CHP Büyükşehir Belediye Meclis üyesi İbrahim Arslan'ın yaptığı hesaplara göre yapılacak ilk genel seçimlerde Eskişehir'den TBMM'ye 7 değil, 6 milletvekili gidecekmiş.
CHP Büyükşehir Belediye Meclis üyesi İbrahim Arslan'ın yaptığı hesaplara göre yapılacak ilk genel seçimlerde Eskişehir'den TBMM'ye 7 değil, 6 milletvekili gidecekmiş. "İnşallah İbrahim Arslan yanlış hesap yapmıştır" diyeceğim, fakat bizim tanıdığımız Arslan'ın hesapları hep doğru çıkar. Şimdi oturup da "Neden 6 milletvekiline düştük?" diye hükûmeti veya belediyeleri suçlamanın üç kuruşluk mantığı yok. İllerin çıkaracağı vekil sayıları nüfuslarına göre belirleniyor. TÜİK'in nüfus verilerine göre de 6 milletvekilimiz olacakmış; Hayırlısı olsun. "Hay Allah!.. Ankara'da daha az kişiyle temsil edileceğiz" diye üzülmenin de lüzumu yok. Mevcut vekillerimiz bizi çok iyi temsil ediyor sanki... Şimdi bu koşullar altında partilerin kaçar milletvekili olur sorusuna gelelim. Öncelikle seçim demek, stres demektir... Mesela AK Partililer "3 vekilimiz mi olacak yoksa 2 mi?" diye strese girer. CHP için de bu stresli soru aynıdır. İYİ Parti de "1 milletvekili mi alacağız, yoksa 2 mi?" diye kendi kendisine soruyordur. Ben müneccim değilim, bu sorulara yanıt veremem. Muhtemelen CHP 'Bu pazar seçim olsa' Eskişehir'de birinci parti olup 2 veya 3 milletvekili çıkaracaktır. AK Parti de en kötü ihtimalle 2'inci parti olur ve yine rakibi CHP gibi 2 veya 3 milletvekili çıkartır. İYİ Parti'nin ise 2'inci milletvekili çıkartma ihtimali zora girer. Yani özetlemek gerekirse CHP ve AK Parti 2 buçuk milletvekili çıkartır. İYİ Parti ise 1 buçuk milletvekili çıkartır. O buçuk milletvekillerinin bir yukarı mı yoksa aşağı mı değişeceğini bekleyip göreceğiz... Burada güzel haberi MHP'ye verelim. Eskişehir'in 7 vekili olsa bile 1 vekil çıkartma ihtimalleri çok zor olan MHP'li dostlarımızın, şimdiki düzenle milletvekili çıkartma ihtimalleri pek kalmadı; Artık strese girmelerine lüzum yok...
Böyle imam mı olur?
Eskişehir'in en beğendiğim bir kaç camiinden biri de Deliklitaş Mahallesi'ndeki Hacı Havva Camii'dir. Dışarıdan baktığınız zaman apartmanların arasında kaybolmuş bir camidir. Hani Eskişehirli olmayanlar orada bir cami olduğunu bilmez. Asarcıklı Caddesi ve Gürman Sokak arasındaki bu camiye dar bir koridordan girilir. Camiye ulaşan koridor, aynı zamanda iki sokak arasındaki yayaların da geçiş güzergahıdır. Küçükken, bisiklete biner bu koridordan hız yaparak geçer, zaman zaman arkamızdan cami görevlilerini koşturur, ellerinden kaçmakla gurur duyardık. Bir gün cami görevlilerinden birine yakalanmış, okkalı bir tokat yemiştim; o tokadı atan imamdan Allah razı olsun; bizimkisi çocukluktu işte... Aradan yıllar geçti ve bir kaç kez Hacı Havva Camii'ni gitmeyi Allah nasip etti. Ne zaman gitsem, farklı bir huzur duymuşumdur. Ancak şimdi Hacı Havva Camii'nde öyle bir Cuma vaazı verilmiş ki, cemaatte huzur filan kalmamış. Duyduk ki bu güzel camiimizin imamı Cuma hutbesinde, dinimizde milliyetçiliğe yer olmadığını ifade etmiş.
Sanayicinin kaybı 100 milyon
Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, enerji sorununun yol açtığı üretimdeki 72 saatlik elektrik kesintisinin, Eskişehir sanayisinde yaklaşık 100 milyon dolar ciro kaybına neden olduğunu açıkladı. Şimdi Sayın Nadir Küpeli, henüz yeni seçimden çıktı. Yani "Sanayicinin işi zor" diyerek, diğer sanayicilerden oy almaya ihtiyacı yok; o iş bitti – gitti artık. Eğer ki kendisi bir takım eleştirilerde bulunuyorsa, bunun tek anlamı sanayicilerin sorunlarına, samimiyetle dikkat çekmektir. Ben hayatımda sanayicinin elektriğinin kesildiğini ilk defa duyuyorum. Bu ülkede, "Sen zenginleri bırak, garibana bak" gibi garip bir mantık var. Tabii ki Nadir Küpeli ve sanayici arkadaşları sabah kahvaltısında beyaz peynir yeme sıkıntısı yaşamayacaktır. Ancak sanayicinin sorunları demek, pek çok işletmenin, pek çok fabrikanın kapanması demektir. Nadir Küpeli'nin söylediğine göre sadece Eskişehir'de ve sadece 3 gün içinde ve yine sadece sanayicinin kaybı 100 milyon dolarmış. Tek adam rejimi için bu kadar büyük bedeller ödemeye değer mi?