MHP Bilecik Milletvekili, eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Bahattin Şeker başta olmak üzere Eskişehirspor Kulüp Başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yapmış ileri gelenleri kırmızı-siyahlı kulübün içinde bulunduğu maddi sıkıntıya çözüm bulmak için bir araya gelmişler.
‘Maddi olarak nasıl kaynak yaratılabiliriz’ dışında kötü gidişatın da durdurulması konusunda neler yapabiliriz konusunda fikir alışverişi de yapmışlar.
Özellikle son günlerde Eskişehirspor’un hem maddi hem de ligde zor günler yaşamasıyla kamuoyunda birçok dedikodular dolaşmaya başladı.
‘Halil Ünal yönetim oluşturuyor’, ‘Nebi Hatipoğlu Eskişehirspor kongre üyelerinden imza toplayarak devre arasında olağan üstü genel kurul yapılması için gerekli yerlere başvuracak’, ‘Olağan üstü genel kurul kararı aldırıp kulübe maddi destek verecek Eskişehir ve Eskişehir dışından isimlerle karma bir yönetim oluşturulacak’ gibi dedikodular çıkartıldı.
Bu oluşumun amacı yıkmak değil, destek olmak. Eskişehirspor’a destek olmak için bir araya gelenlerin hiçbiri, bu aşamada olağan üstü genel kurul yapılması taraftarı değil. ‘Nasıl katkı verebiliriz. Eskişehirspor’a maddi kaynak yaratarak ara transfer dönemimde takıma direk katkı sağlayacak isim yapmış futbolcu transferi yapılmalı’ arayışı içerisinde.
‘ESKİŞEHİRSPOR SAHİPSİZ KALMAZ’
Bu dedikodular üzerine Eskişehirspor Kulübü eski Başkanı Halil Ünal’a telefon ettim.
‘Bir İstanbul gazetesinde sizin yeni bir yönetim oluşturma çalışmaları yaptığınızı yazdı. Böyle bir girişiminiz var mı? Şu anda yönetim görevde ve başkan istifa etmeyeceklerini söyledi. Olağan üstü genel kurul mu yapılacak veya kulübü olağanüstü kongreye götürecek bir çalışma mı var?’ diye sordum.
Kendisinin yeni bir yönetim kurulu oluşturma gibi bir çalışması olmadığını, ancak mevcut yönetimin başarısızlığının ortada olduğunu, mevcut yönetim istifası halinde geçmişteki gibi kulübün anahtarının valiye, belediye başkanına teslim edilme günlerinin geride kaldığını söyledi.
‘Eskişehirspor Kulübü sahipsiz kalmaz. 700 bin nüfuslu şehir Eskişehirspor’a sahip çıkar’ diyerek sözlerini tamamlamıştı.
ALTERNATİF YÖNETİM DEĞİL
Bazı Eskişehirspor Kulübü yöneticileri, ‘Eskişehirspor’a mali kaynak sağlayalım’ diyerek bir araya gelen eski başkan ve Eskişehir’in ileri gelenlerinin alternatif yönetim oluşturdukları şeklinde sözler söylendikleri kulaklarına geldiğini söyleyenler var.
Kulübe kaynak yaratmak arayışı içerisinde olanlardan birkaç isimle konuştum. Dışarıda dolaşan dedikoduları paylaştım kendileriyle.
‘Biz alternatif bir yönetim değiliz. Amacımız tamamen hem maddi anlamda nasıl katkı sağlayabiliriz, nasıl kaynak yaratabiliriz. Ligde zor günler geçiren Eskişehirspor Kulübünün alt sıralardan kurtulması için neler yapabiliriz. Bunun için kafa yoruyoruz. Mevcut yönetim ile bulduğumuz alternatifleri paylaşacağız. Gizli saklı bir şey yapmıyoruz. Eskişehir’de Es-Es için birlik-beraberliği oluşturmak gayreti içerisindeyiz’ dediler.
YEDEKLERİ HESABA KATMAMIŞLAR
CHP İl Başkanı Nihat Çuhadar ile istifa eden 8 yönetim kurulu, kendilerinin istifaları ile yönetim düşeceğini hesap etmişler.
Tüzüğün 43. Maddesi,’Yönetimin 3/2’sinin boşalması halinde veya aynı gün yarıdan bir fazlasının istifası halinde yönetim düşer’ diyor.
CHP İl Yönetimi 21 kişiden oluşuyor. İl başkanı ile 8 kişinin istifası ile toplam 9 kişi yönetimden ayrılmış oluyor. Geriye 12 kişi kalıyor. Yedek listesinde ise 3 kişi var. Bu üç kişi de asıl yönetime davet edilmesiyle yönetim kurulundaki isim sayısı 15’e yükseliyor. Böylelikle yönetimin 3/2’si boşalmamış oluyor.
İşte 8 yönetim kurulu üyesi ile birlikte istifa eden İl Başkanı Nihat Çuhadar, yedek listesinde yer alan 3 ismi hesaba katmadıkları için CHP İl Yönetiminin görevden düştüğü hesabı yapmışlar.
Nihat Çuhadar yıllardır siyasetin içerisinde. DSP’de İl Başkanlığı, CHP’de yönetim kurulu üyelikleri yaptı. Tüzüğü nasıl bilmiyor veya yedekleri nasıl hesaba katmıyor anlamış değilim.
Herhalde son yaşananlar kendisine ders olmuştur.
Neden, neden, neden?
Neden bozulan otobüsün yolcuları bizim otobüsümüze aktarıldığında onlara mülteciymişler gibi bakarız?
Neden lokantalarda, "Sabahları sıcak çorba bulunur" yazar? Çorba aslında soğuk mu içilir, sıcak çorba bir farklılık mıdır?
Neden otobüste falan insanlar bir siren sesi duyunca toplu halde sesin geldiği yere bakarlar? Giden aracın ambulans, itfaiye ya da polis aracı olduğunu öğrenmek insana ne kazandırır?
Neden her gördüğümüz haritada hemen Türkiye’yi bulmaya çalışırız? Millet olarak Dünya’da kaybolma kompleksimiz mi vardır?
Neden insanlar birbirlerine sarılınca sağ-sola sallanırlar?
Neden öğrenciler ilkokul 4’cü sınıfa hatta ortaokul 2’ci sınıfına kadar öğretmene "öğretmenim" diye seslenirken üçüncü ve dördüncü sınıfta bir anda "hocam" diye seslenmeye başlarlar?
Neden sınavlarda "4 yanlış bir doğruyu götürür" seklinde bir uygulama ile öğrenciler cezalandırılırlar da "4 doğru bil, bir doğru da bizden" seklinde bir kampanya başlatılıp zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez?
Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıkınca kafalarını eğerler? Yağmura duyulan saygıdan mıdır yoksa ondan tırstığımız için midir?
Neden dükkanını kapatıp giden esnaf, kapıya "10 dakika sonra döneceğim" yazar, ne zaman gittiğini nasıl anlarız?
Televizyona çıkan insanlar neden kendilerini Türkiye`deki bütün insanların izlediğini sanırlar? Örneğin: Şu anda 70 milyon kişi bizi izliyor...
Neden gözlerinden öperim denir? İnsan vücudunda öpülecek daha uygunsuz bir yer var mıdır? Kimse kimseyi gözünden öpmüş müdür?
Düğünlerde neden "Dom Dom Kurşunu" ile göbek atılmaktadır. "Bir avcı vurdu beni, bin avcı beni yedi" gibi sözler esliğinde kendinden geçen başka milletler var mıdır?
Neden bazı kadınlar hem dizin üstünde butları ortada bırakan mini etek giyip oturunca sanki sünüp dizlerine kadar gelecekmiş inancıyla mı eteklerini çekiştirirler?
Neden bazı kızlarımız şirin bir hayvan cağız gördüklerinde "inanmıyorum!" derler, inanılmayacak olan nedir?
Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur?
Evet, bu sorular uzayıp gider.
Bunlar her gün çevremizde görüp alışık olduklarımız.
Ama şimdiye kadar bunların neden neden neden yapıldığını, söylendiğini acaba hiç sorguladık mı?