Elin yabancısı…

Eskişehir’de geçmiş yıllarda görev yapan başarılı Emniyet Müdürlerinden Savaş Yücel, son günlerde WhatsApp’tan birkaç mesaj attı. Attığı mesajlardan bir tanesi oldukça dikkatimi çekti ve sizinle paylaşmak istedim. (Tabi “Attığım mesajı yayınlayabilirsin” dedi. İsmail Küçükkaya vakası olmasın diye kendimizi garantiye aldık yani:) Yücel kısa bir video atmış. O videoda yabancı bir adam Türkiye’nin cennet bir ülke olduğundan bahsediyor ancak çevre kirliliği nedeniyle utanç duyduğunu ifade ediyor. Eline bir poşet alıyor ve çöp toplayarak şu mesajı veriyor: “Belediyeler şehir merkezlerine iyi bakıyor ancak köy ve doğal alanlarda çöp atmama ve toplama görevi insanların. Bu ülke Türk’lerin ve Türkiye temiz kalmalı.” Çoğu zaman “Elin yabancısı deriz” değil mi? O elin yabancısı, bizim ülkemizi bizden fazla düşünüyor.
 
CHP’nin Seyitgazi adayı?

24 Haziran seçimleri bitti. Kazananlar ülkenin yönetim biçimini planlarken, kaybedenler başarısızlığın nedenlerini sorguluyor. Neyse… 24 Haziran’la birlikte Türkiye’nin pek çok şehrinde yeni bir heyecan daha baş gösterdi. Yerel seçim! Eskişehir özelinde de seçim heyecanının şimdiden başladığını ifade edebiliriz. Bu anlamda dikkatimi çeken bir isimden bahsetmek istiyorum: CHP’li Volkan Enver Kılıç! Kılıç, Seyitgazili ve konuşulanlara göre CHP’den Seyitgazi Belediye Başkan adayı olmak istiyor. Bu anlamda Genel Merkez’le görüşmelerini sıklaştırmış ve bir sinyal almış ki Seyitgazi’de seçim çalışmalarına başlamış. Söz konusu çalışmalarını da sosyal medya hesabından paylaşıyor. Ne diyelim? Kılıç aday yapılır mı yapılmaz mı bilinmez ama şimdiden çalışmalara başlaması hem partisinin hem de kendisinin lehine.
 
 
Muhtar seçilemedi ama…



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1998 yılında Siirt’te bir konuşma yapmıştı. O konuşma üzerine hapis cezası almıştı ve bu ceza üzerine Ertuğrul Özkök yönetimindeki Hürriyet, “Siyasi hayatı bitti, muhtar bile seçilemez” şeklinde manşetler atmış ve yorumlar yapmıştı. Yine Hürriyet, 28 Şubat öncesi de darbeyi destekler nitelikte olarak iddia edilen başlıklar atmış ve yorumlar yapmıştı. Ancak bugün gelinen noktada ne oldu? Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’yi kurdu. Partisini iktidar yaptı. CHP, demokrasi gereği, Erdoğan’ın Başbakan olmasının yolunu açtı. Erdoğan sonrasında Cumhurbaşkanı oldu. 16 yıl yönettiği ülkede onlarca seçime girdi ve her defasında kazandı. Şimdi ise halkın oylarıyla yönetim sistemini değiştirdi ve ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Yani… Muhtar bile seçilemez denilen Erdoğan, yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
 
İYİ Parti pişman
 
Millet İttifakı içerisinde yer alan hem İYİ Parti hem de Saadet Partisi,  “İttifak bitmiştir” şeklinde açıklama yaptı. Bununla birlikte CHP yalnız kaldı. Son olarak İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, İYİ Parti’nin CHP yüzünden oy kaybettiğini öne sürdü ve dedi ki: “Koyduğumuz hedeflere ulaşamadık. Bunun nedenleri var. Benim kişisel kararım CHP ile seçim ittifakı bize oy kaybettirdi. Siyasette pişmanlık söz konusu değil ama genel çerçevede baktığımızda yolumuza devam ediyoruz. Eğer SP-DP ittifakı olsaydı biz de çok daha fazla oy alırdık. Sadece biz değil, Saadet Partisi de bunu belirledi diye düşünüyorum.” Özdağ bu açıklamasıyla, “İttifak bitmiştir” görüşünü bir adım daha ileriye götürdü. Bununla beraber İYİ Parti’nin önde gelenlerinin, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile olan samimi pozları da düşünüldüğünde… Neyse gerisini siz tamamlayın.
 
Alevi’lerin beklediği şey…
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran öncesinde AK Parti’nin seçim beyannamesini açıklarken, beyanname içerisindeki bir madde oldukça dikkatimiz çekmişti. Neydi o? Sayın Erdoğan aynen şu cümleyi kurdu: “Cemevlerine hukuki statü tanıyacağız.” Söz konusu bu vaat, çok konuşuldu ve çok tartışıldı. Alevi yurttaşlarımızın bir bölümü bu vaadi olumlu bulurken, bir diğer bölümü ise bu vaade inanmadığını ifade etti. Cemevleri yasal statüye kavuşur mu bilinmez ama Sayın Erdoğan, “81 milyonun cumhurbaşkanıyım, herkesi kucaklayacağım” diyorsa, samimiyetini ortaya koyarak söz konusu yasayı çıkarmalı.
 
Birbirinizi değil soğan yiyin 
 
24 Haziran öncesi CHP’lilerin hükümete dönük yaptığı en büyük eleştirilerden biri ekonomi politikalarıydı. Hatta soğan lobisi, domates lobisi gibi espriler yapılıyor; rahmetli Barış Manço’nun “domates, biber, patlıcan” isimli şarkısı üzerinden alay ediliyordu. Ancak ne olduysa seçimden sonra bu eleştiriler kayboldu. Bunun bir nedeni olmalı. Ekonomi mi düzeldi de CHP’liler sustu? Tabii ki hayır. Ekonominin vaziyeti ortada. O zaman CHP’liler neden sustu? Çünkü seçimin hemen sonrasında her zaman olduğu gibi birbirlerini yemeye başladıkları için muhalefet yapmaya fırsat bulamıyorlar! 
 
Erdoğan’lı banknot



Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Bununla beraber Recep Tayyip Erdoğan imzalı 1 TL’lik “Göreve Başlama Parası” basıldı. Bu para elbette o güne özel bir hatıra parasıydı. Ancak bence bu bir hazırlık. Gelecekte, bırakın Recep Tayyip Erdoğan imzalı metal olarak basılan hatıra parayı, Erdoğan’ın fotoğrafının yer aldığı banknot bile basılabilir. Zira 500 TL’lik Recep Tayyip Erdoğan ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü fotoğraflarının yer aldığı banknot görselleri ortalarda dolaşıyor. Zira AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen Serkan İnci’nin kurucusu olduğu İnci Sözlük’te bu banknotun paylaşıldığını görebilirsiniz. Demem o ki: İleride Erdoğan’lı banknotları kullanmaya hazır olun!
 
Kadir Poyraz ne dedi?



Geçtiğimiz günlerde CHP’li Kadir Poyraz aradı ve seçim değerlendirmesi yapmak istediğini söyledi. Birçok şey anlattı ancak sütunlarımız yeterli olmadığı için küçük bir bölümünü sizlere aktarıyorum: “CHP kimsenin özel mülkiyeti değildir. Başarılı olamayanlar ayrılmayı bilmelidir. Bizim sırtımızdan ininiz. Partinin öz evlatları dururken, AKP eskileri ve eski sağcılardan medet beklemek mantıklı mı? Belediye başkanları aday belirlememeli, kongrelere müdahale etmemeli, sadece belediye hizmetleri yapmalı. Belediyeler vatandaşları gezilere götürünce demek ki seçim kazanılmıyormuş. Demek ki belediyelere partili olmayanları işe alınca seçim kazanılmıyormuş. ‘Odunu aday göstersem kazanırım’ deyince kazanılmıyormuş. Hak etmeyen insanlardan partililer bıkmış.” Kadir Poyraz böyle diyor. Takdir kamuoyunun… 


Dünya İnsanları

11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezinden atlamış bir adam…


Fotoğrafın dili olsa



Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak: Hocam sen ne yaptın böyle? Topa vururken aynı anda zeybek oynayabilen başkasını görmedim valla, helal sana!
AK Parti Esk. Mv. Nabi Avcı: Ohooo!.. Bu daha bi şey mi? Ben şova yeni başlıyorum, izleyin ve görün…


Afiş

Bülbülü Öldürmek
 
1962 yapımı Bülbülü Öldürmek filmindeki olaylar, ekonomik buhranın hüküm sürdüğü 1930’lar Amerika’sının Alabama eyaletinde geçiyor. Film, ırkçılığın şiddetinin son noktaya ulaştığı bu dönemi gerçekçi bir üslupla işliyor. Beyaz bir kadına tecavüz suçuyla tutuklanan siyah bir gencin avukatlığını üstlenen başarılı bir avukat, çevresi tarafından şiddetle eleştirilip davadan geri çekilmesi yönünde baskılara maruz kalıyor. Ancak idealist avukat yolundan dönmüyor. Ayrıca bu film, Harper Lee’nin gerçekte yaşanmış olaylara dayanan Bülbülü Öldürmek romanından uyarlanmıştır.  


Bit Tweet / Yılmaz Büyükerşen
 
5 yıl önce Eskişehir’de karanlık bir sokakta, karanlık vicdanların, daha 19 yaşındayken öldürdüğü #AliİsmailKorkmaz’ı rahmetle anıyorum. Taş etseniz de çocukları, elleri çiçek tutar, kuşlara su verir avuçları…


Karikatür