TRT Spor’daki canlı yayında söylemişti:
“Eskişehir’de öyle bir yerel basın var ki, insana dilini yutturuyor!..”
…….
Bu sözlerini 2015’in22 Mayıs’ında dile getirmiştik…
Yine TRT Spor’daydı Mesut Bey ve ortalığı topa tuttu…
Hele maçtan hemen sonra yaptığı konuşmayla gündeme oturdu…
Kendi deyimiyle…
“Bu kez o bize dilimizi yutturdu!”
Haklıydı ama ünlü sözdür:
“Öfkeyle kalkan zararla oturur…”
…….
Rakip Fenerbahçe idi…
İyi de mücadele ettik…
Ama şu gerçeği de bilelim ki, bu maçı “Samet Aybaba” bile “yok!” saymıştır…
Hani, “Ya tutarsa!” hesabıyla çıktık…
“Bu Fener, bizim rakiplerimizi de yener…”
Önemli olan, aynı işi Eskişehirspor’un da yapması…
“İşte ilk durak Sivas…”
…….
Tesadüfe bakın ki, geçen yılki Sivasspor maçından hemen sonra “Amigo Orhan” yorumlamıştı:
“Korkmayın, ışık göründü…”
“Orhan abi”, tünelin ucundaki ilk ışığı görürken, “Rıdvan Dilmen” de üstüne basa basa söylüyordu:
“Süper Lig’in en zayıf halkası Eskişehirspor…”
Ama yırttık!
…….
Önümüzde yine bir Sivas deplasmanı var…
“6 puanlık bir maç…”
İki demiryolu kentinin takımı için uzun bir tünel gibi…
“Aynı ışığı yine görebilir miyiz?”
Gidin, alın ordan 3 puanı da…
“Yutturun dilini o hakeme!..”
******
Bana sen mi vurdun?
Temel pazarda dalgın yürüyormuş...
Çevresindeki esnafı seyrediyor, ona buna bakıp eğleniyormuş...
Tam bu anda, ensesine bir tokat gelmiş!
Tökezlenmiş, birkaç adım sendeleyip toparlandıktan sonra arkasına dönmüş.
Ne görsün?
Kendinin iki katı bir adam!
Biraz yutkunduktan sonra sormuş:
“Bana sen mi vurdun arkadaş?”
Adam şöyle bir gerinmiş ve “Evet… Ben vurdum lan, ne olacak?” demiş...
Temel, boynunu bükerek yine sormuş :
"Şeyyy! Şakadan mı vurdun, ciddi mi?”
Adam yine gerinmiş:
“Ciddi vurdum lan!”
“Ohhh beee!. Şimdi rahatladım” demiş Temel:
“Şakadan hiç hoşlanmam da!”
Aslanın eşi
Aslanla boğa hoş sohbet ederken, boğa birden eve gitmek isteyen aslanın damarına basmış:
“Amma da kılıbıksın yahu!”
Aslan içini çekerek, “Doğru söylüyorsun ama” demiş:
“Beni evde dişi bir aslan bekliyor, inek değil!”
******
Gerilim
Türkiye’nin en büyük sorunu fiilen aşırı güçlenmiş olan siyasal iktidar ve bu durumun doğurduğu güçlerin tek elde toplanmış olmasıdır…
Ali Sirmen
Kıssa-dan
Şiir, yaşamlarına elektrikli sandalyede son verilen “Rosenberg”lerin anısına ithaf edildiğine göre, ikincisi de olmalı…
Ataol Behramoğlu
Günün Sözü
Türkler 20. yüzyılda bir imparatorluğun çöküşünü kazasız belasız atlattı ve istikrara kavuştu. Ama bugün çok ciddi olarak, bir tek parti devleti olmak riskiyle karşı karşıya…
Jason Goodwin
Günün Sorusu
“Gazeteler bitiyor mu?”
Bir dönem de böyle düşünceler oldu. Ancak görünen o ki, gazeteler yok olmayacak…
Doğan Satmış
Günün İncisi
Gerçek zaten vardır, yalanı icat gerekir…
Georges Braque
Cuk
Dalkavuk ve yalaka liderlerin gizli düşmanıdır…
Rahmi Turan
Günün Balı
Maçlarda köpükle sınır çizersen, sınırlar kalkmaz kardeşim…
Balthör
Günün Şiiri
Büyük bitki
En olmayacak güneşlerde
Senin parmaklarını tutuşum
Bir masa kalkar ayağa öyle
Dudaklar oynar gider, uçarılık rüzgarı
İki kişiyiz şunun şurasında
Durup seni sevmem
Senin beni sevmen bu ışık dünyasında
Nasıl anlatayım o aşklı mantonu
O uçuşunu saçların
Birdenbire bir su zambağı mavisi
Ellerinin bir yeniliği
Bir otobüs deniz kıyısınca gider
Hep o seviştiğimiz günlerde
Bir eski yalı içinde udlar
Hüzzam makamında nasıl öyle güzel...
Yekta Güngör Özden (Varlık-1958)
******
Sevgili Hitler’imiz
Aydın Boysan’ın “Haydi Dostlar” adlı kitabından:
-Naziler döneminde "Hitler" saygısı öylesine abartıldı ki, Almanlar birbirlerine "İyi günler" bile demeyip "Heil Hitler", yani “Yaşasın Hitler” demeye başladılar.
O sıralarda devletin en üst kademelerinde bulunan iki kişi, birbirine takılıyor…
"Goring", Propaganda Bakanı “Goebbels"e görüş bildiriyor:
-Bu kadar propagandaya karşın hala birbirine "iyi günler" yani “Guten Tag” diyenler var.
Öteki yanıt veriyor:
“Sevgili Hitlerimiz yaşadıkça artık iyi günler söz konusu olamaz!"
******
Nazım’ın Tatar çevirmeni
"Tozan Alkan", Nazım'ın Fransızca kadar Rusçayı da çok iyi bildiğini şu anekdotla dile getiriyor:
-Moskova'daki bir toplantıda, Nazım Türkçe konuşmaktadır. Çevirmen Tatar'dır. Bir sözü doğru çevirmez. Nazım onu durdurur. Mikrofonun karşısına geçerek Rusça konuşur:
- Çevirmen doğru çevirmedi. Ben dedim ki, "Benim eziyet çekmiş Türk halkım" ama o eziyet çekmiş sözünü çevirmedi...
Bursa’da Nazım Hikmet Belgeseli…
“Nazım Hikmet”, 114. doğum yıldönümünde çeşitli illerde ve çeşitli etkinliklerle anılıyor…
Bunlardan biri de Bursa’da yapıldı…
Bu etkinliğe katılan Tepebaşı Belediyesi Basın Müdürü ve şair yazar arkadaşımız “Rahmi Emeç”ten edindiğimize göre, Bursa tarihi bir gün yaşamış…
Büyük şairin “Bursa Yılları Belgeseli” büyük ilgi görmüş…
Yazar “Sadık Aslankara”nın yönetmenliğinde ve “Güney Özkılınç”ın kitabından da yararlanıp hazırlanan belgeselde, şairin Bursa Cezaevi anıları dile getirilmiş…
Ressam “Balaban” ve zamanın cezaevi müdürünün torunu da Bursa’ya gelmişler…
“Nilüfer Belediyesi”, “Nazım Hikmet Kültürevi”ndeki etkinliklerde, Nazım’ın o zamanki eşi “Piraye Hanım”ın adı verilen cafe de ayrı bir renk vermiş etkinliklere…
Rahmi’den öğrendiğimiz bilgiye göre, belgesel Haziran ayında Eskişehir’de de gösterime sunulacak…
Emeç, Nazım’ın ölüm yıldönümündeki etkinlikler için, Tepebaşı Belediyesi olarak şimdiden hazırlık yaptıklarını da dile getirdi…
******
Günün Olayı
Turizm Bakanı, “Turistler korkmadan gelsin” diyor. Teröristten korkmayabilirsiniz. Ama teröristleri protesto edenlerin saldırıya uğradığı bir ülkeden korkmamak mümkün mü?
Akif Kökçe
Günün Biberi
İnsafsız ve izansız terör örgütünün şehirleri vuracağını bile bile inadına kışkırttık.
Bizi IŞİD’in üzerine PKK’nın elini rahatlatmak için itmiş olanlar… Başardılar.
Melih Aşık
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...