Geçen hafta içinde yenilebilir enerji kaynakları, ekolojik mimarlık, ekoloji, çevre konularında çalışanların gündeminde ve sosyal medya paylaşımlarında yaygın olarak paylaşılan bir haber vardı. Habere göre Avrupa Birliği ülkeleri içinde yenilenebilir enerji alanında öncü ülkelerden Portekiz’de Mart ayında yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik üretimi, ülkenin toplam elektrik tüketimini geçti. Buna göre, ülkedeki bol yağışlı ve rüzgarlı hava koşulları geçen ay hidroelektrik ve rüzgar santrallerinde üretimi artırdı ve Portekiz’de Mart ayında yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik miktarı 4 milyar 812 milyon kilovatsaate ulaştı. Söz konusu ayda ülkede toplam 4 milyar 647 milyon kilovatsaat elektrik tüketildi. Böylece geçen ay ülkede tüketilen elektriğin tamamı yenilenebilir enerjiden karşılandı.
Portekiz’de 9 Mart’ta başlayan süreçte, 70 saat boyunca tüm tüketim kesintisiz olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandı ve hiç emisyon üretilmedi. Öte yandan Portekiz Sürdürülebilir Karasal Sistem Birliğine göre, ülkede Mart ayında yenilenebilir enerji üretimi sayesinde 1.8 milyon tonluk karbondioksit salımı engellendi. Bu miktarın karbon piyasasında 21 milyon Avro’luk ödeneğe karşılık geldiği bildirildi. Ayrıca yılın ilk çeyreğinde Portekiz’de yenilenebilir enerji üretimi toplam tüketimin %61’ini karşıladı. Bu miktarın %31’ini rüzgar, %24’ünü hidroelektrik, %5’ini biyokütle, %1’ini ise güneş enerjisi santralleri oluşturdu.
Ülkemiz de güneş, rüzgar ve jeotermal enerji potansiyeli yüksek bir coğrafyada yer alıyor. Benim de temennim, en kısa zamanda ülkemizde son dönemde yenilebilir enerji üretimine verilen destek ve teşviklerin etkisiyle enerji üretiminde “0” emisyon değerine ulaşabilmek.
………………
Geçen hafta içinde Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinin ev sahipliğinde Türkiye Gençlik Vakfı TUGVA ve Anadolu Üniversitesi Yeniler Kulübü tarafından organize edilen Nabi hocanın “Kültür ve Siyaset” söyleşisine katıldım. “Milletvekilimiz sayın Prof. Dr. Nabi Avcı” demiyorum, zira biliyorum Nabi hocanın en önemsediği sıfat “hoca”lık sıfatı. Yılların tecrübesi ve entelektüel birikimiyle, hocamızın söyleşisi oldukça keyifli ve sürükleyiciydi. Söyleşinin sonunda bazı kitap önerilerinde bulundu. Bir kısmı Nadir Kitap’ta yer alıyor bu kitapların. Okumanızı ben de tavsiye ederim.
Ebubekir Kurban’ın Gariplerin Kitabı
John F. Kennedy’nin Cesaret ve Fazilet Mücadelesi
Roger Garaudy’nin İslamiyet ve Sosyalizm kitapları.
Nabi hocanın siyasete atılmak isteyenlere şöyle bir başka önerisi daha oldu.
“Eğer Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri” şiirini okurken gözleriniz yaşarıyorsa, siyasete atılabilirsiniz.”
Ne diyeyim, özlemişiz Nabi hocanın sohbetlerini, düzenleyenlerin eline sağlık. Hocamızı “hoca” kimliğiyle akademide daha sık görmek dileğiyle.