2010 yılının Kurumlar Vergi’si rekortmenlerine ödülleri verildi. Kişilere ilk göz attığımda farklı isimler var mı? diye kontrol ettim.
Hani bir söz var.
‘Sen, ben, bizim oğlan’ diye.
Vergi rekortmenleri listesinde geçmiş yıllara göre farklı isimler yok.
Yine Kanatlı Grubu ve Eti Grubu ilk sıralarda.
ETİ Gıda birinci, Sarar Giyim ikinci, ETİ Pazarlama üçüncü, TUSAŞ dördüncü ve TÜLOMSAŞ ise beşinci sırada yer aldı.
Bilinen gerçekler bunlar.
Her yıl sıralama hemen hemen böyle gerçekleşiyor.
“Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi Eskişehir’de” diyoruz.
Peki, Eskişehir’de Eti, Sarar, Tusaş, Tülomsaş’dan başka kurum yok mu?
Var Arçelik.
Ancak onunda merkezi Eskişehir değil.
Başka da var ama onların üretip sattıklarına baktığımızda ne Eti’yi ne de Sarar’ı geçemez.
O zaman ‘Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi Eskişehir’de’ diye boşa övünmeyelim.
Büyüklük ölçüsünü fiziki olarak değerlendirmeyelim.
Ben içine bakarım.
Eskişehir Organize Sanayisi gelişiyor. Eyvallah.
Ancak gelişmişlik yeni yeni küçük fabrikaların kurulmasıyla ölçü değildir.
Eti, Sarar, TUSAŞ, TÜLOMSAŞ, ALP Havacılık gibi başka başka marka isimler de Eskişehir’de olmalı.
Bir zamanlar Bursa mı büyük? Eskişehir mi? diye tartışıyorduk.
Şimdi Bursa’ya baktığımızda Eskişehir yanında çerez gibi kaldı.
İki büyük otomobil fabrikası ile tekstil fabrikaları Bursa’yı adeta uçurdu.
Bunda tabii ki deniz ve limanların da büyük etkisi var.
Eskişehir’in denizi yok ama işte önüne çıkan büyük bir kısmet var.
Bu kısmeti değerlendirdi.
Bunu da kıskançlıklar ve siyasi polemikler yüzünden kaçıracak olur isek, Eskişehir belki nüfus olarak büyür ama ekonomik olarak çok zor. Ancak mevcut fabrikaların üretimlerini artırması, mevcut yerlerine ilaveler yapması ve 300-500 daha fazla istihdam yaratmaları ile avunuruz.
Eskişehir ekonomik büyümesini sanayi ile gerçekleştiremiyorsa eğer, o zaman Frig Vadisi’ni ören turizmine, Kızılinler’i ise sağlık-kaplıca turizmine açarak bu sektörler sayesinde büyümenin çareleri aranmalıdır.
Eskişehir’e bir otomobil fabrikası veya o boyutta bir başka yatırımcının gelmemesi halinde, ekonomik olarak büyümesi zor hem de çok zor.
Ne yapıp edip valisi, milletvekilleri, belediye başkanları, Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri, Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Esnaf Odaları Birliği, SİAD’lar ve diğer sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Kızılinler Termal ve Kaplıca Tesisleri’nin bir an önce yatırıma açılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanı’na güç birliği içerisinde gereken baskıyı yapmalılar.
Olmadı gerekirse Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a çok yakın isim olan Prof. Dr. Nabi Avcı vasıtasıyla, kendisinden randevu alınarak derdimizi anlatmalıyız.
Uzun vadede eğer becerebilir, hükümetler gereken desteği verecek olur ise Tülomsaş’ın ‘Hızlı Tren’ ve ‘Tramvay’, TUSAŞ ‘uçak’, ALP Havacılık ‘helikopterin bugünkü ürettiği parçaların yanına yenilerini koyması’ halinde ekonomik büyüme bu şekilde gerçekleşebilir.
Ancak bunun için en az 10 belki de 20 yıl beklememiz gerekir.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...