Atatürk Stadyumu, “kapanış töreniyle” resmen ömrünü tamamladı.
Eskişehir’in ve Eskişehir insanının hatıralarında çok ayrı bir yeri var, Atatürk stadyumunun…
Onbinlerce kişi aynı anda orada sevindi, orada üzüldü ve orada ağladı…
Çok büyük zaferler kazandık! Çok büyük hezimetler yaşadık…
Bir şehrin hayalleri o stadyumda yakıldı…
Ve yine mucizeler o stadyumda yaşandı!
Buruk bir vedaydı…
Eskişehirspor’un efsane isimlerinden Fethi Heper’in dediği gibi “Törenle kapatıyoruz ama yeni bir başlangıç yapılacak”
Bundan sonra Eskişehir’in ortasında millet bahçesi olacak. Mevlana’nın “Topraktan geldik toprağa gideceğiz” sözleri gibi…
Atatürk Stadyumu,
“Millet için yapıldı, Millet için yıkılıyor, Millet için yeniden hayat buluyor”
Millet bahçelerinin mimarı Nabi Avcı, sahadakilerde, izleyenlerle tek tek tokalaştı. Hal hatır sordu
. Konuşması geçmişin zaferlerine yönelikti…
Işıldayan, güzel günler
Gururu, sevinci ve heyecanı birlikte yaşıyordu…
Ve başlama vuruşu, “yeni bir başlangıç için” yapıldı!
DEFANSI EMNİYETE ALIN!
Efsaneler karşısında bizim Eskişehir karmasında en güvendiğimiz isim Emniyet Müdürü Engin Dinç’ti…
Sonuçta adı üzerinde emniyet!
Defansı emniyete alalım istedik. Düşüncemiz iyiydi. Ama Efsaneler, forvete vali Özdemir Çakacak’ı işin rengi değişti. Vali bey topu ayağına her alışta bizim defans
biraz da mahcubiyetten donup kalıyordu!
Eskiden polis haftasında polislerle maç yapardık. Emniyet Müdürlüğü takımı işler kötü gidince
anında Çevik kuvvetten 4-5 takviye yapardı…
Ama işte sonuç pek değişmiyor…
Biz gazeteye ne yazarsak skor da öyle oluyordu…
HALİL ÜNAL GÖRÜRSE!
Efsaneler karmasının takım kaptanı Vali Özdemir Çakacaktı…
Oldukça fit ve formdaydı…
Neşesi de yerinde! Hepimiz gibi o mutlu anın tadını çıkarıyor…
Sırtında Es-Es forması, elinde kalabak suyu. Tam bir Eskişehirli…
Birlikte hatıra fotoğrafı çektirdik. Sohbetin bir anında
“Başkan Halil Ünal sizi Es-Es formasıyla görürse yarın
bekletmeden ziyaretinize gelir” demeyi de ihmal etmedi…
BİR KAÇ ELEŞTİRİ!
BİR KAÇ NOT!
*Kapanış töreni biraz aceleye getirilmiş gibi.
Çok daha güzel bir organizasyon yapılabilirdi…
*Eski başkanlardan sadece
Zeki Ünal’ı gördüm. Başka da kimse yoktu. Yönetimlerin kıdemli isimlerinden Ali Eldem’de oradaydı…
*Eskişehirspor başkanı
Halil Ünal niye yoktu diye sordum soruşturdum. “İstanbul’da transfer çalışmalarına devam ediyor” yanıtını aldım.
*Törende CHP Milletvekilleri
Utku Çakırözer ve Jale Nur Süllü’yü de göremedim. Davet mi edilmediler yoksa kendileri mi gelmediler? Sorudur!
*Eskişehirspor’un efsaneleri karşısında bizim takım Eskişehir karması adını almıştı. Bizim takımın ismini kim bulduysa tebrik etmek gerekir.
Tam anlamıyla karmaydık…
*Kıdemli spor muhabirlerinden Nazım Aydın, sürekli yerde kalınca kendisine
“Şimdi değil millet bahçesi olunca” yuvarlanacaksın, demek zorunda kaldım.
*Atatürk Stadyumu’nun bütün tribünlerinde maç izledim. Son maçta ise sahadaydım! Tribünlerde olmaya alışık bizler için finalde sahanın içinde yer alınca garip duygular içine girdim.
AYDER’E BİN SELAM!
*Açık, kapalı, portatif, tribünlerimiz vardı. Ama bizim kuşağın hafızalarında kalan
en önemli tribün Ayder tribünüydü… Son veda maçında tribünde yerini alanlara, pankart açanlara, Es-Es çektirenlere bin selam olsun. Davulcu İsmail olsaydı “
Bir baba hindi” çektirmeliydi
diye düşündüm…