Bugün pazar. Evimin balkonunda gazetedeki köşem için bir şeyler yazmak düşüncesiyle bilgisayarımın başına oturduğumda garip bir huzur hissettim. O zaman anladım ki; sonbahar gelmiş. Tatlı bir esinti, rahatsız etmeyen ılık bir hava ve henüz dökülmemiş yapraklar. Tamam dedim. Eskişehir'in en güzel zamanları geldi. Bu duygular içinde, bu hafta Eskişehir’e ilişkin bir şeyler yazmak istedim. Çünkü her kent sahip olduğu coğrafik konumuna göre mevsimlerin etkilerini farklı şekilde yaşamakla birlikte, insanların mevsim değişiklerindeki sosyal etkinlikleri de ortak özelikler göstermektedir. Bu ortak etkinliklerin en fazla bir arada yaşandığı mevsim ise özellikle sonbahardır.
Bireysel olarak romantik olan insanlar üzerinde iyimser ve duygusal bir tutum oluşturan sonbahar, karamsar yapılı olanlarda ise kötümser ve sıkıntılı bir dönemin başlangıcını oluşturabilmektedir. Bana göre bu mevsimde Eskişehir, birçok kentten farklı, hoş bir atmosfere bürünür. Henüz havalar tam olarak serinlemediği için, insanlar sokakları gece gündüz doldurarak, açık ya da kapalı mekânların uygarca tadını çıkarırlar.
Ben bazı büyük şehirler dışında, gece ve gündüz sokaklarında bu kadar hareketlilik olan başka bir kent görmedim. Orta-Anadolu stepleri üzerinde kurulmuş olması nedeniyle, porsuk nehri dışında deniz, göl, orman gibi doğal güzelliklere çokta yakın olmayan kentimizin, muhabbet dolu farklı bir çekiciliği vardır. Semt pazarları bile bu mevsimde bir başka güzeldir. İnsanlar bu mevsimin sebze ve meyvelerinin lezzetlerini kurutarak, reçel ve turşu yaparak ya da dondurucularında saklayarak kış aylarına taşıyabilmenin çabası içerisindedirler. Ayrıca boğucu sıcaklar dışında yaz mevsiminin etkilerinin devam ettiği bu günlerde, tatlı bir okul telaşı da başlar. Kayıtlar, okul kıyafetleri, üniversite öğrencileri için barınma olanaklarının aranması gibi. Tabi ki; tatlı olan bu telaşın faturasının aileler için acı olduğunu da unuttuğumu sanmayın! Yerel yönetimlerin asfaltlama ve alt yapı çalışmalarının azaldığı, kültür, sanat ve spor etkinliklerinin kendini göstermeye başladığı bu mevsimde, başka bir havaya bürünür, Eskişehir. İstanbul'dan, İzmir' den denizi, Bursa'dan yeşili, Ankara’dan başkenti alın bakalım, geriye Eskişehir'deki toplumsal hareketliliğin veya yaşama keyfinin ne kadarını bulabileceksiniz? Ben bu kenti ve içerdiği farklı toplumsal renklerin huzur içinde bir arada olabilmelerini çok önemsiyorum.
Sonbaharla birlikte kentimiz eski kalabalığına ve yoğunluğuna geri dönüyor. Çalışanlar, ev hanımları ve öğrenciler için sezon açıldı diyebiliriz. Ben özellikle bu süreçte tüm öğrencilerimize yeni eğitim ve öğretim dönemimde başarılar dilerken, herkesin yeni bir yaz mevsimine sağlık ve esenlik içerisinde ulaşmasını temenni ediyorum.