Eskişehir’de disiplin suçu işleyen 35 CHP’li!

CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, ESTV’de yayınlanan Soruyoruz programında önemli açıklamalarda bulundu.
Yerel seçimler öncesi Eylül 2023 tarihinde yapılan kongrede Figen Kahya ile yarışan Talat Yalaz, rakibi Figen Kahya’dan 63 oy fazla alarak 317 oyla başkan seçilmişti.
Yerel seçimlerde örgütü iyi organize edip harekete geçirmeyi başaran Yalaz, sadece Eskişehir’de değil Ankara’da genel merkez nezdinde de adından bahsedilen bir kişi oldu.
Hatta CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel, pek çok yerde 33 yaşındaki genç İl Başkanı Yalaz’ın enerjisini ve heyecanını örnek gösterdiğine de tanık olduk.
Yalaz, merkezde üç belediye başkanı ile iyi bir eş güdüm ve diyalog kurmaya da önem verdi, hassasiyet gösterdi.
Gelelim programda söylediklerine…
Tüzüğümüze göre bir ilde yapılan tüzüğüne aykırı eyemler nedeniyel bize başvuru yapılır. İl örgütü soruşturmayı yapar disiplin kuruluna sevk edilip edilmeyeceği konusunda bir karar verilir.
Genel başkanımız yerinde bir kararla örgütlerin yerel seçimler yüksek disiplin kurulunda yapılmasına karar verdi. 81 il de bunu takdirle karşıladı. Çünkü parti içi hususların örgüte zarar vermesi gibi durum söz konusuydu.
Belediye başkanı seçilsin veya seçilmesin tüm adaylara hepsine yazı gönderilerek bu hususta karşı tarafın adayına yani başka bir siyasi partiye alenen çalıştıkları tespit edilen kişilerin delilleriyle birlikte gönderilmesi yönünde bir yazı yazıldı.
Bu da tüm belediye başkanları ve adaylara iletildi.
Onlar da gerekli tespitlerini yaparak doğrudan genel merkeze gönderdiler.
Eskişehir merkez Odunpazarı ile kırsal ilçelerden toplam 30-35 kişiyle ilgili dilekçenin genel merkeze gönderildiğini biliyorum. Tepebaşı’ndan duymadım. Bunlar incelenecek. Tanıklar varsa dinlenecek.
Bunun soruşturması ilgili organlar tarafından titizlikle yapılacaktır.”
Buraya kadar anladığımız…
Yerel seçimler sürecinde CHP’nin rakibi olduğu partiler lehine veya mevcut CHP adayının aleyhine çalışma yürüttüğü önü sürülen 30-35 CHP’liden bahsediliyor.
Bunların bazılarının kim olduğunu tabii ki biliyorum ancak iddia düzeyindeki bir konuda isimleri deşifre etmek doğru olmaz.
Gelinen noktada…
Hakkını teslim etmek gerekir ki CHP, bu yöntemle ne kadar hassas bir tavır içinde olduğunu gösterdi.
“Çamur at izi kalsın” mantığıyla değil, iddiaların ispatlanması konusunda bir soruşturmaya özen gösterilmiş…
Bununla birlikte Yüksek Disiplin Kurulu’nun kuyumcu terazisi hassasiyetiyle bir sonuca ulaşacağı da muhakkak.
Bekleyip gelişmeleri birlikte göreceğiz.
 

Etki ajanlığıyla cadı avı!

AK Parti’nin hazırladığı 9. yargı paketi taslak metninde bulunan ve “etki ajanlığı” başlığıyla gündeme gelen düzenlemenin yankıları sürüyor.
TCK’nin “devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma suçu”nu düzenleyen 339. maddesine “diğer faaliyetler” başlığı ile eklenen taslağı AK Parti, “yeni tip ajanlık faaliyetiyle mücadele” gerekçesine dayandırıyor.
Ancak CHP başta olmak üzere bazı muhalefet partileri, net olmayan ifadeler nedeniyle yeni bir “cadı avı” dönemi başlatabileceğini öne sürüyor.
Meslektaşımız CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, bu konu hakkında önemli uyarılarda bundu.
Türkiye aleyhine propaganda yapanların cezalandırılacağının düzenlemede öngörüldüğünü belirten Çakırözer, şu uyarıları yapıyor:
“Ancak bu kara propaganda nasıl tanımlanacak, sınırları ne olacak bilinmiyor. Amaçları gazeteciler başta olmak üzere sivil toplumun, muhalefetin sesini kısmak. Geçen yıl getirilen dezenformasyon yasasını unutmadık. Görüyoruz ki geçen yıl çıkarılan sansür yasası yetmemiş; gazetecileri, yurttaşları cezalandırdıkları yetmemiş. Şimdi, yine muğlak, belirsiz tanımlamalarla etki ajanı damgası vurup düşüncesi, ifadesi, yazısı nedeniyle milyonların sesini kısmak istiyorlar. Amaçları asla ajan yakalamak falan değil. Gazeteciyi, eleştirel aklı, muhalefeti, kendinden olmayanı baskıyla susturmak.
Haber, film, tez, akınıza gelen bilginin bütün biçimlerini etki ajanlığına sokarak karartmak istiyorlar. Yapmak istediğiniz cadı avından farklı değil. Bu tehlikeli düzenlemeden derhal vazgeçilmeli. Bu düzenlemeyi taslaktan çıkarmadan yargı paketi Meclis’e getirilmemeli.”
Gazeteciyi, araştırmacıları ve sivil toplum örgütlerini zan altında bırakacak, yaftalayıp, yargılayacak düzenlemelerden vazgeçin artık.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 158'inci sırada yer alıyorsa…
Şapkanızı önünüze koyup bir düşünün.
Gazetecilik suç değildir.
Bunu artık anlayın.