Ömer Duru yazdı
Karadenizli yaşlı adam hastalığını kimseye anlatamıyormuş.
Ne zaman:
“Ben iyi değilim…” dese, tanıdıkları karşı çıkıp:
“Yok canım… Senin bir şeyin yok” diyorlarmış.
Sonunda torunlarına yakınmış:
“Oy çocuklar ben hastayım. Bir çare bulun…”
Torunları teselli etmişler adamcağızı ve:
“Haydi haydi naz yapma… Bir şeyin yok” diye susturmuşlar…
Komşularına dert yanmış:
“Yahu aman ben kötüyüm bir çare” demiş ama, onlar da inanmayıp:
“Git işine be adam… Sen eski topraksın bir şey olmaz” diye başlarından savmışlar.
Ve bizim Karadenizli bir gün ölüvermiş.
Vasiyeti gereğince de adamın mezar taşına şunlar yazılmış:
“Hastayım dedim inandıramadım… Şimdi ne oldu?”
:---//--
Ozanın “Angara’da Anayasso…
Ellerinden öpiyür Hasso…
Yap bize de bir iltimasso…
Bu işin mümkünü yok mu oy babooo” demesine döndü işler.
Ve ülkemizde Anayasa tartışmaları başladı…
TBMM Başkanı İsmail Kahraman nihayet konuştu:
“Laiklik Anayasa’da yer almamalı…”
Evet…
Buyurun çıkın işin içinden…
--//--
Önceki gün Nuri Kurtcebe’nin internette bir yazısı çekti dikkatimi.
Yazının son bölümü aynen şöyleydi,
Güncel olduğu için alıyorum köşeme:
“Yıl 23 Nisan1920… Mustafa Kemal TBMM’ni açmış. Tarihe Diktatör olarak geçmemek için Meclis’ten Başkomutanlık kararı bekliyor. Mustafa Kemal her konuşmasında laiklikten söz ediyor. Meclis’te çatlak sesler yok mu? Olmaz mı? Bu günkü zırtabozların hem de ağababaları var… Bunlardan biri Mustafa Kemal konuşurken ayağa fırlar. Paşam, paşam diyerek Mustafa Kemal’in sözünü keser. Buyurun der eşsiz kahraman… İsmail’in ağababası bağıra bağıra konuşur:
“Paşam paşam… Tutturmuşsun bir laiklik diye. Nedir bu laiklik?”
Mustafa Kemal bu milletvekiline şu yanıtı verir:
“Laiklik din ile devlet işlerini birbirine karıştırmamaktır.
Laiklik adam olmaktır…
Oturunuz yerinize” demiş.
Bu tarihi olayı anlattıktan sonra,
Yazar Kurtcebe sormuş:
“Bilmem anlatabildi mi?”
Evet anlayanlar anladı da.
Sıra işi, anlamak istemeyenlerde…
Bakalım bu gidişe, onlar ne diyecekler?
--//---
Önceki gün gördük…
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yorumlarına tepkiler çığ gibi, geldi.
“Laiklik kalksın… Dindar Anayasa gelsin” diyen Kahraman’a karşı çıkan çıkana…
Bekleyip göreceğiz…
Bu işe “Eski topraklar” nasıl yorum getirecekler?..
Sayın Kahraman bundan sonra yaptığı yorumlarına nasıl bir şekil verecek?
Günlerin getirdiği
Ertuğrulgazi’yi bir de şimdi görün
Dinçer Gerek’i sosyal demokrat yapısı içinde çalışırken yıllardır tanırım… Koşar koşturur, sosyal demokrasi için atılan her adımın yanında olur. Önceki gün karşılaştığımızda dedi ki “Tepebaşı Belediyesi’nin Su Sporları Merkezi’ne davet etsem gelir misin?” Gelirim dedim… Ve, yanıma çalışma arkadaşlarım Osman Cemoğlu ve Murat Dağtekin’i de alarak Ertuğrulgazi Mahallesi’nde ki “Su Sporları Merkezi’ne gittik. Ve yanımızda Kemal Tartıcı, Dinçer Gerek olduğu halde ilkin kurumun sorumlusu Burcu Çelik ile konuştuk. Ardından kurumu gezdik. Gerçekten gördüğümüz manzara harika idi. Kadınlar, gençler, çocuklar pırıl pırıl havuzlarda yüzüyorlardı. Orta yaşlı bir hanıma “Sen de mi yüzüyorsun?” dediğimde “Evet ben de yüzüyorum. Yüzme sayesinde şekerim düştü. Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’a ne kadar teşekkür etsem azdır. Her gün geliyor ve yüzüyorum” yanıtını verdi. Su Sporları Merkezi deyim yerindeyse “bir okul olmuş”, Burcu Çelik öyle dedi. Şehrin en uzak semtlerinden insanlar geliyormuş merkeze… Dikkatimi çekti. Su Sporları Merkezi’nde tatlı bir disiplin var. Çalışanlar ve yüzme için gelenler bu tatlı disiplin içinde işlerini yapıyorlar… Kurumun sorumlularından Kemal Tartıcı diyor ki “Biz insanlara hizmet için koşuyoruz. Verdiğimiz hizmet takdir edildiğinde de mutlu oluyoruz… En büyük desteği Başkanımız Ahmet Ataç’tan görüyoruz. Buraya yüzmek için gelenlerin oturup dinlenmeleri için salonlar açtık… Tatlı bir disiplin içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Tepebaşı Belediyesi Su Sporları Merkezi için Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı kutluyorum. Bölgeye güzel bir merkez kazandırmış. Ayrıca Ataç’ın izlediği politikaya göre çalışan tüm personele de kolay gelsin diyorum… Bir vatandaşın dediği gibi “Önemli olan halkın ihtiyacını yerinde görmektir.” Tepebaşı Belediye Başkanı bunu görerek “Su Sporları Merkezi’ni açmıştır.” Diyorum ki “mutlaka gidip görün bu merkezi. Görün ki, Ertuğrulgazi Mahallesi nasıl şenlenmiş…”