27 Ağustos 1920…
Atatürk 3. Kez Eskişehir’e geliyor. Yanında Milli Savunma Bakanı Fevzi Çakmak, Genelkurmay Başkanı İsmet İnönü…
Amaçları batı cephesini kontrol etmek!
Bugünkü gibi yine bir Kurban Bayramı günüdür. Atatürk, subay ve erlerle bayramlaşır.
O sırada Yunan taarruzun da başlamıştır. Atatürk’ün ziyareti büyük bir moral olur…
Atatürk o geceyi Eskişehir’de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yöneticilerinden olan
Yeşilefendi olarak bilinen Sipahizade Halil İbrahim Efendi’nin konağında geçirir! Ertesi günde Afyonkarahisar’a gider…
Yeşil Efendi, o tarihlerde Eskişehir’deki milli mücadeleyi temsil eden isimlerden biridir. Sivas kongresine katılmış, ilk mecliste de milletvekili olarak görev almış bir isim…
Eskişehir ve Milli Mücadele denilince “
Yeşil Efendi” akla gelen ilk isimlerin başında yer alıyor…
Eskişehir bir müzeler şehri haline geldi…
Sanırım Türkiye’nin hiçbir yerinde olmadığı kadar “Atatürk ve Cumhuriyet” teması Eskişehir’de işleniyor…
Eskişehir eskiden bu yana Atatürk şehri olarak biliniyordu. Bu müzeler ve galeriler bu nedenle Eskişehir’e çok yakıştı!
İLERİYİ GÖRÜRLER!
Yeşil Efendi Konağı’nda 1. Dünya savaşı ve Kurtuluş savaşı günlerine ait bir çok materyal yer alıyor…
Tabancalar, mermiler, miğferler, siper kazmak için kürekler ve dürbünler…
Bir dürbün dikkatimi çekti. İsmet İnönü’nün dürbünüymüş. CHP’de şu sıralar “Fabrika ayarlarına” dönüp dönmemeyi tartışıyorlar…
Bence İsmet Paşa’nın dürbünüyle bir baksınlar. En azından ileriyi görürler!
ÖNDER SAV
KAZIM KURT’U
NİYE ÖPTÜ!
Kahvaltıdan sonra Kazım Kurt’la Yeşil Efendi Konağı’na doğru yürüyerek gidiyoruz. Sohbetimiz koyu “siyasete fazla dalmıyoruz”
“
Bayram nasıl geçti, yollar kalabalık mıydı?” falan diye sorarken, “mola da” başından geçen bir olayı anlattı:
-Mola yerinde eşimle birlikte birer çay içeceğiz.
Baktım biraz ilerde Önder Sav ve arkadaşları var. Yemeklerini bitirmesini bekledim. Daha sonra da yanlarına gidip selam verdim. Gitmesem ayıp olurdu. Önder Sav, bana “
Kazım, sen bize muhalifken, saçlarının yarısı vardı. Şimdi belediye başkanı oldun hepsini kaybetmişsin” dedi. Daha sonra da “Gel seni bir öpeyim” dedi.
Kurt, konuşurken araya girdim…
-Öptü mü? En son öptüğünde başına geleni biliyorsun!
Derin bir Kazım Kurt, kahkahası!
Ve sonrası, “Kazım Kurt yoluna Önder Sav yoluna”
EN SON KONUŞANLAR!
“Atatürk ile bir gün” temalı Yeşil Efendi Konağı’nda canlı yayında gerçekleştirdik…
ES TV Haber Müdürü Şener Çetin, mikrofonu önce Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a uzattı…
Daha sonra hocamız Prof. Dr. Kemal Yakut ve diğer akademisyenler konuştu…
Ardından meslektaşlarımız…
Cihan Yıldırım, Deniz Çağlar Fırat, Kerem Akyıl…
En son ben konuştum. Haliyle arkadaşlar takılmadan edemediler, “Sen neden en son konuştun?”
Yanıtım hazırdı:
-Harun Karacan’a özendim! Son sözü söylemeyi severim!
Epey bir güldük. Gerçek şu, program akışı belli, en sona konuşayım ki reji
istediğinde noktayı koymuş olayım.
YAKILMAKTAN KURTULAN KİTAPLAR!
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, yıllar önce Halkevi başkanlığı yapmıştı. Bu nedenle Halkevlerine her zaman sempati ile bakar. Bir gün kendisine bir telefon gelir…
-Kazım bey, bende eski Halkevi kitapları var, ilgilenir misiniz?
Kazım Kurt, hemen ilgilenemez ama biraz zaman geçtikten sonra, “şu kitaplara bakayım” diyerek kendisini arayan kişinin evine gider…
Gerçekten de Halkevi mühürlü kitaplar vardır. Dahası Osmanlıca kitaplarda bulunmaktadır.
Hemen orada “pazarlığı yapar” Belediyenin görevlilerine telefon eder ve “gelin kitapları alın” der…
Kitapların bir bölümü Yeşil Efendi konağında bulunuyor. Merak edenler, ilgi duyanlar gidip bakabilir…
Bilmeyenler için kısa bir not: 1950’li yıllarda Halkevi kitaplıklarında bulunan bir çok kitap yakılarak imha edildi.
Yeşil Efendi konağındaki kitaplar büyük olasılık bu imhadan kurtulan ve yıllarca saklanan kitaplardan bazıları…