Yanan fabrikanın çökme riski bulunuyor! Yangın çıkan ev kullanılamaz hale geldi... Eskişehir'den yılın ilk kar manzaraları görüntüler… 24 Kasım Pazar dolar kurunda son durum Afyonkarahisar'da feci kaza: Çok sayıda yaralı var… Eskişehir beyaz bir güne merhaba dedi! İşte günün … Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Elma ile armut

4 Temmuz 2013 09:30

Görüşler

Elma ile armut

Büyük usta "İlhan Selçuk", bir yazısında dile getirmişti:

"İnsanlar gibi sözcükler arasında da akrabalık vardır..."

Yeter ki..

"Elma ile armut karıştırılmasın!"

…….

Eskişehir aylardır konuşulan üç önemli seçim geçirdi...

Üçü de oldu bitti ama hala konuşuluyor...

"Neden kaybetti?"

"Nasıl kazandı?"

Sözcükler arasında akrabalığın en güzel örneklerinden biridir:

"Kabadayı ile külhanbeyi..."

Önce ETO seçimleri yapıldı...

Ama buna seçim demek yerindeyse!

Çünkü, "Harun Karacan"ın karşısına bir "kabadayı" çıkamadı!..

ESO seçimlerinden önce ise oldukça hareketli günler yaşandı...

Bir gün "Nebi Hatipoğlu"ydu...

Bir gün "Savaş Özaydemir..."

Kuru-sıkı atışlar yapıldı ama, hangisinin "kabadayı", hangisinin "Külhanbeyi" olduğu konusunda kimse yorum yapamadı…

Sonuçta "Savaş" kazandı…

…….

Eskişehirspor’un kongresi de ESO’nun benzeri gibiydi...

Bırakın "kuru-sıkı"yı..

Ara sıra..

"Sulu atışlar bile yapıldı..."

Herkes son 13 yılın getirdiği tecrübenin kazanacağını sanıyordu…

“Ne yazık ki uğursuz rakamdı 13!..”

Sağ omuzu hafif inik, kambur yürüyüşlü bir kişiye "külhanbeyi" denirdi…

Halil kaybetti...

"Ama külhanbeyi sanılmazdı!"

Mesut kazandı..

“Onun da kabadayı olduğu düşünülemez!”

Yine de bu iki sözcük arasında bir akrabalık var ya, sonuçta meyvesi geliyor gündeme…

Eskişehir halkı da kolay kolay...

“Elma ile armutu karıştırmaz!..”

4+4+4’ün günahını kim ödeyecek?

Bu sütunlarda çok yazıp çizdik ama, deneyimli gazeteci "Mehmet Y. Yılmaz" bütünüyle noktalamış konuyu...

Özetleyerek aktarmak istiyoruz :

-Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıl okula başlayan 60-66 aylık öğrencilerin yaşadığı uyum sorunu nedeniyle 4+4+4 sisteminde revizyona gidecekmiş...

40 dakikalık derslere bu çocuklar uyum sağlayamamış. Dinleme bozukluğu ve dikkat dağınıklığı söz konusu... Bunun için dersler 20-30 dakikaya indirilecek...

Dersliklerin de bu yaştaki çocuklar için uygun olmadığı ortaya çıktı. Sıra boyları onlara göre değil. Şimdi bunun için minderli derslikler oluşturulacak. Okulların çatılarına ve bodrumlarına oyun alanları yapılacak…

66 ayın altındaki her beş çocuktan dördü okumayı sökemedi. Yüzde 67'si en az bir kez altına kaçırdı. Öğretmenlerin yüzde 65'i de zaten bu yaştaki çocuklara eğitim verebilecek meslek içi eğitimden geçirilememişti.

"Yüz binlerce çocuğun geleceği, AKP’lilerin imam hatiplerin orta bölümlerini açma hırsları yüzünden karartıldı..."

Bütün bu yaşananlar, bir yıl önce uzmanlar tarafından söylenmişti. Ama dinleyen olmadı...

Başbakan mimariden tutun da eğitimciliğe kadar her şeyin "tek bileni", onun dediği oldu, sonuç ortada...

…….

Uzmanların görüşlerine dayanarak, biz de dile getirmiştik bu uyarıları... Ama başta Milli Eğitim Bakanı "Nabi Avcı" ya dinletemedik ki, Başbakan anlasın...

" Evet, bu 4+4+4'ün günahını kim ödeyecek?"

Günün Balı

CIA "ABD’deki Türk Büyükelçiliğini" dinlemiş. Öğrenecekleri bir şey olmadığına göre

“Bakalım dediklerimizi harfiyen yapıyorlar mı!" diye dinlemişlerdir...

Günün İncisi

Milletlerin zenginliği, ipek, pamuk, altın değil insandır.

R. Hovey

Günün Sorusu

"Ayaklar ne zaman baş oldu?"

Yanıt:

"En az 10 yıldır öyle!"

Günün Sözü

Suyun değeri, kuyu kuruyunca anlaşılır.

Thomas Fuller

Kıssa-dam—

Hala İnsanları aptal yerine koyup kendi yeteneklerinden değil, iktidarın suçlarından medet umuyorlar…

"Türkiye ayağa kalktı, kıpırda birader...”

Bekir Coşkun

Böyle rüya olur mu?

İstekli ve bekar kadın doktoruna dert yanıyormuş:

"Öyle korkunç rüyalar görüyorum ki, sormayın doktor. İnanın çıldıracağım geliyor.."

Doktor sormuş:

"Peki, dün gece ne gördünüz?"

"Korkunç, çok korkunç" diye başlamış kadın:

"Bir adam beni kovalıyordu. Kovaladı, kovaladı,

kovaladı" derken doktorun sabrı taşmış :

"Sonra ne oldu?"

"Ah doktor ah!" demiş kadın:

"Yakalayamadı salak adam!"

Asker bisküvisi

Acemi er, levazım çavuşu Temel’e yakınır:

"Bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim içinden bir gram bile ördek eti çıkmadı."

Temel, "Sen hiç asker pisküvisi yedun mi?" diye sorunca da, "Yedim başçavuşum" der er.

Temel de, "Söyle bakayum şimdu" der:

"İçinden hiç asker çıkti mu?"

İlahi TRT!..

TRT'nin geçen hafta üç kanalında dolaştık. Aynı dakikalarda, şeşleştirilmiş kanalda başına bir şeyler sarmış bir adam, Kürtçe "Saidi Nursi’’nin özelliklerinden söz ediyordu.

TRT Anadolu'da , yazın açılan Kuran kurslarının önemine ilişkin bir açık oturum vardı. Diğer bir kanalda da dini sohbet sürüyordu.

Maşallah, devlet televizyonu değil,

"Medrese-ül İbrahim Şahin!”

, Işık Kansu

İleri düzeyde İngilizce

-What are you thinking dark dark?

"Ne düşünüyorsun kara kara?"

-Come with ball, come with ball.

"Topla gel, topla gel."

-Shake your head, get your salary.

"Salla başını, al maaşını."

( twitterdan)