Eskişehir’de bir öğrencinin çığlığı…

22 Temmuz 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Saygın okurlarım…
Tarafıma gönderilmiş öğrenci bir gencin mektubunu lütfen son satırlarına dek okuyunuz. Biliyorum acıların, kaygıların ruh sağlığımızı bozduğu bir ülkede yaşayanlar olarak birçoğunuzun ilgisini çekmeyebilir. Ama ülkemde, Eskişehir’imde yüreklerinde insanlığı, merhameti, şefkati barınırdan nice insanımız hala var.
Çok şükürler olsun ki var…
                                                  ***
İyi günler abi kolay gelsin, benim adım …(adı bende saklı evladımızın). Eskişehir’de Osmangazi Üniversitesi’nde Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisiyim. Garsonluk yaptığım iş yerinde yerel gazeteleri okurken Anadolu Gazetesi’nde köşe yazınıza denk geldim. Ve size danışmak istedim müsaadeniz olursa. Aslen Manisalıyım, Muğla’da yaşıyorum, ailem oraya taşındı 8 yıl önce falan. Bunları neden anlatıyorum derseniz? Ben mağdur bir öğrenciyim ülkemde mülteci gibi yaşıyorum. Şu an ben 3.üniversitemi okuyorum, gel gör ki kimse elimden tutmadı. İlk üniversite 2 yıllık idi akabinde 4 yıllık AÖF İşletme bitirdim, şu anda da mühendisliği okuyorum. Çok yere araştırdım burs konusunda sivil toplum kuruluşları, KYK, Başbakanlık. Gel gör ki DGS ile geçiş yaptığım için kimse önemsemedi. Ailem asgari ücretle işçi babam maden işçisi 1200 liraya onu da zamanında vermiyorlar. 2 kardeşim var, yıllardır özel sektörde, okumak için hep çalıştım ancak okul masrafları gündelik masraflar derken partime, full time çalıştım ama hep düzensiz iş yerlerine denk geldim. En basitinden şu an çalıştığım yer… bile aylık normalde asgari ücret vermesi gerekirken 2 ay sonra 300-400 veriyorlar, bir öğrenci olarak bu zor bir şey. Buralara gelmek için çok çalıştım paramı vermediler, sigortamı yatırmadılar, hiçbir suçum yokken darp etmeye kalkıştılar. Ankara Ostim sanayide dershaneye gidiyorken DGS sınavı için çalıştığım iş yerinde öğrenci olduğumu biliyorlardı, 3 aylık paramı vermediler. SSK yatırmadılar üstelik paramı istemeye gidince darp etmeye kalktılar. Üstelik iş yerinde hırsızlık, uğursuzluk, işe geç gitme bile yapmadım, saygısızlık hiç yapmadım. Böyle böyle nice olaylar. Lütfen yanlış anlamayın acındırmak için yazmıyorum bir şekilde bir yerlere gelmek istiyorum. İnşallah ilerde vatanıma hayırlı bir evlat olurum, vatanım için iyi işler yaparım. Sizlerden ricam yardımcı olabilirseniz ne mutlu bana. Sizlere de bu vesile ile yazdım zaten. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler. Sizlerden haber bekliyorum. Belki birileri sesimi duyar,  çalışmaktan utanmıyorum ben zaten köyde yetiştim inek güttüm, dağlarda odun kestim, ağaç diktim, garsonluk, komilik, bulaşıkcılık yaptım hiç utanmadım. Yılmadım da! Sadece birileri sesimi duyup elimden tutsun...
                                               ***
Neler yazıp neler ekleyebilirim ki bu mektuba?
Öylesine insanca, öylesine masum, öylesine iyi niyetli satırlarla zaten anlatmış yüreğinden geçenleri. “Yılmadım da, sadece birileri sesimi duyup elimden tutsun” diye hayatın zorluklarına teslim olmayacağını da vurgulamış…
Bu genç evladım için elimden gelen ne ise, onun sesi ya da çığlığı olmak adına gereğini yapacağım. Yarın ES TV’de 10.30’da başlayacak olan “Sabah Kahvesi” programımda da tüm Türkiye’ye duyurmak adına aracı olacağım inanın.
Ama benim yakından tanıdığım insanlar var bu kentte.
Bu güzel kentin incilerinden bir olan Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen var mesela. Bu güzide kurumda görev yapan akademisyen arkadaşlarım var mesela. Bunların hepsinde birer yürek ve çoğunun da empati kurabilecekleri biçimde dünya güzeli evlatları var. Belli mi olur yarın televizyon programımdan yapacağım çağrıya gerek dahi kalmaz! Belli mi olur; bu binlerce aydın insandan oluşan kurum (aile) kendi içerisinde çözerler “üstelik iş yerinde hırsızlık, uğursuzluk, işe geç gitme bile yapmadım, saygısızlık hiç yapmadım” diyen güzel evladımın sorununu…
“Ben zaten köyde yetiştim inek güttüm, dağlarda odun kestim, ağaç diktim, garsonluk, komilik, bulaşıkçılık yaptım hiç utanmadım” diyecek kadar gani gönüllü gencimi onlar duyar…
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Bu kadarına da gerek var mı?
15 Temmuz Cuma akşamı itibarı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin seyrinde önemli değişimler olacağı kesin. Fethullah’ın da, darbelerin de, darbecilerin de Allah bin türlü belasını versin diyoruz millet olarak. Versin vermesine de Fethullah’la bunca zaman el ele, kol kola işbirliği yapıp; onun neredeyse devleti ele geçirecek kadar palazlanmasında emeği olanların da Allah bin türlü belasını vermesin mi? Ben birileri gibi ucuz darbe edebiyatı yapanlardan değilim. 12 Eylül 1980 canımın yandığı, ülkemin yandığı, elli yıl geriye gittiği çok önemli bir tarihtir. Bugün darbecilere karşı olduğunu söyleyenlerin bazıları neden 12 Eylül cellâtlarına da aynı yürekliliği göstermedi? Nerede Kenan Evren anayasasına EVET diyen %92? Nerede onu o meydan senin, bu meydan benim şakşaklayanlar, yelleyenler? Kenan Evren ve beşi bir yerde gurubu, yaptıklarından ötürü hiçbir bedel ödemeden defolup gittiler bu dünyadan aksini savunan var mı?
Günlerdir demokrasi nöbeti adı altında yurt genelinde gösteriler yapılıyor. Yapılsın, gerekirse yıl boyunca yapılsın bence hiç mahsuru yok! Lakin burada sıkıntı arada bir işgüzarlık boyutuna vardıranlarda. Örneğin; bu karşı duruşu iktidar partisinden başkası yapamaz havasına getirenler, kendi partilerinden olmayanların alayı darbeciymiş havasına getirenlerde sıkıntı. Ben de diyorum ki; benim kadar bu darbelerden-darbecilerden nefret ediyorsan aynı benim içtenliğimde aleni biçimde haykır da göreyim içtenliğini haydi!
“1960 dâhil, 1971 dâhil, 1980 dâhil, 2016 denemesi dâhil ne kadar darbe ve darbecik varsa; buna yeltenen ne kadar asker sivil varsa; Fethullah Gülen başta olmak üzere, ona bunca zamandır omuz verip palazlandıran ne kadar hain varsa hepsinin canı cehenneme…”
Cumhuriyet değerlerimizi talan edip, güzel ülkemin bölünmesi adına her türlü hainliği yapanların canı cehenneme…
Diyebiliyor musun?
 
 
OZANCA
 
Gözüm…
Cumhuriyet bir çınar ise gölgelendiğin
Teyidi ise birey olmanın, insan olmanın
Ve sen bunca zaman
Onu solduranlar karşısında seyirciysen
Doğayı talan, hayvana zulüm edene
Gözlerini kapatıyorsan üstüne üstlük
Ve senden hala nefret etmiyorsam
Vicdanımın sadakası diyebilirsin gözüm… Şinasi KULA
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Ümran Atalay 22 Temmuz 2016 20:47

Kaleminize saglik...

0 1 Cevap Yaz
22 Temmuz 2016 11:26

Bu çocuklara Atatürkçüler sahip çıkmadı.Devlet sahip çıkmadı.Sahip çıkana bak!..Bu çocuklar da bu vatanın evladı.Tek suçları babaları zengin değil di .Okumak istediler onların da hakkıy dı.Şimdi kim suçlu ?Kim düşürdü bu çocukları tarikatların eline ....Daha söyleyecek çok şey var ama herkesin bildiği işte. Saygılarımla

0 2 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi