Sadi Seda yazdı
Gazeteye gelirken her zaman Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin önünden Çamlıca ve Sazova’ya giden güzergâhı tercih ederim…
Yol bir-iki kilometre uzun ama trafik lambası sayısı az, yoğun trafik olmadığı için 15 dakika da gazeteye ulaşıyorum…
Şehir içini tercih ettiğimde bu süre 25 dakikaya çıkıyor…
Dün eski Atalar bugünkü adıyla Hasan Polat Caddesi üzerinde bir akrabamıza eşimi bırakmak için yolumu değiştirdim…
Eşimi bırakıp Hasan Polatkan Caddesinden giderken sağ tarafta AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanlığının açmış olduğu referandum bürosunu gördüm…
Büronun önüne arabamı park ederek içeriye girdim…
Saat: 11.00 civarı olduğu için çok fazla insan yoktu…
Yaklaşık 10 kişi, Cuma namazından sonra yapacakları mahalle ziyaretleriyle ilgili hazırlık yapıyorlardı…
“İbrahim Başkan gelir mi?” Diye sordum…
“Cuma namazına gidecek. Daha sonra gelip bizi alıp ziyaretlere çıkacağız” dediler…
AK Parti’nin referandum bürosuna girmemin nedeni ise, Cuma akşamı ES TV’de yaptığım programla ilgili doküman almaktı…
Programın konukları 93 sivil toplum kuruluşunun (STK) oluşturduğu “evet” platformunun sözcülerinden Avukat Mustafa Özkan ve sendika, meslek odaları, derneklerden oluşan 45 sivil toplum örgütün bir araya geldiği “Hayır Platformu”nun sözcüsü Sağlık Emekçileri Sendikası eski Başkanı Yalçın Mutlu idi…
“Hayır”cıların dağıttıkları broşürlerden elimde vardı…
Ancak “evet”i anlatan doküman eksikliğim vardı…
Program öncesi “evet”i savunanların gerekçelerini de etüt etmek için AK Parti’nin bürosuna girerek broşür aldım…
Bürodakiler beni tanıdılar…
“Sadi Bey sizi burada görmek ne güzel, bir şeyler ikram edelim” dediler…
“Peki, bir çayınızı içeyim” dedim…
Beni görenler yanıma geldiler…
Bir masa etrafında yaklaşık 7-8 kişi olduk…
Biraz sohbetten sonra kendilerine, “CHP Milletvekili Cemal Okan Yüksel 16 Nisan’da yapılacak olan referandumda Eskişehir’de ve Türkiye genelinde ‘Hayır’ çıkacağını iddia ediyor. Siz ne düşüyorsunuz?” Diye sordum…
İçlerinden birisi hemen şu yanıtı verdi:
“Aç tavuk kendisini darı ambarında sanırmış”.
Diğeri,”müsaade ederseniz bunun anlamını ben söyleyeyim” dedi…
“Yoksul kimse hayal dünyasında yaşar, bolluğa ermiş gibi düşünür ve kurduğu hayal dünyasını şekillendirmekle meşgul olur.”
“Yani” dedim…
“Cemal Okan Yüksel verdiği bu rakamlara acaba kendisi inanıyor mu? Atmakla olmuyor. Biz yaklaşık iki aydan beri hem Eskişehir merkezinde hem de ilçelerdeki mahallelerde çalmadık kapı bırakmadık. Broşürlerimizi verip sohbet ettiğimizde ‘biz ülkemizin geleceği, sağlıklı bir hükümet yapısına kavuşması, yönetimde iki başlılığın ortadan kalkması, darbe girişimlerinin bir daha yaşanmaması için ‘evet vereceğiz’ diyorlar. Cemal Bey kaç evin kapısını çalmış? Yüz yüze kaç kişiyle görüşmüşte Eskişehir’de ve Türkiye genelinde ‘hayır’ çıkacağını iddia ediyor” dedi…
Adının Ramazan olduğunu söyleyen kişi ise şu konuya dikkat çekti:
“Sadi Bey, CHP’liler bir birleriyle bile barışık değil. Geçen akşam sizin televizyonda Yılmaz Büyükerşen’i izledim. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı eleştiriyor. Muharrem İnce Eskişehir’e geliyor miting yapıyor İl Başkanı, Odunpazarı Belediye Başkanı, Odunpazarı İlçe Başkanı katılmıyor. İl Başkanı ile Tepebaşı İlçe Başkanının arası açık. Referandum öncesi üç belediye başkanını, İl ve Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Başkanlarını, bırakın vatandaşları siz gazeteciler hiç bir arada gördünüz mü? Bunlar kendi aralarında barışık değil ki, vatandaşı nasıl ikna edecekler? Vatandaş her şeyi çok net olarak görüyor artık. Cemal Bey 16 Nisan akşamı sandıktan ‘evet’ çıkınca herhalde kayıplara karışır”.
Uzun lafın kısası her ne kadar Büyük Birlik Partisi de, 93 sivil toplum örgütü “evet” dese de, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü, Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan, Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca’nın göstermiş oldukları enerjinin altında kalıyorlar…
Eskişehir’den 16 Nisan gecesi sandıktan “evet” çıkması halinde Eskişehir Teşkilatının göstermiş olduğu müthiş performans, disiplinli çalışma ve bakanıyla, milletvekilleriyle tek yumruk olmalarının semeresini görecekler...
*-******
Odunpazarı Belediyesi’nin Bin 100 günü
30 Mart 2014’de yapılan mahalli seçimlerde Kazım Kurt, Odunpazarı Belediye Başkanlığını kazandı…
7 Nisan’da da İl Seçim Kurulundan mazbatasını alarak Burhan Sakallı’dan Odunpazarı Belediye Başkanlığını devraldı…
Seçimin üzerinden üç yıl geçti…
Olağanüstü bir durum yaşanmazsa kaldı iki yıl…
Geriye dönüp baktığımızda çok uzun süre gibi gördüğümüz üç yıl ansızın geçivermiş…
Kalan iki yılda herhalde çok uzun sürmez…
Odunpazarı Belediyesi Başkanı Kazım Kurt, başkanlık koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra basın toplantısı yaparak “nasıl bir belediye” devraldıklarını anlatmıştı…
Daha sonra başkanlıkta geçen bir yılın hesabını verdi…
İkinci hizmet yılında da, iki yılda neler yaptıklarını, neleri yapamadıklarını samimi olarak anlattı…
Üçüncü hizmet yılını da 7 Nisan’da geride bırakacak…
Geçen iki yılda olduğu gibi, bu yılda, acaba “üç yılın” hesabını verecek mi?
Bu konuda henüz bana ulaşan bir bilgi yok…
Başkan Kazım Kurt, bugünden itibaren yani 1 Nisan-7 Nisan tarihleri arasında “Odunpazarı Belediyesi’nin Bin 100 Günü” sloganıyla ESPARK Alışveriş Merkezinde oluşturulacak etkinlik alanında 3 yılda gerçekleştirdikleri, devam eden çalışmaları ve hayata geçireceği projeleri anlatacak.
Etkinliğin ilk günü aynı zamanda İnönü Zaferinin 96’ncı yılına rastladığından Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve İsmet İnönü’nün torunu CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan Eskişehirlilere ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüz eseri Nutuk’u hediye edecek.
Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt yaptığı kısa değerlendirmede şunları söyledi:
“Göreve geldiğimiz tarihin üzerinden tam 3 yıl geçti. Bu süre içinde Odunpazarı'nı yükselten, Eskişehir'e değer katan önemli projelere ve yenilikçi hizmetlere imza attık. 1-7 Nisan tarihleri arasında belediyemizin 3 yılda ürettiklerini paylaşmak üzere Eskişehirlileri de aramızda görmekten onur duyacağız”.
Hayırlı olsun diyelim…
Kalan iki yıldaki performansını da takip edeceğim…
Kazım Kurt, iki yıl sonra tekrar Odunpazarı Belediye Başkanlığına aday olur ise en büyük hakem ve değerlendirici olan halktan alacağı nota göre ya yoluna devam edecek, ya da noktayı koyacak...