Erdoğan, Büyükerşen'e sorabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Çiftçiye bedava elektrik vereceğiz" sözünü eleştirmiş ve konuyu Eskişehir'e de getirerek "...çiftçilerimizin yoğun elektrik kullandığı Hatay gibi, Adana gibi, Antalya gibi pek çok şehir sizin belediyelerinizin yönetiminde bakınız. Daha İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir'i saymıyorum. Yapın elektriği bedava, elinizi tutan mı var?" ifadelerinde bulunmuş. Öncelikle şunu belirtelim; bu dünyada palavranın dışında hiç bir şey bedava değil. Eskişehir'in ürettiği elektrik de bedava değil. Ayrıca Eskişehir'i Kemal Kılıçdaroğlu yönetmiyor; Yılmaz Büyükerşen yönetiyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Çiftçiye bedava elektrik vereceğiz" sözü, kendisini bağlar. Üstelik çiftçimiz için de olsa elektriğin bedava verilmesi çok yanlış bir şey. Çünkü elektriği iyi amaçlı da olsa bedava dağıtmak, enerji israfına yol açar. Bizim su ve enerjiyi iktisatlı kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. İşte küresel ısınma ortada. Şimdi gelelim Tayyip Erdoğan'ın "Daha İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir'i saymıyorum. Yapın elektriği bedava, elinizi tutan mı var?" sözüne. Hatırlayacaksınız geçenlerde AK Parti'nin Eskişehirli yöneticileri de benzer bir açıklamada bulunmuşlardı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi neden mi elektriği bedava vermiyor? Recep Tayyip Erdoğan yaptırdığı köprülerden vatandaşlarını neden bedava geçirtmiyorsa, işte o yüzden... İzah edelim; Sonuç olarak Sayın hükûmetimiz yaptığı ve övündüğü köprülerin ekseriyetine cebinden para vermedi. Bunlar bir takım yatırımcılar tarafından yapıldı ve doğal olarak o yatırımcılar da köprüden geçenlerden para alıyor. İşte aynı şey Eskişehir için de geçerli. Eskişehir'de çöpten elektrik üretiyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Darısı AK belediyelerin de başına. Üstelik bir belediyenin elektrik üretmesi de çok ama çok zor bir şeydir. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul Belediye Başkanı olduğu zaman benzer bir icraatı gerçekleştirememişti. Bu işi başaran Yılmaz Büyükerşen'e "Vallahi ben beremedim, siz nasıl başardınız Hocam?" diye bir telefon açarsa, Sayın Yılmaz Büyükerşen'in öğrencisine anlatır gibi tane tane Erdoğan'a anlatacağından şüphem yok. Bu arada aklıma gelmişken sorayım; Bir ara Cumhurbaşkanı bir whatsapp grubu kurmuş, CHP'li – AK Partili ayrımı yapmadan bütün Büyükşehir Belediye reislerini o gruba dâhil etmişti. Sahi ne oldu o iş? Grup devam ediyor mu? Cumhurbaşkanımız ve belediye başkanlarımız birbirlerine alkış, baş parmak veya mutluluk gözyaşı emojisi gönderiyor mu? Aklıma gelmişken sorayım dedim de... Her neyse biz konumuza dönelim. Eskişehir'de çöpten elektrik üreten o santrali özel bir şirket kurdu ve – müsadenizle – yaptıkları yatırımın da karşılığını almaları gerekiyor. Üstelik elektrik üretmek de hiç öyle ucuz bir şey değil. Hatta bu işlerin ne kadar pahalı olduğunu, bizzat kendi damatlarına sorabilirler. Albayrak sayesinde dünyanın en pahalı elektriklerinden birini kullanıyoruz ne de olsa. Bir dönemin enerji bakanı Berat Albayrak, Türkiye'deki satış garantili enerji ihalelerinin mimarı sayılır.

Boğazın kralları
BKŞ olarak bilinen Boğazın Kırmızı Şimşekleri Derneği sadece Eskişehirspor'a sahip çıkarak sorumlu taraftar olmanın örneklerini sergilemiyor. Onlar aynı zamanda soroumlu vatandaş olmanın en güzel örneklerini de veriyor. Boğazın Kırmızı Şimşekleri son olarak evsiz – barksız yurttaşlarımıza yemek dağıtarak göz doldurdu. Ortalamanın üstünde bir esnaf lokantasında bulunacak kadar kaliteli menüler dağıtan BKŞ yöneticilerini tebirk ederiz. Yardımda bulunanlardan Allah razı olsun.

Çetin'in unutulan görevi
Odunpazarı Kent Konseyi'nin düzenlemiş olduğu "Güncel Dış Politika" söyleşisi için Eskişehir'e gelen Eski CHP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Yılmaz Büyükerşen'i de ziyaret etti ve Eskişehir'in müstesna bir kent olduğunu vurguladı. Böyle dışarıdan gelen misafirlerimizin hakkımızda söylediği övgüler, ziyadesiyle mutlu olmamızı sağlıyor. TBMM Başkanı da olan Çetin'in Afganistan NATO Sivil Temsilcisi olduğunu çok az kişi hatırlıyor. Bir nevi NATO'nun Afganistan Valisi gibi çalışan Hikmet Çetin, Türk Dışişlerinin "Devlet" olduğu zamanları temsil eden saygın bir isim. Sarayın vehimleri, kaprisleri veya ihtiraslarıyla değil de, Devlet olmanın aklıyla dış politikanın yönetilmesine hasretiz. Keşke Hikmet Çetin gibi isimlerden yine olsa...