Eskişehir büyük felaketi atlatır

Türkiye büyük bir sıkıntının eşiğinde. Son olarak Başkent Ankara'da dolmuşçular ve Halk otobüsçüleri kontak kapattı. Fırıncılar yakında fırınlarını kapatacaklarını açıklayarak, ekmek üretemeyeceklerini söyledi. Özetlemek gerekirse memleketimizde Saray ve müteahhitlerinin keyfi tıkırında. Ancak geri kalan vatandaşı soran yok...

Ankara'daki dolmuş ve halk otobüsü işletmecileri, biniş ücretleri "En az 8 lira" olmazsa, çalışamayacaklarını ifade ettiler. Açık konuşalım; böyle bir zamlı ücreti Ankaralı'nın ödemesi çok zor. Üstelik hepimiz biliyoruz ki, 22 liraya dayanan motorin yerinde saymayacak ve yeni zamlar gelecek. Yani en az 8 liralık ücret de 2 – 3 ay sonra yetmeyecek...

Benzer bir sıkıntıyı fırınlarımızda da yaşamak üzereyiz. Çok yakında fırınlar ocak söndürebilir ki bunun anlamı, milletin ocağının söneceğidir.

Bu tehlikeleri Eskişehir'de yaşasak bile kolay atlatacağımızı zannediyorum. Birincisi Eskişehir'de Halk Ekmek çok başarılı bir şekilde çalışıyor. Vatandaş Halk Ekmek büfeleri sayesinde 1 lira 60 kuruşa ekmek yiyebiliyor. Türkiye çapında ekmek fırınları kapansa bile, belediye sayesinde aç kalmayız. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi'nin ikinci bir fırını açmak için ihaleye çıktığını da sevinerek öğrendik. Inşallah bu ikinci fırın bir an önce çalışmaya başlar da vatandaş hiç olmazsa katıksız ekmekle karnını doyurur.

Bu arada Eskişehir'de dolmuş işletmecilerinin de 4 buçuk liralık ücretin yeterli olmadığını belirtiyor. Dolmuş işletmecileri 22 liralık mazota ve hayat pahalılığını ne kadar dayanır bilemeyeceğim. Fakat çok uzun süre dayanamayacakları açık. Büyük ihtimalle Eskişehirde'de şoförler kontak kapatmak isteyecektir. Ancak Eskişehir'de tramvay olduğu için ve toplu taşıma otobüslerinin ekseriyeti Büyükşehir'e ait olduğu için bu sorun daha az yaşanacaktır.

Özetlemek gerekirse önümüzdeki günlerde ülkemiz genelinde fırınların çalışmadığına ve toplu taşımanın yapılmadığına  ilişkin çok haberler yazacağız. Ancak ben Eskişehir'in yaklaşmakta olan bu felaketi en az hasarla atlatacağını düşünüyorum. Bunda da en önemli etken, Büyükşehir Belediyesi'nin dirayetli çalışmalarıdır.

Özcan'ı destekleyelim ve düzeltelim

AK Parti Grup Başkan Vekili Murat Özcan sosyal medya hesaplarında bir paylaşımda bulundu ve Avrupa'da benzin fiyatlarının çok arttığını, Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında akaryakıtı en çok sübvanse eden ülkeler arasında olduğunu vurguladı. Sayın Özcan'ın bu paylaşımı çok sayıda etkileşim almayı da başardı.

Öncelikle politikacılara tavsiyem rakamları abartamamalarıdır. Yoksa haklı durumdayken haksız duruma düşerler. Akaryakıt fiyatları son bir sene içerisinde (Yaklaşık olarak elbette) yüzde 100 oranında zamlandı. Yüzde 250 değil. İki rakam arasında muazzam bir fark var. Ki yüzde 100'lük zamlanma, zaten yeteri kadar büyük bir felakettir.

Özetle paylaşılan rakamlarda olmasa da Sayın Özcan prensip olarak haklı. Avrupa'da, Rusya 34 sent Belarusya ise 62 sent ile benzinin en ucuz olduğu iki ülke. Bunu 107 sentle sentle Ukrayna, 116 sentle Polonya ve 118 sentle Türkiye takip ediyor. Avrupada en pahalı benzini kullanan Danimarkalılar ise litresine 218 sent ödüyor. Yani hükûmetimize teşekkür ederiz; artan petrol fiyatları karşısında kendi halkını korumaya çalışıyor.

Öte yandan iktidar cenahı döviz kurundaki artışlardan ısrarla uzak duruyor. Bu konudan hiç bahsetmiyor. Geçen sene 7 lira 40 kuruş olan doların bu satırları yazarken 14 lira 96 kuruş olduğunu düşünürsek, yaşadığımız sıkıntıların küçük bir kısmının dünya koşullarından, büyük kısmının ise ekonomi bilmezlikten kaynaklandığını görürüz.

Netice itibarıyla petrol fiyatlarına karşı kendi halkını korumaya çalışan hükûmetimizi el üstünde tutarız. Ancak 128 milyar doları çatır çatır ezmesine karşın Türk Lirası'nı savunamayan aynı hükûmeti de yerden yere vururuz.