Eskişehir’in en sevimli mahallelerinden biriydi Ertuğrulgazi. Müstakil evleri, renkli bahçeleriyle yanından gelip geçenleri özendirecek kadar iç açıcıydı. Ancak son birkaç senedir Ertuğrulgazi Mahallesi için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Mahalle YHT projesi nedeniyle adeta tecrit edilmiş, dışlanmış durumda. Ve sorunları saymakla bitmiyor.
“YHT Alttan geçseydi, bunlar olmayacaktı”
Şayet YHT projesi en başta dile getirildiği gibi alttan, tünelden geçerek gitmiş olsaydı belki bu sıkıntıların hiç biri yaşanmayacaktı. Ancak değişen ve daha önceden yüzeye çıkan YHT projesi mahalleyi, alt, üst yaya geçitleri, bulvarlar ve köprülerin altında tam bir yarı açık cezaevine çevirdi. En azından yaya geçitleri gerçekten faydalı olsun diye düşünülerek yapılmış olsaydı sıkıntılar bu kadar hissedilmeyecekti ama işler öylesi gelişi güzel yapılmış ki mahalle sakinleri isyanlarında son derece haklı.
Keşke yetkililer bir kere deneseydi
Malum projeye imza atan herkes bununla gurur duyuyor, övgüler diziyor ve yapılan hizmetin, yatırım bedelinin büyüklüğünden bahsediyor. Peki, bu projeyle övünen İktidar temsilcilerimiz acaba bu mahallede yaşamış olsaydı, bu geçitleri birkaç kere kullanmış olsalardı ortaya böyle bir iş çıkar mıydı? Ya bu kadar gurur duyar mıydı merak ediyorum.
Müteahhit firma denetlenmiyor mu?
Yayalar için alt geçit, üst geçit yapıyorsun, yanına bisikletler, pazar arabaları, engelli araçları için rampa da yapmışsın. Görünüşte iyi, hoş, güzel ne kadar düşünceli diyor insan. Peki, o daracık rampa da 2 tane bisiklet, ya da engelli arabası karşı karşıya gelirse nasıl geçecek hiç düşünmedin mi? Hayır yol tek yön olsa anlayacağım sorun değil deyip geçeceğim ama karşılıklı geliş gidiş için yapılmış. 2 insan yan yana zor yürür. Üstelik 15 metrelik düz mesafeyi 3 tur dönemeç ile 45 metre yapan zihniyet cidden düşünmemiş mi, bu yolda 2 bisiklet ya da engelli arabası karşı karşıya gelir ise ne yaparlar diye? Hadi o düşünmedi diyelim. Projeyi onaylayan, denetleyen bununla gurur duyanların da aklına gelmedi mi bu basit gerçek?
Kime dokunsak bin ah işitiyoruz. Mahalle sakinleri kaderine küsmüş olacak ki, bu işin düzeleceğinden ya da birilerinin çözüm için uğraşacağından zerre kadar umutlu değil ve kaderine çoktan teslim olmuş durumda. Alt geçidin su giderinin bozuk olduğu için gölcük oluştuğunu ve akşamları lambaların yanmadığını söyleyen sakinler, bu alt geçidin adını korku tüneli koymuş. Yakışmışta açıkçası. Çünkü bu haliyle pek altgeçit gibi durmuyor. Geçtiğimiz günlerde bu alt geçitte bir emeklinin parasının gasp edildiğini de dip not olarak ekleyelim satırlarımıza.
Üst yaya geçidi derseniz onunda farkı yok. Ucube diye adlandırılan heykeller gibi bomboş ve kıpırtısızca duruyor ama onlar gibi anlamlı değil. Çok basamaklı, çok dik ve kullanışsız. Karşıdaki pazarı kullanmak isteyen mahalleli bırakın Pazar arabasını, kendini bile zor çıkarıyor. Hatta çıkaramadığı için kullanmıyor. Zira herkes biliyor ki nüfusun çoğunluğu yaşlı, emekli vatandaşlardan oluşan bir mahalleden bahsediyoruz. Asansörün lüks değil ihtiyaç olduğunu anlamamakta direnenlere hatırlatmak lazım bu gerçeği.
Daha ulaşım ile Otobüs, dolmuş ile ilgili sıkıntılar var ama onları ve diğerlerini de başka bir yazıya bırakalım. Görünen o ki Ertuğrulgazi Mahallesi daha çok kez haber ve yazılarımıza konuk olacak.
Hatta bu gidişle mahallenin ismi de değişecek. Ertuğrul’u çıkacaklar Gazi kalacak. Çünkü Mahalle bu haliyle “ne şehit oldu ne gazi” deyimine doğru yol almakta bizden söylemesi.