Ersun; Yanal mı yoksa Yalan mı?

Ne yalan söyleyeyim, başarıyla yol alan bir teknik direktörün yani “Skibbe” nin sezon ortasında istifa etmesine ne kadar üzüldüysem şok yaratan bu boş

1 Nisan 2013 19:44
A
a
Sütiş Eskişehir
Ne yalan söyleyeyim, başarıyla yol alan bir teknik direktörün yani “Skibbe” nin sezon ortasında istifa etmesine ne kadar üzüldüysem şok yaratan bu boşluğun “Ersun Yanal” ile doldurulmasına o nispette sevinmiştim…
Türkiye’ nin bilinen bir ismiydi. 1998 Yılından başlayarak Denizlispor, Ankaragücü, Gençlerbirliği, A Milli Takım, Vestel Manisaspor ve Trabzonspor gibi takımları çalıştırmıştı…
Futbolda bilimi ön planda tutuyor, futbolun hemen her safhasında bilimsel yöntemleri kullanmaya özen gösteriyordu…
Özellikle hücum futbolunu benimseyen bir mantaliteye sahipti. Gençti, umutluydu ve başarıya açtı…
Futbol kamuoyunun ve medyanın da rüzgârını arkasına alarak 2000 Yılından sonra parlamaya başlayan genç teknik direktörlerin adeta çağdaş bir prototipi olmuştu…
Sadece futbol adamı değil iyi bir demagog aynı zamanda söylev ustasıydı…
Çalıştırdığı takımlarda kısa süreli başarıları da yakalamıştı ama portföyünde hala Yeni Salihlispor ile kazandığı Afyonkarahisar Çay Belediyesi “Kaymakamlık Kupası”ndan başka bir onur ödülü yoktu…
Hakkında sıkça söylenen “Çalıştırdığı her takımda iyi başlangıç yapar ancak sonunu getiremez” tümcesi boynundaki asılı yaftanın neredeyse ilk maddesini oluşturuyordu…
Giderek egosu büyüyor futbol anlayışı ve başarısı ise küçülüyordu…
Hatta Ekşi sözlüğün bir yerinde kendisi için aynen şöyle yazıyordu; “Bu güne kadar gittiği hiçbir yerden zamanında ve düzgün ayrılmamıştır. Ya kaçtı ya kovuldu”…
Sanki Eskişehirspor’ da ki görevinde de tarih tekerrür edecek gibiydi…
O prese dayalı, ayağa pas yapan yüksek tempolu ve bol gollü galibiyetlerle tribünleri coşturan Eskişehirspor gitmiş, üç puanı unutan, oyun disiplininden giderek uzaklaşmış, sistemsizliği adeta sistem haline getiren, amaçsız, ruhunu tatile göndermiş bir kasaba takımı gelmişti…
Son haftalardaki maçlarda özellikle oyunun son bölümlerinde 85- 90’ ncı dakikalarda yaptığı taraftarı çileden çıkaran değişiklikler şaşkınlığın ve aczin dışa vurumu değil de neydi!
Onca başarısızlığa rağmen yine de zevahiri kurtarmada ki becerisi oldukça yüksekti. Kötü sonuçları bazen şanssızlıkla yorumluyor bazen de futbolcuların üzerine yüklemekte bir sakınca görmüyordu…
Ancak deniz bitmiş artık kara görünmüştü. Önünde hedef olarak son şansı olan “Ziraat Türkiye Kupası” kalmıştı…
Ortaya konan futbol söz konusu kupa için beslenen umutları da silip süpürüyordu…
Belli ki sözleşmesindeki özel maddelerle kendisini güvence altına almıştı…
Belki ilk kez ayrılık rüzgârlarının esintisi, veda sürecinin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı…
Ancak bu kez yalnız değil, arkasında özenle durmaya çalışan “Halil Ünal” ve Yönetimini de götürecek gibi.
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi