan operasyonlara dönecek olursak. Malum geniş çaplı ve iyi bir gövde gösterisi oluyor. Bu işi yapan canileri korkutacak

kadar önemli. Ha bu operasyonlar da bu işin son ayağı olan torbacı tabir edilenler muhakkak yakalanıyor ve bir nevi sivrisinekler imha ediliyordur. Ama her zaman dediğimiz gibi asıl amaç bataklık olmalı. Amaç bataklığın kurutulması olmalı. Çünkü o bataklık durduğu sürece bu sivrisinekler üremeyi sürdürecek ve her yerde karşımıza çıkacak. Savcılık ve Emniyetin ortak çalışması ile geçtiğimiz yıllarda Eskişehir’ de ciddi bir temizlik yapılmıştı. Dilerim aynı başarı bu konu üzerinde de gösterilir ve rahat bir nefes alırız. Buna çok ihtiyacımız var çünkü.

 

“İmaj’da

önemli”

İşin kayda değer bir başka yanı ise Eskişehir’in imajı.

Tüm şehirler de olup bitenler Eskişehir’de olunca bunun yansıması medya da farklı ve art niyetli bir şekilde yer buluyor.

Fuhuş şehri, Karanlık şehir, Uyuşturucu şehri, Alkol şehri gibi abidik gubidik saçmalıkları pazarlamak ve Eskişehir’i karalamak için can atan, fırsat kollayan çok insan var. Kıskanç, hazımsız, yarışarak rekabet edemeyecek bu yüzden açık kollayan fırsatçılar.

Tek derdi patronlarına yalakalık ve dedikodu olan bu yüzden başkalarının başarısızlığından beslenen “embesil” kılıklı insanlar.

Bu şehre hayran, bu şehirden zaman zaman beslenen ve yediği kaba pisleyen bu tür insanlara şehir olarak malzeme vermeyelim artık.

Ya da onlarla bir olup bu şehrin altını oymayalım. Çünkü onlar gidecekler ama biz burada yaşamaya devam edeceğiz.