Önceki gün ES TV’de yayınlanan
Vaziyet’in konuğu, AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’dı.
Günay söz konusu programda merak edilen birçok konuya ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.
Birçok konu dedik ama kamuoyunun özellikle merak duyduğu dört konuya ilişkin açıklamaları sizlere aktarmaya çalışacağım.
Nedir o konular?
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi.
Eskişehir’in problemleri.
Alt belediyelerin kaldırılacağı iddiaları.
Millet İttifakı’nın bozulması.
*
Dilerseniz Eskişehir’in sorunlarından başlayalım.
*
Günay’a göre Eskişehir’in en önemli sorunları şöyle:
BAKANLAR DESTEK OLDU
- “İlk olarak şunu ifade edeyim. Merkezi hükümete bağlı bir takım şeyler yaşanıyorsa bunlar bize aktarılıyor, biz de ilgili bakanlarımızla temasa geçiyoruz. Sağ olsunlar her zaman çok büyük destek oldular ve sorunları çözüyoruz, verilerimizi götürüyoruz. Yani her bakanımıza ben buradan gerçekten çok teşekkür ediyorum. Dolayısıyla biz merkezi yönetimle ilgili her şeyi anında çözmeye çalışıyoruz.
ULAŞIM, YOL, SU, KAPALI PAZAR SORUNU
- Sahada dolaşırken en fazla karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi ulaşım. ‘Ulaşımla ilgili belli hatlarda niye toplu taşıma yok, tramvay niye yok’ gibi bir takım sorunlarla karşılaşıyoruz. Yol sorunu çok çok önemli. Biraz şehir merkezinin dışına çıktığımız mahallelerde yol sorunları var. İşte kapalı pazardan tutun bir takım yerel sorunlar var. Biz bazılarını ilgili belediyeye iletiyoruz. Vatandaşlarımıza da bu sorunların bizim yapabileceğimiz hizmet alanının dışında olduğunu ifade ederek ilgili belediyeyle iletişime geçmelerini tavsiye ediyoruz. Bir de bu sıralar bazı mahallelerde su sorunu oldukça gündemde. Bize de şikayet geliyor ve bu artık çok temel insani ihtiyaç. İnşallah bunlar bir şekilde hallolur.
BELEDİYELERİ ALARAK SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ
- Bütün bunlara baktığımızda biz Ankara’yla Eskişehir arasında bir köprü kurduk. Merkezi hükümetle ilgili olan tüm sorunları çözüyoruz. Ancak bakın yerel anlamda… Mesela dış ilçeler… Seyitgazi, çifteler gibi çeşitli ilçelerde yaptığımız toplantılarda insanlar şunu söylüyor. ‘Kışın yol sorunu nedeniyle çocuklarımız okula giderken çamura saplanıyorlar ve gidip traktörlerle şeylerle kurtarmak zorunda kalıyoruz’ diyorlar. Ve oralara biz bir şey yapamıyoruz ve bu durum bizi gerçekten üzüyor. Şimdi bu anlamda bizim hedefimiz yerel yönetimleri aldığımızda inşallah bu sorunlara çözüm bulmak ve ak belediyecilikle Eskişehir’i buluşturmak.”
*
Yerel seçimler yaklaştı.
Bununla beraber, önemsenmesi gereken ciddi bir iddia ortalıkta dolaşıyor.
Nedir o?
Alt belediyelerin kaldırılacağı ve sadece anakent belediyelerinin kalacağı iddiası.
Bakalım Emine Nur Günay bu iddiaya ilişkin ne demiş:
CİDDİ BİR ŞEY OLACAK
- “Büyükşehir yasasıyla ilgili uzunca bir süredir çalışma var ve bu çalışmalar devam ediyor. Bütün ülkeyi ilgilendiren Yerel Yönetim Politika Kurulu belki bunun son noktasını koyacak, bir takım revizyonlar yapacak. Oradaki çalışmalar sonucunda göreceğiz. Yani içerikle ilgili detaylı bilgim yok. Ama ciddi bir şey olacak. Tüm ülkeyi ilgilendiren bir konu ve Yerel Yönetimler Politika Kurulunda bunlar tartışılacaktır.”
*
Gelelim Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne…
Bu noktada yurttaşlarımızın kafası hala karışık.
Yeni sistemin nasıl işleyeceği konusunda kafalarda bir hayli soru işareti mevcut.
Günay bu soru işaretlerini ortadan kaldırmak için yeni yönetim sistemini anlattı.
İşte o anlatım:
CUMHURBAŞKANINA SORUMLULUK
- “Şimdi biz Ocak başından itibaren çok yoğun çalışmalar yaptık. Dolayısıyla bu sistemin tasarlanmasında mutfağın içinden biri olarak sizlerle samimiyetle paylaşmak istiyorum. Geçmiş dönemlerde bir çift başlılık söz konusuydu. Neden? Cumhurbaşkanının yetkisi sonsuz ama hiçbir sorumluluğu yok. Böyle bir pozisyondaydı. Ama diğer tarafta başbakan ve bakanlar var, bütün sorumluluk onlarda. Yani hangi ülkede bir mevki vardır ki hiç sorumluluğu olmasın ama sonsuz yetkisi olsun. Aslında biz yürütmenin başını Sayın Cumhurbaşkanı yaparak hem sorumluluk vermiş olduk hem de yetkiyi sınırlandırmış olduk. Baktığınız zaman bu yeni sistemde artık yürütme var. Yürütmeyi de halk seçiyor. Yani direk cumhurbaşkanını seçerek, yürütmenin başı olarak halk seçiyor. Şimdi şöyle diyenler de var: ‘İşte bakanları cumhurbaşkanı atıyor.’ Başbakanlık döneminde de başbakanlık atıyordu bakanları. Dolayısıyla orada bir değişiklik yok. Bakın bir de bu sistemde milletvekillerinin bakan olmasının önü de kesilmiş oldu. Evet, milletvekili de bakan olabilir ama milletvekilliğinden istifa etmek durumunda.
MECLİS YÜRÜTMENİN ÜZERİNDE
- Meclise gelelim… Meclis çok daha kuvvetli. Daha önceki dönemde kanun tasarıları bize hükümetten geliyordu. Bakanlar kurulu kararı ilgili komisyonlara geliyordu, orada da işte biraz tartışılıp genel kurula geliyordu ve geçiriliyordu. Şimdi meclis kendi kanununu kendi yapacak. Yani yasa tasarısını bir milletvekili olarak ben, şehrimle ilgili ülkemle ilgili yasa tasarısını verebilirim, ilgili komisyona gidecek, meclisteki ihtisas komisyonları çok daha yetkili durumda şu anda ve oradan tekrar genel kurula gelecek, orada yasalaşacak. Yani tamamen yasa yapma yetkisi millet meclisinde. Ve millet meclisinden çıkan yasayı Cumhurbaşkanı iptal edemez, o yasayı kabinesiyle birlikte uygulamakla yükümlü. Cumhurbaşkanı çeşitli konularda yürütmeye yönelik kararname çıkarabilir. Diyelim ki o kararnameyle ilgili meclis çoğunluğunun bir çekincesi varsa hemen bir yasa tasarısı verilebilir. Bunlar hep olasılık dahilinde. Ve o yasa tasarısı yasalaştığı anda Anayasa gereği kanun, kararnamenin üzerindedir. Yani kararname hükümsüz hale gelir.”
*
Hala tartışılan bir konu var.
Millet İttifakı neden dağıldı?
Bu konuyla ilgili bir hayli görüş mevcut.
Fakat Eskişehir’de politika yapan AK Parti’lilerden herhangi bir değerlendirme duyamamıştık; ta ki Emine Nur Günay’dan duyana kadar…
Bakın Günay ilgili konuya ilişkin ne demiş?
CUMHUR 15 TEMMUZ SONRASI DOĞDU
- “Cumhur İttifakının, doğal koşullarda gelişmiş bir ittifak süreciyle doğduğunu söyleyebiliriz. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz sonrası hemen ortak noktalarda birleşen, önceliğimiz ‘vatan, millet, bayrak’ diyen bir doğal ve tabandan gelen bir ittifak var. Şimdi bunu göz ardı edemeyiz. Bu süreçten sonra da Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin bir araya gelip, bunu daha üst yönetim biçiminde bir ittifakı şekillendirdiler ve adı Cumhur İttifakı oldu. İki parti liderimizin öncülüğünde de inşallah Cumhur İttifakı devam edecek.
MİLLET İTTİFAKI ERDOĞAN’A KARŞI OLUŞTU
- Şimdi diğer tarafa baktığımız zaman, bunu kampanya döneminde de hep biz söyledik… Tamamen doğal oluşan, tabandan gelen destekle oluşan Cumhur İttifakı’na karşı yapay bir ittifak oluştu. Ben bunu yapay bir ittifak olarak görüyorum. Zoraki yani tamamen… Hatta şunu da söyleyebilirim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşı olan bir ittifak şeklinde oluştu Millet İttifakı, ortak payda oradaydı. Şimdi böyle bir ittifakın uzun süreli olması mümkün değil. Hatta yine kampanya dönemine dönelim. Şimdi ittifak dediğiniz zaman bir tane liderin arkasında birleşebilmeniz lazım. Şimdi Millet İttifakı içerisindeki her ittifak partisinin cumhurbaşkanı adayı vardı. Yani bu nasıl bir ittifak o zaman? Dolayısıyla yapay dediğim o. Tabanı olmayan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir hedefle birleşmiş yapay bir ittifak vardı. Dolayısıyla bu ittifakın devam etmeyeceği belliydi. Kampanya süresince bile etmedi. Dediğim gibi yapay nedenlerle veya konjonktürel bir takım gelişmeler nedeniyle oluşan ittifaklara hiçbir zaman sıcak bakılmaz.”
*
Evet…
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın dört önemli konuya ilişkin görüşlerini okudunuz.
Yorum yapmadan aynı şekilde aktardım.
Takdiri size bırakıyorum…
Ekrem Birsen’den itiraz geldi!
Dün kaleme aldığım
“AK Parti’ye zarar veren kişi” başlıklı yazım üzerine Eskişehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (EESOB) Başkan Ekrem Birsen aradı ve cevap hakkını kullanmak istediğini ifade etti.
*
Ekrem Birsen’in o ifadelerini aynen aktarıyorum:
HER ŞEY YASALDIR
- “Odamızın binasıyla ilgili hiçbir şaibe yoktur. İskanı, tapusu her şeyi vardır ve yüzde yüz yasaldır. Bu beni çok üzdü. Bakın ilgili kuruluşlar denetimini de yaptı. He şey yasaldır ve mevzuata uygundur.
DEMOKRATİK SEÇİM
- Bakın EESOB seçimlerimiz de yasalara uygun bir şekilde demokratik bir ortamda yapılmaktadır. Benim nasıl seçim aldığımı delegelerime sorabilirsiniz. Biz kimseyi ne tehdit ediyoruz ne de alnına silah dayıyoruz. İyi olan kazanır. İnsanlar demokratik tercih hakkını kullanır. Ben de delegelerimizin teveccühleriyle bu onurlu görevi hakkıyla icra ediyorum.
YARANMA DERDİMİZ YOK
- Erken seçim istemek esnafın hakkı. Bakın 2014’ten bu yana her yıl seçim oldu. Seçimlerden yıldık. Ben erken yerel seçimi ülkem için istiyorum. Üç ay öne çekilsin ki 2018 yılı içerisinde yapılsın ve 2019’u bu anlamda kurtaralım. Benim demek istediğim buydu. Yoksa bizim AK Parti’ye yaranma gibi bir derdimiz yok.
HAKSIZ REKABETE KARŞIYIM
- Alkol meselesine gelince… Kimsenin ticaretine ve yaşam hakkına müdahale etmem söz konusu değil. Ben haksız rekabete karşıyım. Bir insan 22.00’den sonra tekelden alkol alamadığı için başka mekanlara gidiyor. Ama tekelden alkol alabilse gidecek evinde içebilecek. Hem esnaf kazanacak hem birey evinde daha ucuza alkol tüketecek. Yani insanlar evde içki içmesin mi? Yasak mı bu? İsteyen zaten çeşitli mekanlarda alkol içebilir. Ancak evinde içmek isteyene 22.00’den sonra alkol satışı yapılmaması, insanı o mekanlara itiyor. Bu da haksız rekabete yol açıyor. Tekelden alkol satın almak isteyen vatandaş zorunlu olarak mekana gidiyor.
AK PARTİ’NİN KANUNUNU ELEŞTİRİYORUM
- Yine mekanlar açık-kapalı bir şekilde alkol satabiliyor. Ancak tekel bayiler sadece kapalı satış yapabiliyor. Bu da bir haksız rekabet değil mi? Bakın ben bu anlamda AK Parti’nin ‘22.00’den sonra alkol satışı bayilerde yasak’ kanununu samimice eleştiriyorum. Düzenlenmesi için eleştiriyorum. Haksız rekabet ortadan kaldırılsın diye eleştiriyorum. Esnafı koruma içgüdüsüyle eleştiriyorum. Bakın insanlar motor kasalarında içki satışı yapıyor, bu neden görmezden geliniyor? Sonra tekel bayi önüne 22.00’den sonra bira kasası konuldu diye on binlerce lira ceza kesiliyor. İşletmeci bayisini satsa bu cezayı ödeyemez durumda. Bu sorunlar niye göz ardı ediliyor? İşte benim demek istediğim bu. İsteyen alkol alır isteyen almaz. İstediği vakitte alır. Buna benim müdahale etmem söz konusu bile olamaz. Ben istiyorum ki tüm işletmeler eşit koşullarda alkol satışı yapsın ki haksız rekabet önlensin. Ancak ne yazık ki benim ifadelerim cımbızlanarak art niyetli çevrelerce çarpıtılarak kullanıldı.”
*
EESOB Başkanı Ekrem Birsen’in ifadeleri bu şekilde.
Takdir yine kamuoyunun…
*
NOT: Ekrem Birsen’in cevap hakkını kullanmak istediği “AK Parti’ye zarar veren kişi” başlıklı yazıyı, anadolugazetesi.com’dan okuyabilirsiniz.