Eskişehir'de mevzuat var!

Hatırlarsınız, beyaz eşya üreticisi Çinli Haier firması, Eskişehir’e 40 milyon Euro’luk fabrika yatırımı yaptı.
Bu yatırım yapıldı ancak Eskişehir’e gelmesi kolay olmadı…
Firma Eskişehir’e yatırım kararı alınca, OSB’nde arsa bakıyorlar. Başkan Nadir Küpeli, kendilerine yardımcı oluyor. Yatırımın kaçmaması için ucuz arsa veriyor, bürokratik işlemleri hızlandırıyor.
Anlaşma sağlandığında Çinli firma bir istekte bulunuyor…
-Fabrika arsamızın tapusunu verin!
Küpeli’nin yanıtı kısa oluyor?
-Mümkün değil!
Ardından da yasal mevzuatı anlatıyor:
-Fabrikayı kurarsınız, üretime başlarsınız biz site tapuyu veririz.
Çinli firma ısrar eder! Hatta Ankara’nın yüksek katlarından Nadir Küpeli’ye baskı yapılır…
-Tapusunu verin!
Küpeli, direniyor…
-Mevzuat var!
Sonuçta Başkan Küpeli, tapuyu fabrika üretime geçtikten sonra verir! Hem de törenle…
Kısa süre önce Hazine Bakanı Nureddin Nebati Fransa’da iş adamlarına şöyle bir çağrı yapmıştı:
-En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz.
Şunun için yazıyorum.
İyi ki, yasaları, kuralları uygulayan kurumlarımız var. Yoksa, kuralları çiğnenmeye bir kez başladınız mı tam bir kaos yaşanır.
Eskişehir’deki mevzuat hassasiyeti umarım Türkiye’ye örnek olur!
 
 

SUYU YÖNETMEK YETMEZ KORUMAK  ÖNEMLİ!

 
Türkiye her geçen gün çölleşiyor…
Kuraklık her yanımızı sarıyor. Göllerimiz, dereler kuruyor.
Su ihtiyacımız artıyor, su kaynağımız azalıyor.
Dün Dünya su günüydü. Bir çok etkinlik yapıldı. ES TV’deki programda Zihni Çalışkan çok kısa olarak değindiği şu konu aklımda kaldı:
-Biz bu yağmur sularını toplamalı ve tekrar kullanmalıyız. Park ve bahçelerin sulamasında yağmur sularını değerlendirmeliyiz. Bu kadar susuzluğu bu kadar kuraklığın olduğu dünyada bu önemli!
…/…
Kesinlikle son derece önemli bir konu. Önümüzdeki yıllar için ESKİ’nin bu konu üzerine eğilmesi gerekir. Evet su başarılı şekilde yönetiliyor ama var olan suyu da korumalıyız.
 

KİTABI İKİNCE KEZ İMZALATTIM!

 
Abdüllatif Şener’in “Adımda benimle beraber büyüdü” isimli nehir söyleşi kitabını ilk olarak 2008 yılında kendisine imzalatmıştım. 2008 yılında kitabı imzalatan bir kişi daha vardı. O yıllarda Türkiye Partisi’nin il başkan yardımcısı olan İbrahim Eldem…
14 yıl sonra kitabı ikinci kez imzalattık. Elbette başkaları adına…
Çiğdem Toker’in ustalıkla kaleme aldığı kitapta benim en fazla dikkatimi çeken olay, üniversite yıllarıydı. İki isim ilgili bölümde bolca geçiyor. Sol cephenin önemli isimleri Fikret Başkaya ve Yalçın Küçük! 
 

ANLAYALIM...

 
Anladım ki;
İnsanlar, susanı korkak...
Görmezden geleni aptal...
Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar...
Ama yanılıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar.
Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar.
(Şems-İ Tebrizi)
 
 

SAYGI... SEVGİ...

 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ