Eskişehir 4'ncü ilçeyi kaldırmaz

Yerel seçimler yaklaştıkça birçok dedikodularda dillerde dolaşmaya başladı. Nedir bunlar? 4’ncü ilçenin kurulması, Harun Karacan’ın AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağı, Burhan Sakallı’nın yeni kurulacak Yunus Emre İlçesine kaydırılacağı, eski stadyum yerine şehir meydanı yapılmayarak tamamının TOKİ tarafından kullanılacağı gibi…

Dedik ya bunlar bugün Eskişehirlilerin dilinde dolaşan dedikodular.

Üçüncü ilçe kurulmasına her ne kadar birileri tepki gösterse de Büyükşehirler yasasına göre nüfusu 750 bini geçen illerde en az 3 merkez ilçe olmak zorunda.

Geçtiğimiz günlerde İstikbal’de Murat Taşkın köşesinde ‘4'üncü ilçe dedikoduları’ diye yazmıştı. Ben araştırdım, 4’ncü ilçe yok diyorlar ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.

Bugün yok denilen 4’ncü ilçe bir bakmışsınız seçim öncesi çıkıvermiş.

Olmayacak bir şey değil.

Başbakan Erdoğan açıkladı.

13 il daha Büyükşehir olacak. Mevcut 16 il ile birlikte, Türkiye’deki Büyükşehir sayısı 29’a çıkacak.

Yeni Büyükşehir olacak iller şunlar: Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya ve Mardin.

Kanun önümüzdeki günlerde TBMM gündemine gelecek. 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerine kadar da çıkarılacak. İşte yeni Büyükşehirler kanunu içerisinde Eskişehir’de Yunus Emre ilçesinin kurulması da yasalaşacak.

Çamlıca ve Batıkent’in içinde bulunacağı bir bölgenin dördüncü ilçe olması planlanıyormuş. Bu dedikodular doğru ise Eskişehir 4 merkez ilçeyi kaldıramaz.

Neden?

Büyükşehir olan illerin İller Bankası’ndan aldıkları ödeneklerle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı ödeneği karşılaştıralım. Bu gelen parayla şehre hizmet etmeye kalksanız mümkün değil.

Bir de Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Belediyelerine gelen İller Bankası ödeneklerine bakalım.

İkiyken ilçe sayısı üçe çıkıyor.

O zaman ne olacak?

İki belediyenin İller Bankası ödenekleri üçe bölünecek.

Bir de 4’ncü ilçe gerçekleşirse o zamanda Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin ödenekleri yarı yarıya inecek.

Ha diyeceksiniz ki, ilçe sayısı 4’e çıkarsa Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin sorumlu olduğu mahalle sayısı ile nüfusu da düşecek.

Doğru ama mevcut her iki belediyenin başlatmış oldukları ve bu yıl başlatacakları önemli yatırım projeleri var.

Belediyeler İller Bankası’ndan bugünkü nüfusa göre gelecek ödeneklerine güvenerek yatırım başlattılar veya başlatacaklar.

Hadi üçüncü ilçe kanun gereği tamam.

Ama eğer 4’ncü ilçe de kurulur ise hakikaten hem eski ilçeler Odunpazarı ve Tepebaşı hem de yeni kurulacak iki ilçenin de gelişmesi, kalkınması en önemlisi hizmet yapabilmelerinin önü kesilmiş olunur.

Zaten bugünkü ödeneklerle kıt kanaat geçinmeye çalışan belediyeler, yarın kıt kanaat bile geçinemez hale gelebilirler.

Özellikle iktidar partisi milletvekillerimiz eğer doğru ise, 4’ncü ilçeyi şapkalarını önlerine koyup bir kez daha düşünmeliler.

 

 

HEKİMLERİN SESİNE KULAK VERİN

 

Bir 14 Mart daha geldi geçti. 14 Mart TIP Bayramı. Son iki yıldan beri kutlanan TIP Bayramında hekimler özellikle TIP Fakültelerinde de uygulamaya konulan ‘Performans' dan yakınıyorlar.

Önceki gün ESOGÜ’de TIP Bayramı kutlamasıyla ilgili yapılan törende konuşan ESOGÜ TIP Fakültesi’nin yeni dekanı Prof. Dr. Bekir Yaşar da, ‘Performans’ uygulamasını şu sözlerle eleştirmiş:

“Performans TIP’a uygun değil. Geçtiğimiz yıl sağlıkta değişim dönüşüm yasası ile tam gün yasaları da hayata geçirildi. Bu yasalarda olumlu yönler kadar olumsuz yönlerde oldu. Performansa göre ücret ne kadar olumsuzsa, GSS o kadar devrim niteliğindedir. Tam gün yasası ile birlikte tıp fakültelerine giren performansa göre ücret uygulamasının beraberinde birçok sıkıntıyı da yarattı. Bu uygulama tıp fakültelerine uygun değil.”

Performans uygulamasının çıktığı günden beri hastalarda endişeli.

Neden mi?

Hekiminin performansa göre ücret aldığını bilen hastalar, kendilerinden istenen tetkiklerin, yapılan tedavilerin gerçekten gerekli olup olmadığı tedirginliğini yaşamaktadırlar.

Bu sistemin sağlığı koruyucu hizmetlere değer vermediğini ve niteliğe değil niceliğe değer verdiğini söylüyor hekimler.

Bir hekim arkadaşla dün ayaküstü sohbet ederken şunu söyledi:

“Tıp Fakültelerinde performans iki kere zararlıdır çünkü tıp fakülteleri meslek adamı yetiştiren, bilimsel araştırma yapılan ve bilgi üretilen, bilgiyi yaşama dönüştüren yerlerdir.”

Özellikle TIP Fakültelerinden yükselen bu seslere gerek Sağlık Bakanı gerekse Başbakanımız kulak vermelidir.

Yoksa gelecekte artık Tıp Fakülteleri’nde çalışacak, hastalara hizmet verecek bırakın Profesör, Doçenti uzman doktor bile bulmakta büyük sıkıntılar yaşanabilinir.

Yanlıştan dönmekte bir erdemliktir.

Kimsenin kabullenmediği bir uygulamayı dayatmaya çalışırsanız, bugün o dönen çarkların dişlileri gelecekte bir bir kırılır ve çalışmaz hale gelebilir.