Size bir sır vereyim; CHP'liler geceleri gizlice buluşup domuz eti yiyerek Kur'an – ı Kerim'leri yakmıyor.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı'nı ziyaret etti. Çağdaş memleketlerde bu tip ziyaretlerin büyük bir haber değeri yoktur. Çünkü bu tip nezaket ziyaretleri normal karşılanır. Fakat bizim ülkemizde 'normal' olan siyasetçilerin birbiriyle kavga etmesi olduğu için durum değişiyor.
Bir parti, rakibini 'terörist' olmakla itham edebiliyor ve bu durum Türkiye'de normal karşılanıyor. İtham edilen parti ise muhatabını, 'Rüşvetçi ve yağmacı' olarak suçlayabiliyor ki, bu da normal karşılanıyor.
Size bir sır vereyim; CHP'liler geceleri gizlice buluşup domuz eti yiyerek Kur'an – ı Kerim'leri yakmıyor. AK Partililer de bakire kızların kalbini çıkartarak, şeytana adaklar sunmuyor. Aynı şeyler MHP'li ve İYİ Partililer için de geçerli. Partilerimizde çalışan bütün politikacılar ülkelerinin ve halklarının iyiliğini düşünüyor. Elbette her partinin içinde 'Şahsi menfaatlerini' ön plana koyanlar çıkıyor. Ancak genel olarak hiçbirimiz bir diğerinin düşmanı değiliz. Hepimiz aynı geminin içinde bulunan kardeşleriz; inanmayın böyle palavralara...
AK Parti İlçe Başkanı Avukat Ali Acar, meslektaşı Kazım Kurt'a nazik ziyareti için teşekkür ettikten sonra, "Odunpazarımızda vatandaşlarımızın menfaatleri adına atılacak her adımda istişare etmek süretiyle destek olmaya hazırız. Alınan her karar neticesinde kazanan Odunpazarı olmalıdır" ifadelerinde bulunmuş. Ziyareti yapanlara da, misafirlerini Türk töresi gereği ağırlayanlara da selam olsun...
O çukurda batıyoruz
Sivrihisar'ın Afyon – Konya sınırına yakın bir bölgesinde 7 metre çapında ve 17 metre derinliğinde devasa bir çukur oluştu. 17 metreyi gözünde canlandıramayanlar olabilir. Şöyle 5 katlı bir apartman büyüklüğünde diyelim...
Tarlanın sahibi olan ve aynı zamanda köy muhtarı olan Mehmet Çimen, vatandaşların bu çukura düşmemesi için, kendince bir takım önlemler almış. Sayın Çimen aynı zamanda gazetecilere, "Sadece bizim mahallemizde olan bir durum olmadığını öğrendik. Örneğin yakınımızdaki Sığırcık Mahallesi'nde de bu tarz obruklar var. Sebebinin ne olduğunu henüz bilemiyoruz" demiş. Pek çok kişi Muhtar Mehmet Çimen gibi bu obrukların neden oluştuğunu bilmeyebilir. Fakat ben sebebini söyleyeyim; bu çukurlar bilinçsiz sulamadan kaynaklanıyor. Bizler dünyadaki kaynakların sınırsız olduğu yanılgısından kurtaramadık kendimizi. Yer altı sularını da istediğimiz gibi kullanacağımızı zannettik. Şimdi o yeraltı suları kuruyor ve yerine işte böyle devasa çukurlara bırakıyor. Mehmet Çimen çukurun etrafını taşlarla çevirerek, bir kazanın olmasını engellemiş. Fakat aslında hepimiz o çukurların içine doğru yuvarlanıyoruz.
Peki suçlu kim? Ce Ha Pe zihniyeti veya A Ke Pe zihniyeti değil, hepimiz suçluyuz. Tabiatı mahvedip istediğimiz gibi su kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Artık Türkiye'nin ciddi bir su sorunuyla karşılaşmak üzere olduğunu idrak etmemizin zamanı geldi.
Hükümet doğrusunu yapmış
AK Parti Hükumeti'ni özellikle de eğitim politikaları nedeniyle kıyasıya eleştiriyoruz. Önceden yaptığımız eleştirilerin arkasındayız elbette. Ancak aynı hükumetin doğru bir adım attığı zaman da takdir edilmesi gerekir. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayınlayarak, okul kantinlerinde bazı besin maddelerinin satılmasını yasakladı. Şekerli ve gazlı içeceklerin yanı sıra, yine zararlı olduğunu bildiğimiz cipsler ve çikolata gibi gereksiz kaloriyle doldurulmuş besin maddeleri çocuklarımıza satılmayacak. Hükumetimiz son derece yerinde bir karar alarak, çocuklarımızın sağlığını düşündüğünü göstermiş oldu. Kendilerini tebrik ederim. Burada "Şeker, en tatlı zehirdir" diyen Profesör Canan Karatay'dan bahsedecek değilim. Fakat artık hepimiz şeker ve zengin tahıllarla takviye edilmiş besinlerin faydadan çok zararı olduğunu biliyoruz. Biz büyükler için ciddi bir sorun yok. Hemen herkes neyin zararlı olduğunu biliyor. Artık zararlı besinlerden uzak durmak veya "Atın ölümü arpadan olsun" demek bize kalmış. Fakat okul çağındaki çocuklarımız için durum farklı. Onlar lezzetli ve parlak ambalajlarda satılan yiyeceklerin cazibesine çabucak kapılabilirler. Dolayısıyla çocuklarımızın sağlığı için önemli bir adım atan Milli Eğitim Bakanlığı'nı tebrik ederiz.